Hangi Gerçekler

Hangi Tanrı?

Archive for Mart 2007

İslami Komedi

Posted by islamiyetgercekleri Mart 7, 2007

İslam  günümüzde  hiç  olmadığı  kadar  acizdir.  İnsanlığın  yüzyıllardır  gözlem  ve  araştırmalara  dayalı  bilimsel  buluşlarını  günümüzde  oradan  buradan  çekiştirip  Kuran a  uydurma  çabaları  İslam ın  büyük  bir  panik  yaşadığının  göstergesidir.  Batı  dünyası  özellikle  Rönesansa  kadar  kutsal  kitaplarda  verilen  bilgilere  inandılar.  Onları  gerçek  zannederek  yaşadılar.  Rönesansın  ardından  kitaba  dayalı,  kitapta  verilen  bilgilerin  ışığıyla  dünyayı,  evreni  keşfetmeye  çıktıklarında  büyük  sarsıntı  yaşadılar.  (Dünyanın  yaşı  hakkında  verilen  bilgi  yeryüzünün  her  santimi  kazılıp  derinlere  inildikçe  artıyordu.).  Yaşanan  şokun  ardından  bu  sefer  batılı  dindarlar  sayılarla  uğraşmaya,  onlardan  mucizeler  çıkartmaya  çalıştılar..  Sonuç  yine  umdukları  gibi  değildi.  Bu  yüzden  19  yüzyılın  ardından  batılılar  artık  din  ile  bilimi  tamamen  ayırmışlardı.

Günümüzde  İslam  tam  tersini  yapıyor.  Batılıların  bir  zamanlar  kutsal  kitaplarında  ki  verileri  doğrulamak  için  kitapta  yazılanlar  doğrultusunda   yola  çıkıp  yaptıkları  aştırmaları hüsranla  sonuçlanmıştır.  Müslümanlar  ise  günümüzde  bilimsel  araştırmaların  sonucuna  bakarak  kitaba  uydurmaya  çalışıyorlar.  Bir  zamanlar  batılıların  yaptıklarını  yani kitabı bilimsel araştırma yapıp doğrulamak yerine, yapılan bilimsel araştırmaları kitaba uydurmaya çalışıyorlar. Tam  bir  panik  içindeler.  Bir  Kuran  da  geçen  yağmurla  yağan  toprak  titreşmesinden  iyonlara,  izotoplara,  Brownian  hareketine  varıyorlar.  Bir  iki  kelime  birden  yüzlerce  cümlede  anlam  buluyor.  Hemde  latince,  ingilizce  bilimsel  terimlere  dönüşüveriyor.

Bilisel buluşları Kuran a uyduracaklar, mucizeler yaratacaklar diye ortaya hilkat garibesi teorilerle çıkmaktadırlar.  İşte size bunlardan bazı örnekler…

Süleyman için de, fırtına biçiminde esen…  rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz herşeyi bilenleriz. (Enbiya Suresi, 81) Yukarıdaki ayetten anlaşıldığı üzere Allah, rüzgarı, Hz. Süleyman’ın emrine vermiş ve çeşitli işlerinde bir araç olarak kullanmasına imkan sağlamıştır. Bu ayetle, Hz. Süleyman döneminde olduğu gibi, gelecekte de rüzgar enerjisinin, teknolojide kullanılacağına işaret ediliyor olması muhtemeldir.

Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik)… (Sebe Suresi, 12)Yukarıdaki ayette yer alan “… sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik)…” ifadesi ile de Hz. Süleyman’ın çeşitli bölgeler arasında hızlı bir şekilde hareket ettiğine dikkat çekiliyor olabilir. Hz. Süleyman, kendi döneminde, günümüzdeki uçak teknolojisine benzer bir teknolojiyi kullanıp, rüzgarla hareket eden vasıtalar meydana getirmiş ve bunlar aracılığıyla birbirine uzak mesafeleri kısa sürede almış olabilir.

Dolayısıyla yukarıdaki ayetlerle, günümüzdeki yüksek uçak teknolojisine dikkat çekiliyor olması muhtemeldir.

Hz. Süleyman günümüzden 3000 yıl önce yaşamıştır. Kaldı ki mucize denilen Kuran da hiç bir olay yada kişi için ne zaman olduğuna ve yaşadığına dair tek bir tarih verilmemiştir. Bu da Kuranı gelişi güzel bir mitoloji kitabı yapmaya yeter ve artar.

Bir uçak yapabilmek için gerekli teknoloji o dönemde olması imkansızdır. Kaldı ki ayette herhangi bir araca atıfta bulunmuyor. Eğer Süleyman o dönemde uçağa benzer bir araç yaptıysa muhakkak bu bilgi diğer tarihi kayıtlarda da geçerdi. Hem olay sadece uçak yapmakla bitmez. Uçağın inip kalkacağı bir pist, pist için asfalt ve beton, beton için çimento, yön bulmak için radar, radar için ekran, uçağı çalıştırmak için yakıt, yakıt için petrol, petrol için rafineri, rafineri için demir-çelik v.b. gibi şeyler gereklidir. Eğer o zaman bunlar biliniyorsa neden sadece uçak yapımında kullanılmıştır bu malzemeler? Diğer alanlarda kullanılsaydı günümüze bir takım kalıntılar illa ki gelirdi…

İkinci Perde :

Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin.” (Neml Suresi, 18)

Üstteki ayette “Karınca vadisi” denen özel bir yere ve özel karıncalara dikkat çekilmektedir. Hz. Süleyman’ın, karıncaların kendi aralarındaki konuşmalarını duymasında da, bilgisayar teknolojisinde yaşanacak olan gelişmelere yönelik bazı dikkat çekici işaretler bulunuyor olabilir. Günümüzde “Silikon Vadisi” terimi teknoloji dünyasının merkezini ifade etmektedir. Hz. Süleyman kıssasında da bir “karınca vadisi”nden bahsedilmesi son derece manidardır. Allah bu ayetle gelecekte yaşanacak olan ileri bir teknolojiye dikkat çekiyor olabilir.

Fazla yoruma gereç yok yukarıdaki ayet ve açıklamaları için. Tek diyeceğim şey acaba Kurtlar vadisi hakkında bilgi var mı?

Daha fazla bilgi için: http://forum.ateizm2.org

Mohammed sizleri beklemektedir..

Posted in harun yahya, islam bilim, islamiyet, kuran, kuran çelişki, kuranın mucizeleri, mucize, muhammed | 146 Comments »