Hangi Gerçekler

Hangi Tanrı?

Yemin eden Tanrı

 “Yüce” olduğu kabul edilen bir Tanrının, insanları hem kendisine ve hem de Muhammed’e inandırmak, ya da “Yüceliğini”, “Güçlülüğünü” anlatmak maksadıyla, “And içerek” (“Yeminler” ederek) konuşup konuşmayacağı konusunda. Hem de Tanrı incirden zeytine , koşan atlara kadar her şey üzerine yemin etmektedir.
Saffat 37. Ayet 1. Yemin olsun o saf bağlayıp dizilenlere/o saflar tutturup sıraya dizilenlere-o kanatlarını açıp toplayarak uçanlara.
Necm 53 Ayet 1. Batmakta olan yıldızlara andolsun ki, arkadaşınız Muhammed sapmamış ve azmamıştır.
Ra’d 13. Ayet 38. Yemin olsun, biz senden önce de resuller gönderdik, onlara da eşler ve evlatlar verdik. Hiçbir resul, Allah’ın izni olmadıkça herhangi bir mucize getiremez. Her süre için bir yazı vardır.
Meryem 19. Ayet 68. Rabbine yemin olsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonra hepsini diz çökmüş halde cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.
Nahl 16. Ayet 56. Tutuyor, kendilerine verdiğimiz rızıklardan hiçbir şeyin farkında olmayanlara pay çıkarıyorlar. Allah’a yemin olsun ki, iftira edip durduğunuz şeylerden kesinlikle hesaba çekileceksiniz.
Hicr 15. Ayet 72. Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.
Tin 95. Ayet 1. Yemin olsun incire, zeytine.
BELED 90.
1. Yemin ederim bu kente ki, iş onların sandığı gibi değildir.
3. Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki.
Hakka 69. Ayet 38-41. Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize, Ve görmediklerinize! Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.

inşikak/84:16-19 84: 16. Hayır! Şafağa, yemin ederim ki ,

84:17. Geceye ve onda basan karanlığa,

84:18. Dolunay olmuş aya ,

84:19. Ki ,siz elbette halden hale geçeceksiniz.

Burada da yemin eden Allah olamayacağına göre Muhammed’dir.. Muhammed burada islam öncesi inanışlarını da ortaya koymaktadır. Güneş ve ay, islam öncesi Arap’larca kutsal sayılırdı.

Kuranda Tanrının ettiği yeminleri fazla uzatmayalım ki bu yeminlerin sayısı 209 dur. Asıl önemlisi İslam öncesi Arap şiirine göz atalım ve bu yeminlerin kaynağını görelim.

Bu çalışmada, klasik Arap şiir ne nesrinde en sık rastlanan yeminler ele alınmaktadır. Araplar, ilk dönemlerden beri kendileri için önemli olan değerler, kavramlar ve kişiler üzerine yemin etmişlerdir. Her millette rastlayabileceğimiz bu geleneğe ilave olarak Arapların kutsal yerler üzerine yemin ettikleri de görülür.

Ayrıca, herhangi bir Arabın kendisi için değerli olan bir eşyası/metaı üzerine yemin etmesi de dikkat çekicidir.  -Kâlî’nin el-Emâlî adlı eserinde “Arapların Yeminleri” başlıklı bir bölüm açıp yeminlere dair çok sayıda örnek vermesi, Arapların bu konuya ne kadar önem verdiklerini gösteren en güzel kanıtlardan birisidir.

El-Kâlî’nin sunduğu eski Arap yeminleri arasında,لا وفالق الاصباح (Geceyi yarıp sabahı çıkarana and olsun ki), لا و مُهِبّ الرياح (Rüzgarları estirene and olsun ki),لا و مُنشر الأرواح (Ruhları yeniden yaratacak olana and olsun ki),لا والذي هو أقرب اليّ من حبل الوريد (Bana şah damarımdan daha yakın olana and olsun ki),لا والذي يراني من حيث ما نظر (Baktığı her yerden beni görene and olsun ki), لا والذي كل الشعوب تَدِينُه (Bütün milletlerin kendisine boyun eğdiği varlığın adına yemin olsun ki) gibi yeminler sayılabilir[i][i].

Görüldüğü gibi, yeminler çoğunlukla yaradan Allah’ın adına yapılıyor ve yeminin başında bir te’kit lâmı (لا) yer alıyor. Yemin etmek için kullanılan ifadeler, el-Kâlî ya da diğer yazarların belirttikleriyle sınırlı değildir. Özellikle Allah’ın adına yapılan yeminlerde, bazen kişilerin kendi bilgi, hayal ve birikimlerini kullanarak daha önce rastlanmayan bir üslupta yemin ettikleri görülür.

Meselâ Abbasi halifelerinden el-Emin’in huzurunda şarkı söyleyen bir cariyenin terennüm ettiği şu beyitteki yemin dikkat çekicidir[ii][ii]:     أما وربِّ السكون والحَرَكِ     إن المنايا كثيرة الشَّرَكِDurgunluğun ve hareketliliğin Rabbine and olsun ki ölümün nice tuzakları var.A‘şâ Hemdân da, Emeviler devrinin asi valilerinden olan kuzeni İbnu’l-Eş‘as’tan umduğu miktarda maddi destek görememesi üzerine söylediği bir şiirinde kendisine şöyle sitem eder[iii][iii]:          ثم ترى أنا سنرضى بذا     كلا وربِّ الراكع والساجدِ         و حرمة البيت و أستاره     و من به مِن ناسكٍ عابدِ  –Sen bizim buna razı olacağımızı sanıyorsun. Rukûya ve secdeye varanın Rabbine,Evin (Kâbe’nin) mahremiyetine ve üstündeki örtülere ve orada ibadet eden kullara and olsun ki razı olmayacağız.  فأقسمت بالبيت الذي طاف حوله      رجال بنوه من قريش و جرهم

Kureyş ve Curhum kabilelerinden insanların kurup etrafında tavaf ettikleri Kâbe üzerine yemin olsun ki.

Hıristiyan Arap şairlerin de Hz. İbrahim’den beri Araplar arasında kutsal sayılan yerlere saygı gösterdiklerini Adiy b. Zeyd’in aşağıdaki beyitinden anlamaktayız.

Cahiliye Döneminde Hire hükümdarlarının sarayında katiplik ve mütercimlik yapan, daha sonra kendisini çekemeyenlerin attığı iftiralar sonucu zindana kapatılan ve öldürüleceği günü bekleyen Adiy b. Zeyd, yaşadığı dramı anlattığı şiirlerinden birisinde şöyle der[iv]:     سعى الأعداء لا يألون شراً       عليّ ، وربِّ مكة والصليبِ  –Mekke’nin ve haçın Rabbine and olsun ki, düşmanlar benim aleyhimde çalıştılar ve ellerinden gelen kötülüğü esirgemediler.

Hıristiyan Araplar, sadece kendileri için kutsal sayılan kavram ve varlıklar üzerine de yemin ettikleri de görülür. Yukarıda Adiy’in haç Mekke’nin Rabbi’nin yanısıra haç üzerine ettiği yeminin bir benzerini, Hireli Hıristiyanların ettiğini görmekteyiz.. Hireli Hıristiyan bir şair ve şarkıcı olan Huneyn b. Belva‘ın (ö. 110/728) torunlarından birisi, bir mecliste İbn Sureyc’e ait bir şiiri besteleyerek okur.

Orada bulunanlardan birisi, bu şarkıyı çok beğendiğini; ancak böyle bir bestenin Hireliler tarafından yapılmış olmasına ihtimal vermediğini söyleyince Huneyn’in torunu hemen şu cevabı verir:[v]  –   والصليبِ و القربانِ ما صنع هذا الصوت إلا في منـزلنا Haça ve kurbanlara and olsun ki, bu beste bizim evimizde yapılmıştır 

Sonraki dönemlerde Arapça eserlerde rastlanan ve Hıristiyanlık değerleri üzerine yemin eden cümleler, Arapça asıllı olmayıp eserin yazarı tarafından Arapça’ya uyarlanmıştır. Meselâ İspanya Kralı Luzerik’in Septe Valisi Yulyan, kızının ırzının Luzerik tarafından kirletilmesi üzerine,          و دينِ المسيحِ ، لأزِيلَنَّ سلطانه و لأحفرنَّ تحت قدميهMesih’in dinine and olsun ki, onun saltanatını yok edeceğim, ayağının altını kazıyacağımdiye yemin ederek ona kin bağlamıştır[vi].

Değişik konularda yazılmış eserlerden aldığımız ve içinde kutsal yerler ya da kavramlar üzerine edilen yeminleri içeren bazı örnek cümleleri aşağıda sunuyoruz:Emevi şairlerinden ‘Umar b. Ebî Rebî‘a’nın bir şiirinde geçen iki kız kardeş arasındaki konuşmayı değerlendiren İbn Ebî ‘Atîk,حسنت و الهدايا و     اجادت (Kâbe’ye sunulan kurbanlara and olsun ki, çok iyi yapmış, çok güzel söylemiş) takdirini ifade etmiştir[vii].   

Yine İbn Ebî ‘Atîk, birgün şarkıcı Delâl’dan şarkı söylemesini ister. Orada bulunanlardan birisi, “şimdi bunun sırası değil” deyince İbn Ebî ‘Atîk,         و ربِّ الكعبة لَتُغَمِّيَنَّ  (Kâbe’nin Rabbine and olsun ki, şarkı söyleyecek) diye ısrar edince Delâl defi eline alıp şarkı söylemeye başlamış[viii]. Cahiliye Döneminde önde gelen kabile reislerinden olan Kuleyb’in eşi Celile, eşinin intikamını almaya niyetlendiği bir sırada babası tarafından sakin olmaya ve kocasının diyetini kabul etmeye çağrılınca,  اُمنية مخدوع و ربِّ الكعبة  –(Kâbe’nin Rabbine and olsun ki, bu kandırılmış kişilerin arzusudur) diye cevap verir[ix].

Abbasilerden İbrahim b. el-Mehdî, Mescid-i Haram’da karşılaştığı şarkıcılardan Ebu Said’in bir beyiti nağmeyle okuması için   و ربِّ هذه البنية ، لا تبرح حتى تغنيه  –(Bu binanın –Kâbe’nin- Rabbine and olsun ki onu okumadıkça burada bir yere ayrılmazsın.) şeklinde ricada bulunmuştur[x].

Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin, Yezid. Muâviye ile mücadele etmeye hazırlandığı bir sırada akrabalarından Ebu Bekr b. Hişâm yanına gelerek tehlikeli bir işe giriştiği ve kendisine yardım vaat edenlere fazla güvenmemesi konusunda uyarıda bulunur ve babasının da aynı tuzağa düşürüldüğünü hatırlatır; ancak Hüseyin bu sözlere aldırış etmez ve yoluna devam eder. Aralarındaki geçen konuşmayı sonradan öğrenen el-Hâris b. Hâlid el-Mahzûmî, Ebu Bekr b. Hişâm’a نصحت له و ربِّ الكعبة (Kâbe’nin Rabbine and olsun ki ona iyi nasihat etmişsin) diyerek onu takdir eder[xi].

Emevilerin hilafetini kabul etmeyen ve Mekke’de halifeliğini ilan eden Abdullah b. ez-Zubeyr, kendisi ortadan kaldırmak içi gelen Haccâc komutasındaki askerleri görünce قتلة عثمان امير المؤمنين و ربِّ الكعبة (Kâbe’nin Rabbine and olsun ki, bunlar Halife Osman’ın katilleridir) der[xii].

Araplar, kutsal mekanlar ve değerlerden başka kendileri için önemli olan herhangi bir nesne, kavram vb. üzerine de yemin etmişlerdir. Meselâ Cahiliye Döneminde Bekr ve Tağlib kabileleri arasında meydana gelen savaşlarda öldürülen Kuleyb’in oğlu Hicris’in bir yemini buna güzel bir örnektir. Hicris, kendisini büyütüp yetiştiren ve aynı zamanda babasının katili olan dayısı Cessâs’ı öldürürken şöyle demiştir[xiii]:  و فَرَسِي و اُذُنَيْهِ و رُمْحِي و نَصْلَيْهِ و سَيْفِي و غِرارَيْهِ ، لا يترك الرجل قاتل أبيه و هو ينطر اليه. –Atıma ve kulaklarına, mızrağıma ve sivri ucuna, kılıcıma ve keskin ucuna  and olsun ki, adam dediğin babasının katilini sağ bırakmaz

.Arapların, bir sözdeki vurguyu ya da bir konudaki kararlılıkları ifade etmek için eşlerini boşamaya dair yemin ettikleri de görülür. Meselâ el-Hutay’a, bir kıtlık yılında Mukalled b. Yerbû‘ kabilesine sığınır. Şairin keskin dilinden çekinen kabile mensupları, yanına gelerek kendisinin neden hoşlanıp hoşlanmadığını ve neyi sevip sevmediğini sorarlar. Bu soru üzerine isteklerini sıralayan el-Hutay’a, kabilenin bekar erkeklerinin gelip kendi kızlarının yanında şarkı söylememelerini özellikle rica eder. Bunun üzerine her baba, oğlunu karşısına alarak şu uyarıda bulunur[xiv]:

 امكم الطلاق ، لئن تغنى احد منكم و الحطيئة مقيم بين أظهرنا لأضربنَّ  ضربة بسيفي أخذت منه ما أخذت.-Ananızı boşamaya dair yemin ediyorum. Hutay’a aramızda olduğu sürece sizden kim şarkı söylemeye kalkarsa kılıcımla ona öyle bir vururum ki ona gününü gösterir.Yukarıdakine  benzer bir yemin de, Abbasi Halifesi el-Me’mûn ile bir tufeyli (asalak) arasındaki konuşmada geçmektedir. el-Mesûdî’nin naklettiği  habere göre, zındıklıkla suçlanan bir grup insan, halifenin emri üzerine ölüm cezasına çarptırılır.

Grubun içinde bulunan tufeyli: يا أمير المؤمنين ، إمرأتي طالق إن كنت اعرف من أقوالهم شيئاً و انما انا رجل طفيلي.Ey Emirülmü’minin, onların inançları hakkında bir şey biliyorsam (zındıklıkla ilişkim varsa eğer) karım benden boş olsun. Ben sadece asalak bir adamım.diyerek onlardan birisi olmadığını, aralarına yanlışlıkla katıldığını anlatmaya çalışır ve bağışlanmasını diler. Halife de onu affeder[xv].

Arapların, bir sözü pekiştirmek, bir anlamı teyit etmek için babalarının adına yemin etmeleri de sık rastlanan bir durumdur. Hammâd er-Râviye’nin ezberleyip rivayet ettiği şiirlerin miktarı karşısında hayranlığını gizleyemeyen Emevi halifelerinden el-Velîd b. Yezîd,  إن هذا لَعِلْمٌ ، وأبيكَ ، كثيرٌ   (Yemin olsun ki, bu büyük bir bilgidir) diyerek onu takdir etmiştir.[xvi] Ebu’l-‘Alâ el-Ma‘arrî, bu yemini harfiyle kullanır[xvii] 

Kalıplaşmış Belli Başlı Yeminler

Yukarıda geçen ve herkesin kendi üslubuna göre uzatıp kısalttığı, bir harf ya da kelime ekleyebildiği, ya da sadece kendisine ait özgün bir cümle şeklinde gelen yeminlerin dışında kalıplaşmış yeminler de vardır. Bunların en önemlilerini aşağıda örneklerle sunuyoruz.يَدَ اللهِ :  Allahın eli (gücü, kudreti) üzerine yapılan bu yeminde يد kelimesi, yemin ederim anlamına  gelen  düşürülmüş  takdiri  bir  fiilin  (أقسم، حلف) mefulü olduğu için nasb edilmiştir.

Bu yemin şekline, Ebu’l-‘Alâ el-Ma‘arrî’nin bir şiirinde rastlamaktayız[xviii]:         أ إخواننا بين الفرات و جلق     يَدَ اللهِ ، لا خَبَّرْتُكُمْ بمحالEy Fırat ve Cıllık arasında yaşayan kardeşlerimiz!Allah’a and olsun ki size imkansız olanı haber vermedim.جَيْرِ  :  Kesre ile mansub olan bu yemine de klasik Arap şiirinde sık sık rastlamaktayız. el-Ma‘arrî[xix]:          جَيْرِ أن الفتى لقي النصب الأعـ     ظم بين الأهلين و الجيرانِYemin olsun ki insan, en büyük derdi, yakınlarından ve komşularından çeker.Anonim bir beyit[xx]:         إنَّ الذي أغناك أغناني 

     واللهُ نَفَّاحُ اليدين بالخيرِYemin olsun ki, seni zengin kılan, beni de zengin kılmıştır.Allah insanlara iyi şeyler bahşedendir.وَ جَدِّكَ  : Şuubi şairlerden İsmil b. Yesâr, Emevi halifesi Hişâm b. Abdilmelik’in huzurunda okuduğu bir şiirinde şöyle der[xxi]: إنّي و جَدِّكَ ما عُودي بذي خَوَرٍ  عند الحفاظ و لا حوضي بمهدومِ Yemin olsun ki, (ırzımı ve şerefimi) koruma anında ne gevşeklik gösteririm ne de yıkılırım.لا جَرَمَ :Huzeyl Kabilesi şairlerinden Said’in okuduğu bir şiiri çok beğenen bir grup Kureyşli genç, احسنت واللهِ ، لا جَرَمَ لا يكون صبوحنا في غد إلا عليه (Çok güzel söyledin, yarın sabah içkimizi bunu dinleyerek içeceğiz) demişlerdir.[xxii]

Bu yemin, Kur’ân’da da beş yerde geçmektedir. Burada bir örnekle yetineceğiz:لاَ جَرَمَ اَنَّهُمْ في الآخِرَةِ هُمُ الْخَاسِرُونَ    Yemin olsun ki onlar, ahirette hüsrana uğrayacaklardır.[xxiii]قَعِيدَكَ الله  : قَعِدَكَ  ,  قِعْدَكَ  şekillerinde de yazılıp okunur. Allah senin yanında olup seni korusun anlamında bir dua olup yemin ve rica maksadıyla söylenir.Mutemmim b. Nuveyre[xxiv]

(Mufad., 269):      قَعِيدَكِ ألاَّ تُسمِعيني ملامةً     و لا تنكئ قرح الفؤاد فييجعاNe olursun bana sitem işittirme .Gönlümün yarasını da deşme ki acımasın! ناشَدْتُكَ اللهَ : Allah’ın adına yemin ederek birisinden bir şey yapmasını ya da yapmamasını rica etmek için söylenir. Özellikle tarihi metinlerde bazı önemli olaylara anlatan paragraflarda sık rastlanır.

Örnekler:فانتهى علي الى البصرة و راسل القوم و ناشدهم الله ، فأبوا إلا قتاله.(Hz.) Ali Basra’ya vardı ve oradakilerle mesaj gönderip Allah rızası için (savaşmamalarını) istedi. Ancak onlar savaştan vazgeçmediler[xxv].وبعث اليهم من يناشدهم الله في الدماء فأبوا إلا قتاله. (Hz. Ali) Onlara haber gönderip kan dökmemelerini istedi, ancak onlar savaşmakta direttiler[xxvi]

.         مَحْلُوفي : Yemin etti anlamına gelen حَلَفَ fiilinin ism-i mefulü olup tek başına yemin etmek için kullanılır. Cahiliye Devrinde Bekr b. Vâ’il kabilesinin cesur savaşçılarından biri olan ‘Avf b. Mâlik, kabile mensuplarının sürekli savaştan korkup kaçmaları üzerine و مَحْلُوفي لا يمر بي رجل من بكر منهزماً إلا     ضربته بسيفيiyorum, Bekr b. Vâil’den her kimim kaçtığına rastlarsam kılıcımla öldürürüm) diyerek tehdit eder[xxvii].لَعَمْرُ  :  Bir isme muzaf olan bu yemin, damme ile mebni olup  عَمْرَكَ  şeklinde mansub olarak da söylenir.

Örnekler:Ebu Zubeyd et-Tâ’î, içki içmesi nedeniyle Kûfe valiliğinden azledilen el-Velîd b. ‘Ukbe’yi teselli ettiği bir şiirinde:[xxviii]          وَلَعَمْرُ الإلهِ لو كان للسيـ     ـفِ مصالٌ و للسان مقالُ         ما تناسيتك الصفاء ولا الوُ دَّ ولا حال دونك الأشغالُ – Allah’a and olsun ki, kılıcın saplanacak bir tarafı, ya da dilin söyleyecek bir şeyi olsaydı, ne senin dostluğunu ve samimiyetini     unuturdum,ne de meşguliyetim buna engel olurdu.A‘şâ Hemdân, boşadığı eşi Ummu’l-Celâl’e hitap ettiği bir şiirinde şöyle der:[xxix]      لَعَمْرُ اَبِيكِ لقد خِلْتِني 

   ضعيفَ القوى أو شديد المحالBabanın adına yemin olsun ki, sen beni ya çok zayıf ya da çok güçlü sanmışsın.Mutemmim b. Nuveyre[xxx]:      لَعَمْري ، وما دهري بتأبين هالك     ولا جزع ما أصاب فأوجعاYemin olsun ki, ömrüm, ne bir ölüye yas tutarak ne de başa gelen bir acıdan dolayı üzülerek geçmeyecektir.Bu yeminlere ilaveten, يَمِينُ اللهِ   ile bundan türemiş ya da kısaltılmış  لَيُمْنُ اللهِ,اَيْمُ اللهِ , اِيمُ اللهِ  yeminleri ve daima damme ile mebni olan عَوْضُ  yemini de vardır.

Yeminden sonra olumsuzluk lâ’sının düşmesi:

Arap Dilinde, yeminlerden sonra gelen bir muzari fiilin başındaki olumsuzluk edatının (لا النافية) düşmesinin caiz oluşu, Cahiliyeden beri var olan bir kuraldır. O döneme ait birçok şiirde bunun örneklerine rastlamaktayız: İmru’u’l-Kays[xxxi]:

 فقلت يمينَ اللهِ أبرح قاعداً    ولو قطعوا رأسي لديك و أوصالي Dedim ki: Allaha and olsun, senin yanında başımı ve kollarımı parça parça kesseler bile ayrılıp gitmeyeceğim.    

[iv] el-İsfehânî, a.g.e., II, 103.

[v] Aynı eser, II, 347.

[vi] el-Makkarî, Nefhu’t-tîb, Beyrut 1408/1988, I, 252.

[vii] el-İsfehânî, a.g.e., I, 228.

[viii] Aynı eser, IV, 290.

[ix] Aynı eser, V, 67.

[x] Aynı eser, IV, 331.

[xi] el-Mes‘ûdî, a.g.e., III, 66.

[xii] Aynı eser, III, 121.

[xiii] el-Eğânî, V, 67.

[xiv] Aynı eser, II, 171.

[xv] Murûcu’z-zeheb, IV, 10.

[xvi] el-Eğânî, VI, 80.

[xvii] el-Ma‘arrî, Sıktu’z-zend, Beyrut 1402/1982, s. 199.

[xviii] Sıktu’z-zend, s. 248.

[xix] el-Ma‘arrî, el,Luzûmiyyât, Beyrut 1403/1983, II, 403.

[xx] el-Kâlî, Zeylu’l-emâlî, s. 217.

[xxi] el-Eğânî, IV, 414.

[xxii] Aynı eser, V, 74.

[xxiii] Kur’ân, XI/22.

[xxiv] el-Mufaddal ed-Dabbî, el-Mufaddaliyyât, Beyrut, 6. Baskı, ty., s. 269.

[xxv] Murûcu’z-zeheb, II, 368.

[xxvi] Aynı eser, II, 370.

[xxvii] el-Eğânî, VI, 136-7.

[xxviii] Aynı eser, V, 147.

[xxix] Aynı eser, VI, 61.

[xxx] el-Mufaddaliyyât, s. 265.

[xxxi] Dîvân İmri’il-Kays, Beyrut 1385/1966, s. 141.

11 Yanıt to “Yemin eden Tanrı”

  1. istavrit said

    merhaba..

    bugun kuranda yapmis oldugum kazilarda ms.620 yillarina ait oldugu sanilan 310, yazi ile(uc yuz on) tane AND OLSUN kelimesi buldum..

    kalem 6 suresine kadar and olsun diyerek yoluna devam eden kuranin allahi muhammed bu sureden sonra tarzini degisip aklina gelen herseye and olsun der..

    nasil bir tanridirki yarattiklarina kendini ispat etmek icin yemin ediyor..peki soruyorum..ulu yaratici yemin edermi? sanina yakisirmi? burada yemin edenin muhammed oldugunu anlamak icin
    superzeka olmaya gerek varmidir.?

    bazen kendini tutamaz kuranin allahi.. 92/3. Erkegi ve disiyi yaratana and olsun diyerek kendine and icer..

    and’larda zaman zaman muhammedin sair yonude ortaya cikar..

    79/1 Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,
    79/2. Andolsun (mü’minlerin ruhlarını)kolaylıkla alanlara,
    79/3. Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere,
    79/4. Derken, öne geçenlere,
    79/5. Nihayet işi çekip çevirenlere

    yasin36/69 “Biz O’na (Muhammed’e) şiir öğretmedik, (şiir) ona yakışmaz da”

    muhammede siir yaziyorsun diyenler yaniliyorlarmiydi sizce?

    ve kuranin allahi ucana, kacana yemin eder,

    68/1-2. Nun; kalem ve onunla yazilanlara and olsun
    74/32-7 Aya donup gelen geceye,agarmakta olan sabaha and olsun
    77/1-7. vahiy getiren meleklere and olsun
    81/15-6. Gunduz sinip geceleri gozuken gezegenlere and olsun
    81/17. Kararmaya baslayan geceye and olsun;
    81/18. Agarmaya baslayan sabaha and olsun
    84/16. Aksamin alaca karanligina and olsun;
    84/17. Geceye ve gecenin icinde olan seylere and olsun;
    84/18. Dolunay halindeki aya and olsun ki:
    84/19. suphesiz siz bir durumdan digerine ugratilacaksiniz
    85/1. Icinde burclari bulunan goge and olsun;
    85/2. Soz verilen kiyamet gunune and olsun;
    85/3. sahitlik edene ve edilene and olsun
    86/1. Goge ve gece ortaya cikana and olsun.
    86/11-2. Yagmurun donusunu saglayan goge ve yarilan yeryuzune and olsun
    89/1. Tanyerinin agarmasina and olsun;
    89/2. Zilhicce ayinin ilk on gecesine and olsun;
    89/3. Herseyin ciftine de, tekine de and olsun;
    89/4-5. Gelip gecen geceye and olsun
    90/3. Dogurana ve dogurduna and olsun
    91/8. Sonrada ona iyilik ve kotuluk kabiliyeti verene and olsun
    92/1. Kararip ortaligi burudugu zaman geceye and olsun.
    92/2. Acilip aydinlattigi zaman gunduze and olsun.
    92/3. Erkegi ve disiyi yaratana and olsun ki:
    93/1. Kusluk vaktine and olsun;
    93/2. Sukun erdigi zaman geceye and olsun
    95/1. Incir ve zeytine and olsun
    103/1. Ikindi vaktine and olsun

    neden muslumanlar bu kadar cok yemin ederler..cunki sunnettir:)))

  2. mesut said

    ilginç allah neden yemin ediyor gerçekten ilginç yemin etmeye mecbur değilki

  3. islamiyetgercekleri said

    Mesut neden yemin ettiğini hala anlayamadın mı? Allah Kuran için Cahiliye dönemi Arap edebiyetını seçmiş!!! Bu şairlerin şiirlerinde genelde yemin edilir. Örneklerini sizlere yukarıda yazdım..

  4. bir dost said

    Bu yeminler bilinmeyen bir şeyi ispat eder. Yeminin çok olduğu yerlerde yalanın da bereketli olması gerekmez mi? Demek oluyorki bunların hayatı ve yaşamı yalan söylemek üzerine kurulu. Cahil çöl bedevilerini kandırmak için sadece Peygamberleri değil koskoca allahları da yemin ediyor. ne garip

  5. ESRA said

    ALLAHU EKBER ALLAHU EKBER ALLAHU EKBER

    BU KONUDA DAHİ ALLAHIN AYETLERİYLE YALANLANMIŞSINIZ KENDİNİZİ ŞU BİTİŞ AYETİNE BAK.SUBHANALLAH.

    BELED 90.
    1. Yemin ederim bu kente ki, iş onların sandığı gibi değildir.
    3. Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki.
    Hakka 69. Ayet 38-41. Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin ederim gördüklerinize, Ve görmediklerinize! Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür(SÖZÜN ASIL SAHİBİ ŞÜBHESİZ CENABI ALLAHTIR.ELÇİ /PEYGAMBER VEYA CEBRAİL)ARACILIĞI İLE TEBLİĞ EDİLDİĞİNDEN ELÇİYE NİSBET EDİLMİŞTİR.

    AYETİN DEVAMI; “NE DE AZ İMAN EDİYORSUNUZ”

    BEN BU KOMİKLİKLERİNİZE SADECE GÜLÜYORUM,BİR İNSAN KENDİNİ BU KADARMI KANDIRIR!VE KANDIRMAYA ÇABA GÖSTERİR!
    siteyi geziyorum bi kaç defadır işte”tarih koyulsa idi,bu böyle şu şöyle” diyorsunuz.bu sizin bahaneniz!
    dünya imtihan dünyası,herşey açık açık olacak ondan sonra bide istersen iman etme.imanın kıymeti nerde!
    “MUTLAK HÜKÜMRANLIK ELİNDE OLAN ALLAH,YÜCELER YÜCESİDİR VE ONUN HERŞEYE GÜCÜ YETER.O Kİ,HANGİNİZİN DAHA GÜZEL DAVRANACAĞINI SINAMAK İÇİN ÖLÜMÜ VE HAYATI YARATMIŞTIR.O,MUTLAK GALİPTİR,ÇOK BAĞIŞLAYICIDIR.” (mülk-1,2)

    SİZE BİRŞEY SÖYLİMMİ,BOŞA UĞRAŞMAYIN.ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR.SİZE SADECE YORULDUGUNUZ KALACAK.
    KİMSEYİ ALDATAMAZSINIZ,ANCAK CAHİLLERE,BEDBAHTLARA İŞLER SİZİN HEZEYANLARINIZ.

    BEN BİŞEY DEMİYORUM O ALAY ETTİĞİN RAB,SENİ YARATAN YAŞATAN RABDİR.NE KADAR NANKÖRSÜNÜZ.

  6. islamiyetgercekleri said

    İyi ama siz Allah ın neden yemin ettiği hakkında tek bir söz etmemişsiniz.

    Söz konusu olan Allah ın yemin etmesidir. Ayetin devamını merak eden okur. Sanki Ayetin gerisinin tekeli benim elimde. Söz konusu olan Allah ın ota, ata yemin … v.b. etmesidir.

    Karar verin Allah birdir diyorsunuz bir rahman ismini alıyor, bir rab ismini alıyor hangisi acaba?

    Muhammed tarihleri bilseymiş kesinlikle koyarmış. Koskoca Tanrı tarih bilmeyecek değilmiş ya. İşte bu tarih ve sayı verememesi Kuran ı Muhammed in yazdığını gösteriyor.

    Sözün asıl sahibi ne diye yemin eder? Hadi Cebrail etse yemin tamam anlaşılır.. Yoksa Muhammed in Allah a tam inancı mı yoktu ki allah durmadan yemin ediyor eski Araplar gibi…

    İşte olay burada kopuyor. Allah Allah üzerine yemin ediyor bakın Kuranda..

    Nahl-56 ‘Bir de kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, mahiyetini bilmediklere şeylere pay ayırıyorlar. Allah’a and olsun ki, iftira etmekte olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.’

  7. apranax75 said

    allah (muhammed) işte ne yaptıgını bilmiyor..zaten kafadan arızalı oldugu söyleniyor bırakın onun gibileri kensi hallerinde bi gün belki cennete ulaşırlar…

  8. oklukirpi said

    Hz Muhammed’in Kuran’i tek basina yazdigi dogru degildir. En azindan Kuran’in tamami Hz Muhammed’den gelmemistir. Gerek Medine’ye göçmeden önce, gerekse göçtükten sonra, Tevrat kökenli eski yazitlar konusunda Hz Muhammed musevi dostlarindan yardim görmüstür. Bu Hz Muhammed’in hayatini anlatan kitaplarda geçer. Hatta su da geçer: Medine’de henüz yeni oldugu dönemlerde oranin bazi musevileri, Hz Muhammed’in eski yazitlar konusundaki bilgisizligiyle alay etmislerdir. Fakat dost museviler Hz Muhammed’e bu konuda yardim etmisler, ona eski peygamberler konusunda bilgi vermislerdir. And konusunda: “bir dost” adli yorumcu tam üstüne basmis. Eski Arap topluluklarinda yalancilik ve dolancilik çok yaygindi. o yüzden dogru söylediginize inandirmak istediginizde sürekli olur olmaz seylere yemin etmeniz gerekiyordu. Bu eski Arap geleneklerinden ve kültüründen gelen bir seydir. Hz Muhammed’in de müslümanlara ayni dille seslenmesi normaldir. çünkü Islam teolojisine göre Hz Muhammed Allah’tan mesaji kelime kelime almaz. Allah Muhammed’e sadece düsüncenin bir anlik özünü (rüya, hayal, halüsinasyon vs.) gönderir. Bu özü yorumlamak ve halka iletmek Hz Muhammed’e kalmistir. Hz Muhammed belki de suna samimi olarak inaniyordu: Benim aklima gelen her fikir Allah’in fikridir.

  9. aavc said

    ALLAH ın yemin ettiği ayetlerin sonlarını yada geçtiği surelerin tamamını iyi okuyun çünkü bu yeminler musibetlere karşı bir uyarıdır örnek asr {zaman} suesi tabi sizin gibileri ne anlar
    daha doğrusu eşşek hoşaftan ne anlar

  10. aavc said

    yemin lafsının geçmesinin sebebi şu olabilir .
    1-musibete dikkat çekmek için
    2-uyarı
    3-kesinlik belirtme
    ama sizin gibi ateistler ne anlar.
    daha doğrusuı eşşek hoşaftan ne anlar

  11. babanati said

    bizde yemin edelim ah ahmak lar ahmak yemin olsun ki demedi demen bak siz bu şekil devam ederseniz cok şittedli 1 ateş bekliyor demedi demen arada antiraman edin içilen sigara cakmakı ile parmaklarını ısıtın nasılmiş tadına bakın aradailerde bekleyen ler için

Yorum bırakın