Hangi Gerçekler

Hangi Tanrı?

İslami Komedi

Posted by islamiyetgercekleri Mart 7, 2007

İslam  günümüzde  hiç  olmadığı  kadar  acizdir.  İnsanlığın  yüzyıllardır  gözlem  ve  araştırmalara  dayalı  bilimsel  buluşlarını  günümüzde  oradan  buradan  çekiştirip  Kuran a  uydurma  çabaları  İslam ın  büyük  bir  panik  yaşadığının  göstergesidir.  Batı  dünyası  özellikle  Rönesansa  kadar  kutsal  kitaplarda  verilen  bilgilere  inandılar.  Onları  gerçek  zannederek  yaşadılar.  Rönesansın  ardından  kitaba  dayalı,  kitapta  verilen  bilgilerin  ışığıyla  dünyayı,  evreni  keşfetmeye  çıktıklarında  büyük  sarsıntı  yaşadılar.  (Dünyanın  yaşı  hakkında  verilen  bilgi  yeryüzünün  her  santimi  kazılıp  derinlere  inildikçe  artıyordu.).  Yaşanan  şokun  ardından  bu  sefer  batılı  dindarlar  sayılarla  uğraşmaya,  onlardan  mucizeler  çıkartmaya  çalıştılar..  Sonuç  yine  umdukları  gibi  değildi.  Bu  yüzden  19  yüzyılın  ardından  batılılar  artık  din  ile  bilimi  tamamen  ayırmışlardı.

Günümüzde  İslam  tam  tersini  yapıyor.  Batılıların  bir  zamanlar  kutsal  kitaplarında  ki  verileri  doğrulamak  için  kitapta  yazılanlar  doğrultusunda   yola  çıkıp  yaptıkları  aştırmaları hüsranla  sonuçlanmıştır.  Müslümanlar  ise  günümüzde  bilimsel  araştırmaların  sonucuna  bakarak  kitaba  uydurmaya  çalışıyorlar.  Bir  zamanlar  batılıların  yaptıklarını  yani kitabı bilimsel araştırma yapıp doğrulamak yerine, yapılan bilimsel araştırmaları kitaba uydurmaya çalışıyorlar. Tam  bir  panik  içindeler.  Bir  Kuran  da  geçen  yağmurla  yağan  toprak  titreşmesinden  iyonlara,  izotoplara,  Brownian  hareketine  varıyorlar.  Bir  iki  kelime  birden  yüzlerce  cümlede  anlam  buluyor.  Hemde  latince,  ingilizce  bilimsel  terimlere  dönüşüveriyor.

Bilisel buluşları Kuran a uyduracaklar, mucizeler yaratacaklar diye ortaya hilkat garibesi teorilerle çıkmaktadırlar.  İşte size bunlardan bazı örnekler…

Süleyman için de, fırtına biçiminde esen…  rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz herşeyi bilenleriz. (Enbiya Suresi, 81) Yukarıdaki ayetten anlaşıldığı üzere Allah, rüzgarı, Hz. Süleyman’ın emrine vermiş ve çeşitli işlerinde bir araç olarak kullanmasına imkan sağlamıştır. Bu ayetle, Hz. Süleyman döneminde olduğu gibi, gelecekte de rüzgar enerjisinin, teknolojide kullanılacağına işaret ediliyor olması muhtemeldir.

Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik)… (Sebe Suresi, 12)Yukarıdaki ayette yer alan “… sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik)…” ifadesi ile de Hz. Süleyman’ın çeşitli bölgeler arasında hızlı bir şekilde hareket ettiğine dikkat çekiliyor olabilir. Hz. Süleyman, kendi döneminde, günümüzdeki uçak teknolojisine benzer bir teknolojiyi kullanıp, rüzgarla hareket eden vasıtalar meydana getirmiş ve bunlar aracılığıyla birbirine uzak mesafeleri kısa sürede almış olabilir.

Dolayısıyla yukarıdaki ayetlerle, günümüzdeki yüksek uçak teknolojisine dikkat çekiliyor olması muhtemeldir.

Hz. Süleyman günümüzden 3000 yıl önce yaşamıştır. Kaldı ki mucize denilen Kuran da hiç bir olay yada kişi için ne zaman olduğuna ve yaşadığına dair tek bir tarih verilmemiştir. Bu da Kuranı gelişi güzel bir mitoloji kitabı yapmaya yeter ve artar.

Bir uçak yapabilmek için gerekli teknoloji o dönemde olması imkansızdır. Kaldı ki ayette herhangi bir araca atıfta bulunmuyor. Eğer Süleyman o dönemde uçağa benzer bir araç yaptıysa muhakkak bu bilgi diğer tarihi kayıtlarda da geçerdi. Hem olay sadece uçak yapmakla bitmez. Uçağın inip kalkacağı bir pist, pist için asfalt ve beton, beton için çimento, yön bulmak için radar, radar için ekran, uçağı çalıştırmak için yakıt, yakıt için petrol, petrol için rafineri, rafineri için demir-çelik v.b. gibi şeyler gereklidir. Eğer o zaman bunlar biliniyorsa neden sadece uçak yapımında kullanılmıştır bu malzemeler? Diğer alanlarda kullanılsaydı günümüze bir takım kalıntılar illa ki gelirdi…

İkinci Perde :

Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin.” (Neml Suresi, 18)

Üstteki ayette “Karınca vadisi” denen özel bir yere ve özel karıncalara dikkat çekilmektedir. Hz. Süleyman’ın, karıncaların kendi aralarındaki konuşmalarını duymasında da, bilgisayar teknolojisinde yaşanacak olan gelişmelere yönelik bazı dikkat çekici işaretler bulunuyor olabilir. Günümüzde “Silikon Vadisi” terimi teknoloji dünyasının merkezini ifade etmektedir. Hz. Süleyman kıssasında da bir “karınca vadisi”nden bahsedilmesi son derece manidardır. Allah bu ayetle gelecekte yaşanacak olan ileri bir teknolojiye dikkat çekiyor olabilir.

Fazla yoruma gereç yok yukarıdaki ayet ve açıklamaları için. Tek diyeceğim şey acaba Kurtlar vadisi hakkında bilgi var mı?

Daha fazla bilgi için: http://forum.ateizm2.org

Mohammed sizleri beklemektedir..

146 Yanıt to “İslami Komedi”

  1. Hazar said

    Kardesim sen yapilan yorumlar uzerine yorum yapmissin nihayetinde digerlerinin yaptigida senin yaptigin gibi bir yorumdur. Bugune kadar Kur’an’in herseyiyle bir mucize-i ilahi oldugu ayan beyan ortadayken sen bunu karalamaya calisarak ortecegini mi saniyorsun?! sunu unutma ki gunes balcikla sivanmaz.Asirlar oncesinden haber verdigi nice olaylar bugun gun yuzu gibi ortaya cikarken, Kafirde olsa mert olarak bunu soyleyen ve hayran kaldiklarini aciklayan nice bilimadamlari vardir.Aslinda deger verip bu yaziniza cevap vermeye bile gerek yok, ama olur ya belki akliniz basiniza gelir umidinde bulunmak niyetiyle yazmis olayim. Allah akil fikir ve onu kullanmayi nasip etsin.

  2. islamiyetgercekleri said

    İyi niyetli temennileriniz için teşekkür ederim. Bugüne kadar Kuran mucize olduğunu belirtmişsiniz. Asırlar öncesi bildirilen şeyleri acaba neden İslam alemi Kuranı okuyunca keşfedememişlerdir? Başkalarının keşfettiği gerçekleri,savsatalara uydurmak kolaydır. Asıl mesele savsatalardan gerçekleri bulmaktır. Ama işte bu hiç bir zaman gerçekleşmeyecektir. hiç bir bilim adamı Kuran ayetlerini baz alıp araştırma yapıp ortaya çıkaramaz.Çıkarsaydı İslam ülkelerinin durumu içler acısı olmazdı.

    • ismailss said

      bak sorunun cevabı çok kolay: islam alemi maalesef KUR’ANı okumamış veya onun manasından uzak olduğu için geri kalmıştır.

      eğer TARİHin iyi ise OSMANLI DEVLETİne bakmak kafi.. Mustafa Armağan’ın da belirttiği gibi bir zamanlar bilim ve teknoloji de en ileri olan yerler bagdat istanbul gibi islam beldeleri idi. nedeni de, islamın bilime önem vermesidir. sonradan bizim gibi tembeller bilimi bırakıp saçmalıklarla uğraşmış ve dolayısıyla bu beldeler geri kalmıştır.

      SİİRT TİLLO ya git ordaki müzeye bak ‘şu göğü tillo sokaklarından daha iyi bilirim’ diyen alimin yaptığı aletleri gör de islam insanı değil sadece manevi yönden bilim teknoloji yönünden nasıl geliştirir GÖR..

      Bİ ÖRNEK DAHA: KUR’ANın ve PEYGAMBER EFENDİMİZİN önceden bazı şeyleri haber verdiğine inanmıyorsun galiba. oysa ilkokuldan beri işittiğimiz İSTANBULUN FETHİ İLE ALAKALI HADİS-İ ŞERİF sana davanda ne kadar yanlış olduğunu ispat etmeye kafidir..

      ayrıca cifir ebced hesabı diye bişey var.bunu araştır. hatta fazla derine dalma, üniversitelerde edebiyat bölümünde tanıdığın varsa ona sor da anlatsın. sonra eline BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’nin yazdığı ve milli şairimiz MEHMED AKİF in övgüyle bahsettiği İŞARAT-ÜL İ’CAZ kitabını eline al, KUR’ANın herbir harfi nasıl mucize imiş gör..

      gelecekten haber verme ile ilgili meseleye örnekler:

      Hem Hazret-i Ali’ye: “Senin sakalını senin başının kanıyla ıslattıracak bir adamı” ihbar etmiş. Hazret-i Ali o adamı tanırmış; o da Abdurrahman İbn-i Mülcem-ül Haricî’dir
      Mektubat ( 98 )

      hem ashabına haber vermiş ki: “Siz umum düşmanlarınıza galebe edeceksiniz; hem Feth-i Mekke, hem Feth-i Hayber, hem Feth-i Şam, hem Feth-i Irak, hem Feth-i İran, hem Feth-i Beyt-ül Makdis’e muvaffak olacaksınız. Hem o zamanın en büyük devletleri olan İran ve Rum padişahlarının hazinelerini beyninizde taksim edeceksiniz!..” Haber vermiş, hem “Tahminim böyle veya zannederim” dememiş. Belki görür gibi kat’î ihbar etmiş, haber verdiği gibi çıkmış. Halbuki haber verdiği vakit, hicrete mecbur olmuş. Sahabeleri az, Medine etrafı ve bütün dünya düşmandı.
      Mektubat ( 101 )

      hem hazret-i Fatımaya al-i beytten en evvel o vefat edeceğini söylemiş, altı ay sonra da aynen haber verdiği gibi olmuştur..

      Hem سَتُفْتَحُ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَنِعْمَ اْلاَمِيرُ اَمِيرُهَا وَنِعْمَ الْجَيْشُ جَيْشُهَا deyip, İstanbul’un İslâm eliyle fetholacağını ve Hazret-i Sultan Mehmed Fatih’in yüksek bir mertebe sahibi olduğunu haber vermiş. Haber verdiği gibi zuhur etmiş.

      Hem Süraka’ya ferman etmiş ki: كَيْفَ بِكَ اِذَا اُلْبِسْتَ سُوَارَىْ كِسْرَى diye, “Kisra’nın iki bileziğini giyeceksin!” Hazret-i Ömer zamanında Kisra mahvedildi, zînetleri ve şahane bilezikleri geldi; Hazret-i Ömer Süraka’ya giydirdi. Dedi: اَلْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِى سَلَبَهُمَا كِسْرَى وَاَلْبَسَهُمَا سُرَاقَةَ PEYGAMBER EFENDİMİZİN İhbarını tasdik ettirdi.

      Hem Kisra elçisine demiş: “Şimdi Kisra’nın oğlu Şirveyh Perviz, Kisra’yı öldürdü.” O elçi döndüğünde bakmış, aynı vakitte öyle olmuş; o da İslâm olmuş. Bazı ehadîste, o elçinin adı Firuz’dur.

      Hem Mekkenin fethi vaktinde, Hazret-i Bilâl-i Habeşî, Kâ’be damına çıkıp ezan okumuş. Kureyş reislerinden Ebî Süfyan, Attab İbn-i Esid ve Hâris İbn-i Hişam oturup konuştular. Attab dedi: “Pederim Esid bahtiyar idi ki, bugünü görmedi.” Haris dedi ki: “Muhammed, bu siyah kargadan başka adam bulmadı mı ki müezzin yapsın?” Hazret-i Bilâl-i Habeşî’yi tezyif etti. Ebî Süfyan dedi: “Ben korkarım, birşey demeyeceğim; kimse olmasa da şu Batha’nın taşları, ona haber verecek, o bilecek.” Hakikaten bir parça sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onlara rast geldi, harfiyen konuştuklarını söyledi. O vakit Attab ile Haris şehadet getirdiler, müslüman oldular.

      BÖYLE REİSLERE BİLE BİR MUCİZE KAFİ GELDİĞİ HALDE BİNLERLE MUCİZEYİ İŞİTİP DE KAYITSIZ KALAN ADAMA NE DENİR SİZ HÜKMEDİN..

      HATTA O ZAMANDA BAZI ZATLAR GELİP SADECE PEYGAMBER EFENDİMİZİN SİMASINI GÖRÜP “Şu sîmada yalan yok, şu yüzde hile olamaz! DİYE KAT’İ VE ŞÜPHESİZ İMAN GETİRDİKLERİ HALDE(Abdullah ibn-i selam gibi)HALA EFENDİMİZ HAKKINDA ŞÜPHEYE DÜŞEN ADAMLARA ALLAH AKIL VERSİN…

      • fingolif said

        Komiksin:)

        Bilim ve teknoloji neden o devirde islami devletlerdeydi biliyor musun? Çünkü o zaman tüm dünyaya din hakimdi. İslamda bir nevi kötünün iyisi. Hiç bir din, bilime önem vermez. Bilim ve din karşıt iki düşüncedir önce bunu öğren. Din doğmatik, bilim deneyseldir. Sen kalkıpta birbirlerini desteklediklerini söylersen gülerim. Avrupada çok katı kurallar vardı dinle ilgili. Engizisyon mahkemeleri filan. Sonra ne oldu? Rönesans-Reform. Zeki adamlar dediki “neden sorgulamıyoruz?” aman çarpılırız ama cehenneme gideriz diye diye nereye varıcaz ya bunlar yoksa? Sonra ne oldu avrupa? Aldı yürü. Senin o bahsettiğin tüm bilim kentleri sömürgeleri oldu adamların. Neden? Bilim gelişti. Niye? Din etkisini kaldırdı.

        İstanbul’un fethi olayını örnek verirken ciddi ciddi buna inandın mı? Öncelikle bunu merak ediyorum. Bu gelecekten haber verme değildir ki. O zaman atatürkte sovyetlerin dağılacağını önceden bildi oda peygamber. Böyle saçma mantık mı olur? Cumanın geleceği perşembeden bellidir. Bazı şeylerin olacağıda bellidir. İstanbul’un fethi, Sovyetlerin dağılışı, hitlerin düşüşü vs. Bunlara kalkıpta geleceği görme dersen yine gülerim.

        Ebced hesabıda öyle mucizevi bir şey değil. İsteyen herkes yapabilir. Ebced hesabını ilahi bir şey mi sanıyorsun? Bugün bütün beyazıttaki eski mezarların üstünde bazı dörtlükler yazar bunlarda ebced hesabıyla doğum ve ölüm yıllarını gösterir. Allah mı yazdı şimdi bunları? Demekki neymiş kuranda ebced hesabı var diye onu illa allah yazmamış bir insanda ebced hesabıyla harikalar yaratabilir ki bu verdiğim örnek en basiti.

        Ayrıca o muhammedin en yakınlarına bile inandırmak için mucize gönderilmiş. Bende istiyorum lan o zaman ben üstelik peygamberi bile görmedim. Eğer allah varsa iddaa ettiği gibi adil olmadığı açık.

      • ismailss said

        rica ederim, sen daha komiksin..sana ne kadar şey yazdım sen ise istanbulun fethini yazmışsın sadece..
        neyse işte tekrar başlıyorum..
        1- sana soruyorum: şu dünyada hatta bütün kainatta mükkemmel bir düzen nizam intizamlı fiiller var,hayvanların beslenmesi, ağaclardaki meyvelere maddelerin paylaştırılması, dünyanın dönmesi, gezegenlerin direksiz durması gibi. halbuki fiil öznesiz olmaz biliyorsun.ayrıca küççücük bir çekirdekte yüzlerce metrelik ağacın fihristesi özeti var inkar edemeyiz. halbuki senin de bildiğin gibi bir harf katipsiz olmaz olamaz nasıl oluyor ki bir harfte bir kitapın özeti bulunsun da bunu yazan olmasın.mümkün mü?
        madem bir yazarı olacak;o yolda da 4 şık var,ya herkes kendi yapıyor,ya tesadüf,ya tabiat(veya başka gezegenlerden gelen yaratıklar),ya da herşeye gücü yeten bir ilah.
        1.1- dünyada en akıllı insan olduğu halde o bile kendi yaptığını bilmiyor. yemek yiyor nereye gittiğinin hangi vitaminlerin olduğunun farkında bile değil. en akıllı insan olduğu halde o bile böyle cahil ise elbette kainattaki fiiller o görünenlerden değil,örneğin elma ağaçtan,yagmur buluttan değil.çünkü en akıllı biziz biz bile bunları yapamıyoruz.
        1.2- tesadüf ise; bi eczaneye girsek bi tarafta karbon,hidrojen,azot,demir,bakır gibi maddeler diğer tarafta da bunlardan oluşan eserler yani asprin,vermidon olsun.ama öyle ilaçlar ki,demir,hidrojen gibi maddelerden mükemmel bir ölçü ile alınmışlar. 0,5 mg birinden 0,2 milgram diğerinden hakeza herbiri mükemmel ölçülü.şimdi eczaneye giren adam o ilaçları görse ve tesadüfen pencere açılıp şişeler birbirine çarpıp ilaçlar oluşmuş dese ne kadar mantıklı olur? o kadar mükemmel ölçülerle maddeleri karıştırıp tesirli ilaç yapan eczacıya hakaret olmaz mı? oysa kainattaki düzen asprindeki düzenden geri mi?insandaki hücrelerin dağılımı,kandaki oran,dünyanın güneşten uzaklığı vesaire..
        1.3- madem bir memlekette iki hakim olsa intizam bozulur, bir askere iki komutan emir verse düzen gider,hem madem en basitinden bi mutfakta iki kişi çalışsa düzen bozulur,birinin bıçagı koydugu yere diğeri koymaz,onu bulmak için çabalamak nizama halel verir…NASIL OLUYOR Kİ ŞU DÜZENİNDEN MİLİGRAM SAPMAYAN KAİNATTAKİ FİİLLERE BİR ÇOK ELLER KARIŞSIN DA İŞLERİ KARIŞTIRSIN?
        1.4- GERİYE BİR YOL KALDI O DA TEVHİD VE VAHDET YOLU: nasıl bir askeri yüz komutana vermektense,yüz askeri bir komutana verdinde karışıklık gidip yerini düzene veriyorsa öylede kainattaki mükemmelliğin göstergesiyle anlıyoruz ki tek bir ZAT bu görünen işleri çeviriyor..
        hem dünyada mükemmel bir temizlik var,oysa bi odayı bile iki ay süpürmesek,veya kendimiz iki hafta banyo yapmasak kirleniyoruz hatta yanımıza yaklaşılmıyo. soruyorum bu kainattaki ressamları sanatçıları hayran bırakan temizliği kim yapıyor?hangi tesadüf?hangi tabiat?hangi sebep?
        hem görüyoruz, kainattaki işler mükemmel bir ilim,bilgi,adalet gerektiriyo. örneğin vücuttaki hücreler,onların bi alt kategorisi,onun da bi alt kategorisi,ve ortaya çıkan devasa rakam.. madem bir harf bile katipsiz olmaz,ve madem görünürde en akıllı biziz, ve madem biz daha hücre sayımızın farkında bile değiliz,ve madem diş hekimliğine yıllarını vermiş bir profesör bile daha dişi tam keşfedememiş- kim bu dişe bu şekili vermiş-kim bu dişi idare etmiş-eşek dişi gibi yapmamış kararında bırakmış?
        hem madem kainatta herşey herşeyle alakadardır,öyle ise en büyük gezegene sözünü geçiremeyen en küçük zerreye hücreye laf anlatamaz..örneğin dişin beyinle alakası ve sinirler vasıtasıyla haberleşmesi..örneğin meyvelerdeki tat ve kokular-insandaki burnu yapamayan,ağzı yapamayan meyvelerdeki tat ve kokuyu nasıll yapsın,domino taşı gibi, bir noktayı icad edemeyen umum gezegenleri direksiz durduramaz? peki o zaman, bildiklerin içinde en zeki en güçlü kim varki,bu mükemmel filleri yapabilsin?
        daha var ama uzun çeker,istersen bunu sana ve senin gibi düşünenlere uzunca anlatabilirim..

        2- sana o kadar mucize yazdım sadece brine cevap var. demişsin cumanın geleceği perşembeden bellidir. tamam bellidir de senin tanıdıkların içinde bunu aynı aynına söyleyen var mı ki? örneğin hazreti Aliyi kimin öldüreceğini, o adamla şakalaştığı zamanda Efendimiz söylemiş. peki senin tanıdıkların içinde böyle örnek varmı..
        veya hicrete mecbur olduğu,bir avuç inananla birlikte olduğu zamanda,hatta bütün dünyanın düşman olduğu bir hengamda,amcası bile düşmanken kim taaa İstanbul’un fethinden haber verebilir? hem tahmin ederim veya zannımca dememiş, tam ciddiyet içinde ihbar etmiş.
        Atatürk de bildi demişsin,eh o zaman bende söylim amerika kesinlikle yıkılacak. TÜRKÜN YENİ AMENTÜSÜ nde iddia edildiği gibi bu onu peygamber yapmaz,fakat tarihiyle veya kesin bi şekilde kimin yapacagını bildirse ve bu bildirdikleri yüzlerce olsa ve aynen çıksa başka..
        en başta bi önceki yorumda yazdığım mucize haberleri zaman ve mekan içerisinde değerlendirip tekrar okumanızı rica ediyorum..

        3- KUR’AN gibi kainatta hangi kitap var ve hangi kitap gelmiş? işte sana meydan madem Onu beğenmiyorsun onun taklidini ümmi birinden getirin de görelim. hadi ümmi olmasın okuma yazma bilsin. hatta okuma yazma bilen değil en mükemmel şair veya yazar olsun. hatta değil sen bütün inanmayanları topla da onun bi benzerini yapın, BİZ DE KUR’ANIN MUCİZE OLDUĞU İDDİASINDAN VAZGEÇELİM.
        3.1- fakat öyle bi kitap ki bütün sayfalardaki ALLAH lafızları altalta veya üst üste veya yan yana gelmiş( Hüsrev Altınbaşak hattı Kur’anı eline al da bi bak nasıl mükemmel bir intizam Kur’anın içinde var,gör. nasıl 2806 kelime gayet muhteşem bir şekilde alt alta gelmiş,farklı cümleler olduğu halde.. HATTA 69 ayetteki Kur’n kelimeleri nasıl birbirinin üstüne gelmiş,bak da mucize bir kitap gör. ve gücün yetiyorsa bunun taklidini veya benzerini yap..)
        3.2- hatta kehf suresindeki kelb yani köpek kelimesi üzerine,yüzlerce sahife sonrasındaki Kıtmir kelimesi aynen gelmiş. sayfalar delinse ondan o görünecek. kelbin yani köpeğin ismi de anlaşılacak.
        3.3- hem öyle bir kitap ki milyonlarca tefsir uleması onu anlatmaya çalıştığı halde bitirememiş. herbiri aynı ayeti tefsir ettiği halde herbiri ayetin farklı yönden mucize olduğunu göstermiş.
        3.4- hem insan sevdiği bir şarkıyı farklı birinden dinlese sevmez-nasıl oluyor ki binler ayrı ayrı insandan dinlenildiği haldetazeliğini güzelliğini kaybetmiyo?
        3.5- hem bir paragraf içinde aynı cümle üç dört kez tekrar edildiği zaman insanı usandırır. oysa RAHMAN suresi içinde aynı cümle kaç kez geçtiği halde gerek araplar gerek arapça bilmeyen diğer milletlerin en çok dinlediği ve dinlemekten zevk aldığı birkaç sureden birisi olduğunu gör. Kur’anın tekrarı bile mucize olduğunu anla.
        3.6- hem Kur’anda öyle şifreler mevcut ki,kim onu bilse memnun kalır, hayretinden dudağını ısırır. örneğin Fil suresi.malum ebrehe vakıasını anlatıyor. oysa ebced hesabıyla 1359 tarihini eski takvimimize göre gösterip 2.dünya savaşının başlangıç ve perde altında hazırlanma tarihini gösteriyor. eski zamandaki filler yerine filolar oluşturup yeryüzünü kana bulayanları nasıl gizli bir şekilde haber veriyor gör..
        daha bunlar gibi çok var fakat usandırmamak için kısa kesiyorum..

        4- mucize istemişsin,eh be kardeşim o kadar mucize var görmüyorsan sende sorun var. git bi bak sivrisineğe: bütün prof ve doçentlerin biraraya gelse yerleştiremeyeceği onun küçücük gözüne dikkat et. kim onu küçücük kafasına yerleştirmiş düşün.kim onun küçücük midesini düzenlemiş damarları yerleştirmiş bak,düşün,anla ki bütün kainatı elinde tutan birisi ona o mideyi vermiş,hem onun midesine göre yiyeceğini hazırlamış.
        hem git arılara bak nasıl o ZEHİRLİ böcekler şifalı balı bize getiriyorlar bak da mucize gör. hem her kışta ölen, bütün maddeleri giden hatta kısmen kuruyan ağaçların baharda dirilmesini seyret de mucize gör..
        hem en mükemmel ziraat prof. nu bile getirsen elindeki yirmi çekirdeği sorsan bunlar ne çekirdeği diye o bile karıştırır. oysa TOPRAĞA göz gezdir nasıl o camid şuursuz akılsız hissiz duygusuz toprak en mükemmel fabrika bibi hiçbir çekirdeği karıştırmadan mükemmel şekilde onları ayırt ediyor bak da mucize gör.. halbuki onlar akılsız şuursuz olduğundan anlaşılıyor ki bütün yeryüzündeki tohumları bilen birisi o toprağa o meyveleri ayırt ettiriyor anlarsın..
        göz ile görülmeyecek derecede küçük bir hayvana gözü kim vermiş,kim kafasını açmış, gözünü takmış-düşün mucize gör..kendini akıllı saydığın halde senin bile yapamayacağın o gözü o akılsız hayvan mı yapmış-veya hangi dükkandan satın almış?bu mucize değil de nedir?
        DAHA NASIL BİR MUCİZE BEKLİYORSUN Kİ?

        5- din ile bilimin ayrı olduğunu söylemişsin. bak buna sen bile inanmazsın. o kadar Kur’an okuduğunu söylüyorsun hiç mi görmedin =efele ya’kilun= hiç düşünmez misiniz mealinde o kadar ayetleri? Kur’an o zamandaki insanları labaratuvar kurun sivrisineği inceleyin dese idi sence ne anlaşılırdı. oysa hepimizin bildiği hazreti İbrahim in Rabbini arama olayıyla ve daha bir sürü ayetle KUR’AN İŞARET EDİYOR Kİ: EY İNSAN DÜŞÜN, KÖRÜ KÖRÜNE İNANMA.NASIL ALLAH MÜKEMMEL BİR DÜZEN İÇİNDE ŞU KAİNATI YARATMIŞ TEFEKKÜR ET.LABARATUVAR KUR ALLAH’IN ANTİKA SANATLARINI KEŞFET. NASIL HAZRETİ İBRAHİM MÜKEMMEL BİR GÖZLEMCİ İDİ SENDE ONUN GİBİ İBRAHİMVARİ DÜŞÜN TEFEKKÜR ET, KAİNATTAKİ İNCELİKLERİ SEYRET. FAKAT ONLARI KENDİ KENDİNE OLUYOR FARZ EDİP NİHAYETSİZ HELAKET KAPISINI KENDİNE AÇMA. ALLAH ONLARI KENDİNİ TANITTIRMAK İÇİN YAPTIĞI HALDE NASIL BİR TAKIM İNSANLAR TAM AKSİNE DAVRANIP ONUNLA YANİ BİLİMLE ALLAHI HAŞA İNKAR ETTİLER,SEN DE DİKKATLİ OL,ÖYLE BİR HATAYA DÜŞME.BİR İĞNENİN USTASIZ OLAMADIĞINI BİLDİKLERİ HALDE BİR İĞNEDEN MİLYONLARCA KAT DAHA MÜKEMMEL OLAN İNSAN VE HAYVANLARIN VÜCUDUNU SAHİPSİZ SANAN AHMAKLAR GİBİ YAPMA.BELKİ HAZRETİ İBRAHİMİ ÖRNEK AL,KAİNATLA ALLAHI BUL VE BİL VE VAZİFENİ ANLA..daha bunun gibi bir olayla çok şey anlatılıyor..
        Kur’anda Bakara suresinde sivrisineği nazara vermesi gösterir ki Allah bu kainatta sayısız şifreler koymuş ve onunla kendini tanıttırmak istemiştir. bu da ancak bilimle olur. daha önce söyledim,eskiden evliya zatlar aynı zamanda bilim adamı imiş hatta mevlana kozmografya bilmeyen Allahı da tam bilmez demişse eger, bu islamın ve Kur’anın hatta ALLAH’ın bilime ne kadar önem verddiğini gösterir değil mi?

        6- hem KUR’AN ya insan sözüdür ya mucize.ortası yoktur..
        Peygamber efendimizin onu yazması haşa Allahı taklid etmesi mümkün değildir..Çünki birbirine yakın zâtlar birbirini taklid edebilirler. Bir cinsten olanlar, birbirinin suretine girebilirler. Mertebece birbirine yakın olanlar, birbirinin makamlarını taklid edebilirler. çok kısa bir süre insanları iğfal ederler, fakat daimî iğfal edemezler. Çünki dikkatli insanlar nazarında her halde tavır ve halleri içindeki tasannuatlar ve tekellüfatlar sahtekârlığını gösterecek, hilesi devam etmeyecek. Eğer sahtekârlıkla taklide çalışan; ötekinden gayet uzaksa, meselâ âdi bir adam, İbn-i Sina gibi bir dâhîyi ilimde taklid etmek istese ve bir çoban bir padişahın vaziyetini takınsa elbette hiç kimseyi aldatamayacak. Belki kendi maskara olacak. Herbir hali bağıracak ki: Bu sahtekârdır.

        İşte, hâşâ yüzbin defa hâşâ!.. Kur’an, beşer kelâmı farzedildiği vakit: Nasılki bir yıldız böceği bin sene hakikî bir yıldız olarak rasad ehline, bilim adamlarına görünsün.. hem bir sinek bir sene tamamen tavus suretini onu gözleyenlere göstersin.. hem sahtekâr, âmi bir asker; namlı, büyük bir genel kurmay başkanının tavrını takınsın, makamında otursun, çok zaman öyle kalsın, hilesini hissettirmesin.. hem iftiracı, yalancı itikadsız bir adam; ömrü boyunca daima en sadık, en emin, en itikadlı bir zâtın keyfiyetini ve vaziyetini en dikkatli nazarlara karşı telaşsız göstersin, dâhîlerin nazarında sahtekarlığı saklansın? Bu ise yüz derece imkansızdır, ona hiçbir akıl sahibi mümkün diyemez ve öyle de sanmak, açık bir muhali,yanlışı olmuş sanmak gibi bir divaneliktir. Aynen öyle de, Kur’anı insan kelamı farzetmek; lâzım gelir ki: islam aleminin semasında pek parlak ve daima hakikatler nurunu dağıtan bir hakikat yıldızı, belki bir kemalât güneşi kabul edilen Kitab-ı Mübin’in mahiyeti; hâşâ sümme hâşâ bir yıldız böceği hükmünde tasannu’cu bir insanın hurafatlı bir düzmesi olsun ve en yakınında olanlar ve dikkatle ona bakanlar farkında bulunmasın ve onu daima yüksek ve hakikatler kaynağı bir yıldız bilsin. Bu ise yüz derece muhal olmakla beraber, şeytan yüz derece şeytanetinde ileri gitse buna imkân verdiremez, bozulmamış hiçbir aklı kandıramaz! Yalnız manen pek uzaktan baktırmakla aldatır! Yıldızı, yıldız böceği gibi küçük gösterir.

        Çünki şu mes’elenin ortası yoktur. ya en büyük kitap ya da hurafe dolu kitap..misal olarak Kur’an Allahın kelamıh olmazsa, arştan ferşe düşer gibi sukut eder. Ortada kalmaz. hakikatler kaynağı iken, hurafat menbaı,kaynağı olur. Ve o hârika fermanı gösteren zât, hâşâ sümme hâşâ eğer Resulullah olmazsa; a’lâ-yı illiyyînden esfel-i safilîne sukut etmek ve kemalât kaynağı derecesinden desiseler madeni makamına düşmek lâzımgelir. Ortada kalamaz. Zira Allah namına iftira eden, yalan söyleyen en kötü bir dereceye düşer. Bir sineği, daimî bir surette tavus görmek ve tavusun büyük vasıflarını onda her vakit görmek ne kadar muhal ve akıldan uzak ise, şu mes’ele de öyle muhaldir. Fıtraten akılsız, sarhoş bir divane lâzım ki, buna ihtimal versin.

        oysa şeytanı bile şeytanlıkta geçenler bile buna ihtimal veremeyip Muhammed akıllı, emin, güvenilir bir zat idi diyorlar. halbuki bu meselede iki şık var ve başka şık kesinlikle olamaz: ya O zat(a.s.m) peygamberdir,herşeyi doğrudur,her insana doğru yolu gösterir,hazreti ömer gibi kızını diri diri toprağa gömen bir sürü adamı karıncayı bile incitemeyecek derecede şefkatli hale gelmesine vesile olur….. ya da haşa sümme haşa Allah adına yalancılık eder,ve her nasılsa bu yalanını binlerce dürüst adama sezdirmez.oysa o zamandaki sahabiler peygamber efendimizin en küçük haline bile dikkat etmişler,nasıl tuvalet edileceğine varasıya herşeyi bizlere rivayet ettirmişler.. nasıl olur da en yüksek makamda olan bir zat sizin dediğiniz gibi haşa yalancı,iftiracı,sahtekar plsun. haşa haşa,buna şeytan bile ihtimal vermez. NASIL OLUYOR DA SİZ BÖYLE BİR ŞEYE İHTİMAL VEREBİLİYORSUNUZ??????????????

        7- demek ki islamiyet kötünün iyisi değil en iyi imiş,çünkü bu meselede iki şıkdan başka seçenek yok.. nasıl kıymetli bir mal bulunsa ya onundur ya onun. kısmen onun kısmen onun diyemez kimse, öyle de islamiyet ya en iyidir ve daima iyiliğe sevkeder ya da haşa sümme haşa sahtekarları yetiştirir.. oysa buna kimse ihtimal veremez.hatta Abdülkadir i geylani gibi Zatları gören kafirler itiraf etmişler; ”BİZ İSLAMİYETİ KABUL ETMİYORUZ FAKAT ABDÜLKADİR İ GEYLANİYİ DE İNKAR EDEMİYORUZ” demişler..

        8- şimdi ben sana soruyorum:
        Peygamber Efendimizin şu hallerini ne ile izah edebilirsin?
        1.dualarının aynen kabul olması
        2.beddualarının aynen kabul olması
        3.en mükemmel insanları,sahabeleri yetiştirmesi
        4.daima iyiyi tavsiye etmesi
        5.binlerce mucizesi(parmaklarından su akması gibi)
        6.en sevgili olduğu için bir emriyle en lüks yaşayabileceği halde evinde dogru düzgün bir eşya bile olmaması
        7.en mükemmel yiyecekleri yiyebileceği halde arpa ekmeğinden başka yiyecek bulmaması ve de çoğu zaman aç olması
        8.hep başkalarına yardımı ve vermeyi tavsiye etmesi
        9.binlerce düşmanı olduğu halde rahat döşeğinde vefat etmesi..
        10.hazreti Abbasın parasının nerde olduğunu bilmesi
        11.ona gelen çoğu kişinin müslümanlığı tercih etmesi ve onu canından çok sevmesi
        12.Abdullah b. selam gibi çogu kişinin;sadece efendimizin yüzünü görmesiyle’bu simada yalan olmaz’deyip onun dinini kabul etmesi.
        daha bunlar gibi binlerce mucize ve harika halleri ne ile izah ediyorsunuz? (6. maddeyi 7. maddeyi göz önünde bulundurarak cevap veriniz..)

        8- bu sitede en çok üstünde durdugunuz konu cinsellik. oysa üniversite okumuşsanız sınıfınızda vardır, yoksa da duymuşsunuzdur-bir tarikat veya cemaate bağlı olan hakiki dindarlar asla senin düşündün gibi kızlarla keyf etmezler. bırak onu kızla çıkmazlar bile. hatta onu da geç kızla konuşmazlar. hatta hatta kıza bakmazlar bile. durum böyle olduğu halde nasıl oluyor da bu cinsellik konusuyla islamiyeti lekelemeye çalışıyorsunuz. bu dini siz mi iyi biliyorsunuz yoksa bu dindar kesim mi? yoksa kendinizde olan gayet alçak hisleri bize mi maletmeye çalışıyorsunuz? biz kızlarla konuşmayı bile bakmayı bile günah sayarken güy islam zevk sefa dini gibi göstermeye çalışıyorsunuz..

        9- SONUNA KADAR OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.DAHA BUNUN KAÇ MİSLİNİ YAZACAKTIM FAKAT VAKİT AZ VE BENDE GÜZEL YAZAMADIĞIM İÇİN BU KADAR OLDU..
        FAZLASINI İSTEYEN,BU GÜNLERDE MEŞHUR OLAN BİR SİTEDE-isim vermiyorum- İSMAİL YAŞAR İSMİNİ ARASIN(DİCLE ÜNİVERSİTESİNDEN) GEREKLİ OLAN İZAHLARI YAPMAYA HAZIR VE NAZIRIM..
        CEVAPLARI MADDE SIRASINA GÖRE VE AYNEN BENİM YAZDIĞIM GİBİ YAZARSANIZ MEMNUN OLURUM..

  3. Notamatik said

    Kuran-kerim’in içinde hiçbir mucize yoktur ama kendisi bir mucizedir.
    Yani o kadar akla ters ve mantık dışı bir kitab’ın okunupda ciddiye alınması bir mucizedir.
    Ben bir kuran uzmanıyım 2 kere hatim indirdim ve 2 yıldır hemen hemen hergün kuran okuyorum.
    Kuranda akla uygun tek bir sure bile yoktur. Bütün sureler akıl ve mantık dışıdır.
    “İllaki ve ne olursa olsun bu dine inanacağım” diyen bir insan; kuranın içinde “Bu kitap allah tarafından değil, insanlar tarafından yazılmıştır. Bu kitaba inanan cahildir” yazsaydı bile yinede inanırdı. Zaten okuyupda inanan da böyle inanıyor. Kendini inanmaya zorlayarak.
    Kaldıki; zaten kuranın içindeki bir ayette “Bu kitaba inanan cahildir” yazıyor bile; ama anlayana.
    Saygılarımla.

    • ismailss said

      kardeşim kusura bakma ama asıl cahil sensin. iki kere eşek onu okusa o bile bişeyler anlar yaa.

      mantığa uygun tek bir sure bile yok diyorsun el insaf yani.
      ‘hiç düşünmez misiniz’ ‘hiç akıl erdirmez misiniz’ gibi bir sürü ayet var. en azından bu kısmını inkar etme yaa. bu kadar da vicdansız insafsız olunmaz yani..

      sen kimsin nesin yani, küçük yaşta seksen doksan cilt kitap ezberleyen zatlar KUR’ANın mucize olduğunu dünyaya göstermek için kitap yazmışlar. senin ilimin ne cürmün ne ki Allah aşkına..

  4. kimse bu kapitalizm yanlılarına inanmasın!!! said

    Önce şu konuyla başlamak istiyorum.Bi kere insanların inançla-arına saygısızlığınız sizin acizliğinizdir.Neyse böyle bi hata yaptınız.İslamiyetin hangi sözleri mantığınıza yatmadı? Dürüst olun, yalan söylemeyin demesi mi? Yoksa hırsızlık yapmayın demesimi? Yoksa düşküne, muhtaca yardım edin demesi mi? Yoksa ilk emrinin “oku” olmasımı mantığınıza yatmadı? Taşkınlıktan, aşırılıktan, israftan sakının demesi mi? Güleryüz sadakadır insanlara güleryüzlü olun demesi mi? Daha nice sayarım ama sizin kalın kafanız alır mı bilmem. Belkide kafanız alıyordurda bazı çıkarlarınız sizi bu yola itiyordur. Neyse siz tüm canlı aleminin protein çorbasından (kendiliğinden) oluştuğuna inanmaya devam edin.(Bilim adamları bir atın tek bir ayağının en iyi mutasyon ihtimalleriyle oluşması halinde bile dünyanın yaşı yetmez desede)Benim yolum doğru ben bundan eminim. Sanmaki ben kuru kuruya inanıyorum. Bazı şeyleri kafamda defalarca sorguladım ama vardığım yer hep aynı oldu. Gel gelelim senin bahsettiğin İslam aleminin durumuna. Aslında bu bile beni haklı çıkarıyor. Niye mi çünkü burada da Allah’ın adaleti tecelli ediyor. Çünkü Allah tembele değil çalışkana, dağılana değil bir olana veriyor. İslam aleminin içinde bulunduğu durum İslam’ın acizliği değil bizim acizliğimizdir. Bu rezillik bizim tembelliğimizden ve birlik olamayışımızdandır.Belkide bizi tembelliğe ve ayrı baş çekmeye itenlerdedir.Dahası Avrupa ve Amerika’nın içinde bulunduğu duruma fazla aldanma. O medeniyetlerin altında Afrikalıların, Asyalıların, Kızılderililerin , Mayaların, Iraklıların…vs kanları var. Yazarken bunları düşünde yaz. Boş yere üfürme!!! Ha bir de biraz mantığa değer veriyorsan bu yazdıklarımı yayınla…

  5. islamiyetgercekleri said

    İlk emir senin anladığın gibi oku değildir. Mantıken düşünürsen Muhammed neyi okuyacak? Elinde kağıt mı var yazılı bişeyler..Muhammed üstelik iddialara göre okumada bilmez. “İkra’ bismi Rabbikellezi hâlak.”

    sonrasında ne diyor bakalım..

    Fatiha 5. Ancak sana kulluk ederiz ve yalniz senden medet umariz.

    6. Bize dogru yolu göster.

    7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulundugun kimselerin yolunu; gazaba ugramislarin ve sapmislarin yolunu degil!

    Bunu diyen kim? Tanrı vahiy indiriyor ve kendi kendise – ancak sana kulluk ederiz diyor (Ancak ona kulluk ederiz olmalı) … Bize doğru yolu göster diyor Tanrı. Bunu diyen Muhammed olmasın? Arada Cebrail iletiyorsa Cebrail bize diyorsa o zaman Tanrı nerede?

    İnanç ve saygı. Peki size bir soru..Hindistanda Sadhular vardır çırıl çıplak dolaşırlar inançları yüzünden. Siz eş dost oturuyorsunuz 5-6 tane sadu geliyor ve herkesin elini tutup cinsel organlarına dokunduruyor(kızmayın bu onların inançları bereket getireceğine inanırlar). Sizde bu durumda eş dost ellemeniz lazım inanca saygıdan dolayı..

    An ilkel dinler bile adam öldürmeyin, hırsızlık yapmayın der. Bunun için dine bile gerek yoktur.

    Elbette hırsız batının halısının altında insan kan ve kemikleri duruyor. Zamanında çaldılar. Ama bir nokta var. En çok çalan İspanyollardır. Ama ne oldu en geri kalan onlar oldu. Neden. Rönesans ı yaşamadılar. Din ile Tanrı arasına krallığı, hükümeti sokmaya devam ettiler. Laiklikten uzun yıllar uzak durdular. Demek ki hırsızlık parası bir yere kadarmış…

    Bütün İslam alemi mi tembel. Yüzlerce İslam ülkesinden yok mu bir tane insan haklarında önde giden, bilimde önde olan, demokraside ileri? Yok demek ki bu insanları uyuşturan şey İslam..

  6. islamiyetgercekleri said

    Türkiye ye bakın. Harun Yahya isminde biri 6 kilo 1. sınıf kuşe kağıda baskılı kitap dağıtıyor. İçinde bilimin B si yok. Tek amaç Tanrı vardır. Kitabın matba dan çıkış bedeli 80 YTL. Peynir ekmek gibi dağıtılıyor.

    Yaratışçılar Bilimde bir din kitabı bekleye dursunlar bilim kendi yolunda devam edecektir. Onlar bekleye dursunlar. Bilim ilerliyor..

    Bir çok İslam ülkesinde salt bilimle uğraşıp üretmek yerine Müslüman olmayan bilim adamlarının buluşlarını Kurana uydurup uyduruk bilim üretme çabaları vardır. Oysa Müslümanlar tohumlar, nutfeler, dna, binaların maketleri derken sizler, mucizeler ararken Arap hayallerinin içinde, millet aya çıktı, sentetik hücreler üretti.

    Bizzat kapitalist sistemler Müslüman ülkelerin bu çabalarına sonuna kadar destek vermektedirler. Onlar yok Kuran daki demir mucizesi, yok dağlar mucizesi derken diğerleri yeni bir şey daha keşfedip insanoğlunun kullanımına sunup para kazanmaktadırlar. Elbette bu üreten ülkelerin tek bir amacı vardır, ürettiği malı pazarlamak. Bunun için yerinde sayan, dinle yatıp kalkan, dini savsatalar dışında elle tutulup bir şey üretmeyen sadece tüketen toplumlara ihtiyaçları vardır.

    Üretmeyin, tüketin ki sizlere bu bilim dışı savsataları pompalayanların boyunduruklarından çıkamayın. Hayatınızı savsatalarla geçirin ki oturup insanlığa yararı olacak şeyleri üretip milletinizi, memleketinizi aydınlığa taşımayın. Başkalarının ürettiklerini tüketin, onlara mahkum olun.. Tıpkı İran gibi..

    Bir bağla iki salla La İlahe İlallah diyerek sokakta ahlak polisi gezdiren İran ın durumu. Dünyanın ikinci büyük petrol üreticisi ve ihracatçısıdır. Ama gelin görün petrolünün %40 ını ithal etmek zorundadır. Ülkemiz gerçek bilimle uğraşıp ileri atılım sağlayacağı yerde tarikat savsataları ile vakit kaybetmektedir. Zaten istenende budur..

    İran a geri dönelim istenilenin ne olduğunu iyice anlayalım..

    Günümüz İranının içine düştüğü durum dini eğitime katmanın sonuçları açısından oldukça ibret vericidir. İran dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri. Tahran, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) içinde ihracat sıralamasında ikinci durumda.

    Ancak İran, ülkede yeterince rafineri olmaması nedeniyle benzinin yüzde 40′ını ithal ediyor.

    Nedenine gelince. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Tahran’a ekonomik yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırmıştı. Bu sebepten dolayı İran ın elinde petrol rafinerisi yapabilecek bilgi ve teknoloji bulunmadığından dışarıdan rafineri için gerekli parçaları ithal edememektedir.

    Dışarıdan aldığı petrol sebebiyle petrol ürünlerine %25 zam uygulamıştır. Bu durum ülkede enflasyonu tetikleyecektir. Enflasyonun ne demek olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.. Devam et İran sokaklarda ahlak polislerini dolaştırmaya.. Daha çoook varlık içinde yokluk çekeceksin.. Aynı şekilde bilimi bilim olmaktan çıkartıp Kuran a uyduracağız diye göbek çatlatanlarıda aynı son beklemektedir.

    İki sallayıp bir bağlamayı unutmadan uyumaya devam…Baktınız ileride hastalandınız iyileşmeniz için sentetik hücre gerekli.. Sentetik hücre alacak para yok iyileşmeniz için. İşte o ucizeleri anlatan kitap sayfalarını bir hafta suda bekletip için iyigelir.

    Sigortalı olanlara devlet öder kasasından. Sonra batının kapitalistlerinede borç öder faizi ile beraber.

  7. cem dagli said

    bilip bilmeden konusmayın adamın asabını bozmayın sanamı düstü lan allahın emir ve yasaklarını sorgulamak sanamı düstü o eşi benzeri görülmemiş dine dan dun etmek lafını bilde konus ne demek hz Muhammed sav okumayı bilmiodu senin o kus beynin buna ermez kardes tamammı akıllı ol aklını kullan biriside cıkmıs bu kuranda ”kurana inanan cahildir yazıyomus ”bre ahmak sen göster bakayım bir ayette bende inanayım siz o kus beynınizle bi boku yorumlayamaz ve anlayamazsınız 4. yorumdaki kardes gayet güzel bi sekilde cevap vermis kardes yolun acık olsun Allah yar ve yardımcın olsun

  8. Son yorumundan sonra seni ciddiye almaya bile gerek olmadığını anladım... said

    Birincisi diyelimki sen küçük bi çocuksun.Sana evladım okuyormusun diye sorduklarında evet teyze Peyemi Safa’nın 9. Hariciye Koğuşu’nu okuyorum mu dersin yoksa evet teyze okuyorum 6. sınıfa geçtim mi dersin. İlkini demezsin heralde. Anladın mı farkı ikinicisi ilmi manada okumak bir metni okumak değil.Bir de “Muhammed üstelik “iddialara” göre okumada bilmez.” bana böyle iddialarla gelme. Bu bile senin ciddiye alınmayacak biri olduğunu gösterir. Seni ciddiye alıp uzun uzadıya her iddiana cevap vermeyeceğim. Ama Osmanlı Devleti dünya devletiyken Müslüman değilmiydi? Senin buna da zırvalayacağın şey vardır ama neyse… Birde yine batı devletlerinin gelişmişliğine geleceğim. Sen de biliyorsun ki özllikle amerika nın gelişmişliğinin sebebi çalışkan amerikanlar değil çalışkan yahudiler. Yahudi çalışıyor amerikayı besliyor. amerika savaşıyor israil rahat ediyor.Tabi yahudilerin israil in istediği topraklar da bulunan Müslümanlara karşı elinede bi nüfus gücü bulundurması lazım.Tabi bu demek değilki amrikalılar tembel.Bunların yanında irçok ülkenin de yöntiminde yahudilerin bulunduğu okuyan insanların kafasını karıştırıyor.İslam dünyası da dahil. Gerisi hakkında sen beyin fırtınası yap.Gerçi sen bunlara komplo teorisi diyebilirsin ama. Dünya üzerinde yaşananlar bunların komplo teorisi olmaktan öte olduğunu gösterse bile . Belki sen bile yahudisin. Zaten nerede bi pislik var altından yahudi çıkıyor. Bir de İslamiyet’i sapkın uygulamalı inançlarla karşılaştırdın inanmasan bile ki saygı duyarım buna bu çirkinliği yapmaman gerekirdi.Artık seni fazla ciddiye almama gerek yok istediğini yazabilirsin.

    • karl43 said

      allahın hz.muhammede ilk emri olan oku şu kitabı oku bu kitabı oku şeklinde değilir sizinde de dediğiniz gibi hz muhammed okuma yazma bilmiyordu ancak allah ona şu kitabı oku demedi kainatı oku ve allahın yarattığı güzellikleri gör allahın yarattığı uyumu gör dedi herkesin ilk aklına gelen kitabı oku değil yani!!!!

  9. islamiyetgercekleri said

    Bak işte Kuran okuyup eğitim alıp boşa laf konuşan sensin. Elle tutulur bir şey söyle Kuran ın Allahı gibi lanet etmekten başka. Bu mu sizin terbiyeniz? Bu mu ilminiz, aklınız. Lanet ve tehdit etmek. Aferin size.. Bakın Kuran okuya okuay iyi lanet eder olmuşsunuz..

    Kuranda ki lanetlerden örnek
    Allah onları kahretsin!
    akılsızlar!
    odunlar!
    yalancılar!
    maymunlar!
    domuzlar!
    hayvanlar hatta hayvandan da aşağılıklar!
    eşekler!
    pislikler!
    aşağılıklar!
    canı çıkacasılar!
    Köpekler, Alçaklar, “yabani eşekler”, “merkepler”, “susamış develer”, “dilini sarkıtıp soluyan köpekler”, “geberesiciler”, “reziller”, “sapik kişiler”, “beyinsizler”, “kof kütükler”, “alçak zorbalar”, “soysuzlar”, “Kahrolasılar”, “yalancılar”, Kahrolun,elleri kurusun…

  10. islamiyetgercekleri said

    Öncelikle bu konuda Müslüman olduğunuz halde inandığınız kitabı bilmediğinizi üzülerek belirtirim. Bir Müslüman ve kübradan sallayarak Muhammed okuma bviliyordu diyor.. Kaynak nerededir bu konuda? Sizin gibi inandığı kitabı bilmeyen birisi ile tartışmayı bende istemem. Bir daha yorum yazmamanız sevindirici. Umraım bu gerçekleri yazan formu takip ederek bilmediğniz şeyleri öğrenirsiniz..

    “Sen bundan önce ne bir kitap okumuş, ne de elinle onu yazmıştın. Öyle olsaydı batıla uyanlar kuşku duyarlardı. Hayır o (Kur’an ) kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde parlayan açık ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi zalimlerden başkası inkar etmez.” (29/48-49)

    Bu ayetler Hz.Muhammed’in peygamber olmadan önce okur-yazar olmadığını göstermektedir. Peygamber olduktan sonra okuma ve yazma öğrenmiş olsa bile, bu Kur’an gibi bir kitabın yazarı olduğu anlamına gelmez. Ayet (29/49) buna imkan olmadığını ortaya koymaktadır.

    Araplara Ehl-i Kitap tarafından yakıştırılan “ümmi” sıfatıyla bu olayın bir ilgisi yoktur. İkisi ayrı ayrı ele alınması gerekir. Ayette bildirilen Muhammed’in peygamber olmadan önce okuma ve yazma bilmediği gerçeğidir. Biz de bu gerçeğe inanıyor ve diyoruz ki Muhammed Ümmi idi ve okuma yazma bilmiyordu.Yukarıdaki ayet bunu açıkça ifade etmektedir.

    • bybashbelasi said

      1- onun ümmi olması okuma yazma bilmemesi bir mucizedir önce öğrende sonra gel konuş sadece sevgili peygamberimiz değil bütün peygamberler insanları peygamber olduklarına delil ve işaret için mucize verilmiştir ve bunları göstermişleridir bir yetki meselesi bir özelliktir bu. hem kurandan bi ayeti cıkarıp ümmi olduguna işarettir diyorsun hem kuranın yalan yanlış oldugunu savunuyorsun bu ne çelişki sen önce kendi içindeki çelişkiyi çöz.
      2- vahiy nedir bilmiyorsun sıkıya gelince hakaret ediolar kızolar diyeceğine sorularıma cevap ver. nedir vahiy ? allahınn kuluna emridir bi nevi allahh cc ile konuşmması yapacaklarına öğrenmesidir. tabi herkesin ilmi bir değil. nasılki herkes doktor değil herkez marangoz değil herkeste hemen kuranı öğrenmeden anlıyamaz demekki neymiş peygamber lazımmış mantıken ve dinen. matematik kitabını ver bi çoçuğa al öğren de bunun neresi mantıktır ?? o cocugun bi öğretmene ihtiyacı vardır aynı insanında kendine yönelen mesajı anlıyabilmesi için peygambere ve bunu yine ondan öğrenenlerden öğrenmeye ihtiyacı var.
      3- hakaret içerikli dediğin lafların çoğu kuranda yeri yoktur okudugun hikaye kitablarıyla karıstırdın ama bazı laflar elbet vardır allaha resulune karsı gelenlerin elbet sonları cehennem cukuru olucak. unutma eskiden her kabiledepeygamber vardıama artık son peygamber geldi artık cennete gitmek isteyen inanır istemeye güle güle 🙂 cenneti zorla vermioz 🙂

  11. cem dagli said

    bak dokuzuncu yorumun sahibi sahsiyet Allah icin bir kuran da ayet söyle bakalım hakaret icerikli yemez ki hadibakalım erkek sen bende senin dediklerine inanayım senin kus beynin ayeti yorumlamaya yetiyomu ki acaba bir ayetten kac tane yorum cıkıyo senin haberin var mi birde cebir i kim buldu söyle bakayım? müslüman el cabir degil mi? hani bizler dinine baglanınca geri kalmıstık hıı hadi baam artist oturdugun yerden konusmasını bilion sen bi benim msn ye gel bakıyım da orda boyunun ölçüsünü ben bi alayım sen varya sen seytansın! insanların aklını zırvalamalarınla karıstırıyorsun utanma yok mu sende bizim burda bir söz vardır götünden uyduruyosun diye seninkide aynen öyle

  12. Ayşe said

    Şimdi Kasımpaşaya uzanıp Çingenelerin mahalle kavgalarına bakalım. Hayal edin bunu söyleyen kadınların eli belinde…

    “Ey sen Muhammed! Diliyle iğneleyen, kovuculuk eden… çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunların dışında bir de soysuzlukla damgalanmış kimseye… aldırış etmeyesin. Ayetlerimiz ona okunduğu zaman, ‘Öncekilerin masalları!’ der. Onun havada olan burnunu yakında yere sürteceğiz” (Kalem Suresi, ayet 8-15)

    Ne demek Koskoca Allah tam bir mahalle kavgasında kinini kusuyor.. Burnunu yakında yere sürteceğiz diyor..

    Ali İmran 119 . De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Süphesiz Allah kalplerin içindekini hakkiyla bilmektedir.

    Allah diyor lanet ediyor. Kahrolup ölün.

    Tebbet.1 Tebbetin elleri kurusun. Kurudua.. Bu ne lanet etmek değil mi? Aynen eli belinde karşı komşuya lanet yağdırıyor.

    Müdessir 18.Çünkü o düşündü ve hesap kurdu. [2]
    19.Canı çıkası nasıl da hesap kurdu.
    20.Yine canı çıkası nasıl da hesab kurdu.

    Bune peki CANI ÇIKASI

    • bybashbelasi said

      ne oldu nefsıne uyup yaptıklarınızı hoş görülmeyip cezasını cekmeye gelince canınızmı sıkıldı nasıl yaptıysanız karsılıgını öyle bulucaksınız allahın dediği gibi burnunu yakında yere sürtsün

    • ismailss said

      bak güzel kardeşim sen kız veya kadın olduğun için öylece düşünüp yorum yazmışsın. iki yıl Arap dili oku da öyle yorum yap olur mu. muallekat-ı seb’a var,Kur’an inmeden önce arapların yazdığı şiirler arasında eniyilerini Kabeye asarlarmış. Kur’an indikten sonra o şiiri asılı olanlardan Lebid var, onun kızı bizzat gidip babasının yazdığını sökmüş ve demiş ki ”Kur’an a karşı bunların kıymeti kalmadı” yani KUR’AN gibi bi güneşin yanında o şiirler yıldızböceği kalır. bana inanmayan ARAP dili uzmanı birisiyle gelsin yanıma, Diyarbakır’a, ona Elyazma eserler kütüphanesindeki yazıları bizzat göstereceğim.

      daha büluğ çağına bile girmeden, küçükken SEKSEN CİLT KİTAP EZBERLEYEN SAİD NURSİ’nin fatihadaki(inanmadığınızı gösteren yazılar yazdığınız halde sizin bile tahminimce ezbere bildiğiniz fatiha suresinde) neden A’BUDÜ değilde N’ABUDÜ denildiği hakkında yazdığı sayfalarca süren tefsiri, sizin gibi maneviyatta gözleri görmeyenlere bile KUR’AN IN BİR HARFİNİN BİLE MUCİZE OLDUĞUNU GÖSTERİR..

      ZAMANIN EN MÜKEMMEL, PARMAKLA GÖSTERİLEN ŞAHSİYETLERİ OLAN TÜRK İSLAM TARİHİNDE ÖVGÜLERLE BAHSEDİLEN BÜYÜK ZATLARIN HERBİRİNİN, SEKSEN DOKSAN CİLT BÜYÜK BÜYÜK KUR’AN TEFSİRİ YAZMASI GÖSTERİR Kİ: KUR’AN ÖYLE BİR MUCİZEDİR ÖYLE BİR HAZİNEDİR, YÜZLERCE CİLTLERLE AÇIKLANDIĞI HALDE HALA TAMAMEN KEŞFEDİLEMEMİŞTİR..

      SİZE GELİNCE: zaten onları mahalle kavgası gibi görmek size yakışır.
      orada yazılanlar insanları korkutmak ve yaptıklarının ne kadar da büyük hatalar olduğunu göstermek içindir.çünkü öyle şeyler varki küçük göründüğü halde manen çok büyüktür. örneğin bir hurma çekirdeği her ne kadar cismen küçük olsa da çok çok büyük bir ağacı netice vereceğinden büyük olarak görülür. aynen bu şekilde o zaman farkına varmayan insanlar için yaptıklarının ne kadar da büyük olduğunu göstermek için Kur’an da böyle yazılmıştır. zaten onlar diğer tarafa gittiklerinde Kur’anın haber verdiği şeyleri göreceklerdir..
      buna en büyük delilim de: Kur’an da inanmayanlar için çok çok büyük tehditlerdir oysa Peygamber efendimiz ise o kadar şefkatle davranmıştır ki örneğin islamiyete düşman olan birisinin bile cenaze namazını kıldırmıştır. Kur’an inanmayanları şiddetle tehdit eder çünkü o ALLAH ın kelamıdır ayrıca korkutma da bir irşad yani yola getirme yöntemidir..

      ebu lehebe ve karısına söylenilenler orda göreceklerinin yanında nedir ki..

      HERKES HADDİNİ BİLSİN. MİLYONLARCA CİLT TEFSİRİ OLAN VE HALA HERGÜN MİLYONLARCA KİŞİNİN DİLİNDEN DÜŞMEYEN,YUKARDADA ÖRNEĞİ OLDUĞU GİBİ HERBİR HARFİ MUCİZE OLAN KUR’AN A DİL UZATMAK KİMSENİN HADDİ DEĞİLDİR.YALNIZ ŞU VAR: GÖZÜNÜ KAPAYAN KENDİNE GECE YAPAR. SİZ KUR’ANDAN GÖZÜNÜNÜZÜ KAPAMAKLA O IŞIĞI SÖNDÜREMEZSİNİZ, SİZİN GİBİ TÜM DÜNYA TOPLANSA GENE BİRŞEY YAPAMAZ. ÇÜNKÜ DELİLİMİZ BİR DEĞİL İKİ DEĞİL MİLYONLARCA CİLT KİTAPLAR VE KENDİNİ İSPAT ETMİŞ ŞAHSİYETLERDİR…

  13. cem dagli said

    allah sizlerin kalplerini o kötü havadan arındırsın inşallah ama şunu unutmayın ki elbet bir gün kıyamet kopacak ve Allah ı inkar eden sizler cehennemin dibince adeta bir les gibi yanacaksınız nasıl olsa o gün gelecek bekleyin! cok pişman olacaksonız bu sözleri söylediğiniz için…Ayrıca siz acaba hiç öte dünyayı düşündünüz mü? ulan ben burda mal mal yasadım ama öbür tarafa ne götürdüm diye? hiç düşündünüz mü? Allah sizin o karanlık kalbini aydınlatsın

  14. islamiyetgercekleri said

    Bakın işte sizde Kuran gibi konuşuyorsunuz. Sadece korkutup, lanet ediyorsunuz.

    Benin söylediğim sözler Kurandan alınma.. İnsanlara lanet eden bir Tanrının sözleridir.

    Bırakın tehditi, lanetlemeyi sizde bana o ayetlerin açıklamasını yapın. Tanrı neden yemin eder, neden lanet eder? Aynen sizin yukarıda yazdığınız gibi şeyler neden Kuran da yazar?

    Ben öte tarafı almayayım sağolun. Ayva memeli Huri kovalayan ağzı salyalı sapıklardan değilim..

    • bybashbelasi said

      ne oldu nefsıne uyup yaptıklarınızı hoş görülmeyip cezasını cekmeye gelince canınızmı sıkıldı nasıl yaptıysanız karsılıgını öyle bulucaksınız allahın dediği gibi burnunu yakında yere sürtsün ya hiçmi mantık yok korkutuyomus amanda aman bi hocaya laf et seni disipline vermesi yada herhangibir ceza vermesi doal diğilmi yapıosan vardır cezası cekeceksin cekmem diyorsan adam gibi inan kardeşim hayretsiniz 🙂

    • bybashbelasi said

      allah celle celaluh yemin eder çünkü yarattıklarına verdiği önemden kaynaklanıyor biri sacmalık yazmış kuranda köpekler diye hakaret varmış allah askına komik olmayın karınca diye sure ismi veren karıncaları öven kusları peygamberimizi koruyan örümcege önem verip adına sure bulunan allah celle celaluhmu bunu diyecek allah cc senın anladıgından uzaktır. KULAGINI AC DİNLE ALLAH CC MADEM OKADAR YUCE OLMASI LAZIM NEDEN INSAN ISMINE BENZER ISMI VAR DIYORSUN OZAMAN NEDEN ALLAHIN MUCIZELERINI ABARTILI BULUYORSUN ALLAH CC OKADAR LUTUFKAR VE BUYUKKI AKIL ILE ANLIYAMAZSIN BUNUN SENDE FARKINDASIN 🙂

    • ismailss said

      kardeşim ALLAH sana akıl versin. nerden okuduysan okuyosun türkçe meali, gelip burda yazıyon.. senin eleştirdiğin o ayetlerin herbiri mucize mucize..
      hem türkçe düşünme türkçe farklı arapca farklı

      ALLAH niye bizim gibi konuşur demişsin..
      cevap: senin ve bizim aklımızın ve kabiliyetimizin küçüklüğünden..

      örneğin: sen küçük bi çocukla konuşurken nasıl konuşuyorsun, derste veya bilimsel bir makale yazdığında nasıl konuşuyorsun. küçük çocuğun anlaması için arabaya veya daha birsürü şeylere başka başka çocuğun anlayacağı isimler kullanmıyor musun..

      ALLAH KUR’ANı insanlara rehber bir kitap olsun diye göndermiştir oysa mucize olarak hazret-i Musa nın bi kısmını işttiği kelamullah gibi olsaydı, insanlar bunu dinlemeye dayanamayacaktı. hatta maneviyatta kulağı çok ileri giden hazreti Musa bile dayanamamış, maneviyata kulağı sağır olan özellikle bu asrın insanları nasıl buna tahammül edip dinleyeceklerdi..

      bütün bilim teknoloji ilerlediği halde yaklaşık altı bin yıldır çalıştığı halde tamamıyla bir hücreyi bile keşfedememişlerdir. ALLAH ın sanatlatlarını kimse taklit edemez. CENAB- I HAKK aynen kainatta yarattığı cisim ve hayvanlar gibi KUR’ANı da insanların yıllarca anlayamayacağı bişey şeklinde gönderseydi insanlara rehber bir kitap olabilir miydi? oysa ALLAH bundan aciz midir? haşa.. binlerce yılki teknolojiyle hala keşfedilemeyen insan vücudunu yaratan, küçücük bir çekirdekte metrelerce uzun ve geniş bir ağacın fihristesini küçücük şekilde yazan bir ALLAHa öyle göndermek zor gelmez..

      eğer aklını fikrini hep inkar kitaplarıyla yormak yerine biraz da Kuranın mucize olduğunu ispat eden kitaplarıyla yorsan bize hak vereceksin, ama nerdee..

  15. zeynep said

    Bir site yapmış ve sanki kuranı inkar için uğraşıyorsun ben sana hakaret etmeyeceğim çünki herkez kendinden sorumludur benim amelim bana senin amelin sana fakat sana bir bilgiyide yollama gereği duydum kuranı kerim allah kelamıdır bunda hiç şüpheye düşme işte sana kozmolojiyle kuranın sadece bir ayetinin açıklaması araştır kardeşim doğru yolu bulmanı dilerim.Rahman Suresi’nin 37. Ayetinde sözü edilen “Uzayın Yarılması” olayı, dev yıldızların Süpernova ve Hipernova tipi ve cehennem misali olan 400 milyar derecelik bir ısı ile patlamaları sonucu oluşur. Ömrünü doldurmuş olan dev yıldızların ölümle sonuçlanan infilakları, Kainatın en şiddetli ve muhteşem olaylarından biridir..Zira patlamanın yaydığı ışık, 100 milyar güneş içeren bir galaksininkine eşdeğerdir. Bu patlamaların ışığı, bazen 13 milyar ışık yılı öteden bile teleskoplarımıza ulaşmaktadır. Bu olaya Kuranda, ”göğün yarılması” deniliyor. Astrofizik veriler bu patlamaların gravitasyon ağını yırttığını bize gösterdi. Bu yırtılma uzayda delik açacak güçte ise, oluşan Karakuyu bu delikten geçerek başka bir evrene gider. İslam dininde, “”eceli gelenler ahrete göçer” denilirken, astrofizik te Karadelikler için “başka bir evrene göçer” diyor.HUBBLE (HABL) TELESKOPUNUN GÖNDERDİĞİ FOTOĞRAFLAR Allahın Rahman Suresindeki 37. ayeti kanıtlamak için çekildi ve Dünyaya gönderildi. Çünkü Kuranın, patlayan yıldızları, uzayda, adeta açılmış kırmızı birer güle benzetmesi, cidden çok şaşırtıcıdır.Patlama esnasında, yıldızdan dağılan partiküller, gökyüzünde,cidden ve sanki açılmış bir kırmızı gülü andıracak görüntü oluşturmuş. Bu sureye eklediğimiz fotoğrafta gördüğünüz o güllerin her biri, birkaç Güneş kütlesi kadar ağır ve birkaç Güneş Sistemi kadar büyüktür.
    Uzayda Sadece Allah’ın görebileceği böyle muhteşem bir manzarayı, Hubble (Habıl) Uzay Teleskopu, Şubat 1999 da İlâhi bir lütufla ve sanki bu Kozmolojik içerikli Kuran açıklamamız için saptadı ve Dünyaya yolladı. Bu güller, Dünyadaki bir bahçede açmış değil. Fotoğrafı gören herkes gibi, eminiz ki siz de, Kuranın bu beyanı karşısında şaşıracak ve Rahman Suresinin defalarca sorduğu “FEBİEYYİ ÂLÂİ RABBİMÜMÊ TÜKÊZZİBÊN?” “* Allahın Azametinden acaba hangi birini yalan sayabilirsiniz ki ?*” ayetini dilinize dolayacaktınız. Zaten bu sorusunun hikmetini bu fotoğraf ile daha iyi anlıyoruz.

  16. islamiyetgercekleri said

    Tabi siz kelimeleri kafanıza göre yorumlarsanız Kuran da her şeyi bulursunuz. Ne lastik dilmiş Arapça. Her sayıya sazan gibi atlıyorlar. Düşünmeden, araştırmadan. Sonra ona karşıt tezler gelince bakıyorlar yanlış yapmışlar. Bu sefer başlıyorlar aslında şu demek, bu demek demeye. Aralarında olasılıktan bahseden aklı salimler var. Yani kesin olmamakla birlikte şöyle olabilir diyorlar. Onlar farkında her şeyin. Öyle olmadığınında. Ama illa budur diyenler sonradan çevir kazı yanmasın.. Tükürdüklerinide yalayamıyorlar…

    Bak ne diyor aynı Kuran. Bu mu bilimsel..

    67/5. An dolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

    Muhammed atmosfere düşen meteorları görmüş onları şeytanların atış talimi yaptığını zannetmiş. Kandil yani yıldız kaymaz, o atmosfere düşen göktaşlarıdır..

    Birde en yakın gök neresi? En yakın göğün ardında yıldız yok birde.. Ne bilim ah ahhh. Kuranda gök neresidir? Gök yedi katlıdır deniyor en yakın yani 1 katta yıldızlar var. Ya gerisinde ne var? Birde uyanık Müslümanlar 7 kat göğü atmosfer olarak yutturmaya çalıştılar. Hala buna inanan var. Öyleyse en yakın gök dünyaya en yakın olan troposfer , demek ki yıldızlar güneş falan dünya atmosferinde. Zira troposfer in yüksekliği dünyadan 17 km dir.

    Bir ayette”Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? ‘ der. Ne kadar bilimsel sanki yufka açıp yayıyor. Küre olan bir nesne nasıl yayılır. Belli ki Muhammed dünyayı düz zannediyormuş.

    Sabit dağlar dikme meselesi dünya meydana geldiğinde dağ falan yoktu. Dağlar çok sonralarda günümüzden 2 milyar yıl önce oluşmaya başlamıştır. Dünya 4,5 milyar yaşında. Hani 6 günde her şey yaratılmıştı? Hemen çevirmeyin gün devir demek diye. Koskoca Allah Arapça da devir kelimesini mi bulamadı?

    Rahman 37 i yazmamışsınız. Neden acaba? İşte Müslüman hilesi. Hani Müslüman ahlaklıdır ya. Ben yazayım o ayeti

    37- Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman;
    39- İşte o gün, ne insana, ne cinne günahından sorulmaz.
    41- (Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.

    Burada kıyametin kopması anlatılıyor. Eee o zaman hubble ın resmini çektiği yerde kıyamet mi kopuyor? Kıyamet bütün evrende kopmayacak mı? Siz ancak cahil Müslümanı kandırırsınız ayetleri kesip kesip vererek. Nasılsa onlar Türkçesinden habersizler.

    36-38-40-42. ayetleri yazmadım zira hep yekrar.
    – Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
    Hani şiir kitabı değil di Kuran. Allah nasılda nakarat yapıyor? Hemde 32 kere…

    Siz bunlarla cahil Müslüman kandırın yalanlarınızla..

    • bybashbelasi said

      Ayetleri kendi safsatana göre okuma sacma sacma yorumlar yapma acıklaması öyle değil bunların işyerinde olmasam işte yogun olmasa her ayetın acıklamasını yapar suratına vururdum senın.

      işine gelince allah cc nıe hakaret etsın dıyorsun sızde hakaret edıosunuz dıyorsun sonra kalkmıs sen hakaret edıyorsun ya lafında dur yada yanarlı donerli fırıldaklar gıbı konusma

  17. mesut said

    birbirinizle lanetleşmeyin bence hz. peygamber müşriklere yumuşak davranmıştı eğer birisi bir iddada bulunuyorsa onu delillerinle çürütür yada susarsın ..hz. süleymanın uçakla uçtuğunu söyleyen arakadaşa bir kaç sözüm var peki hz. peygamber hiç bilemediği uçmayı insanın uçabileceğini nasıl bilebiliyordu 1400 sene evvel? hz. süleyman a ait uçak parçaları bulunsa sen müzlüman olacakmısın peki?1100 yıllık som altında jet uçağı maketi bulunduğunu bir belgeselde izlemiştim eski mısır eserleri üzerinde kazılı olan helikopter denizlatı resimlerini çoğumuz görmüşüzdür.

  18. islamiyetgercekleri said

    Merhaba. Öncelikle Muhammed müşriklere yumuşak davranmıştı derseniz Kuranı reddedersiniz..

    Onları (Müşrikleri) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram’da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir.(2.Bakara/191)

    Akraba bile olsalar, müşrikler için magrifet dilemek Peygambere ve müminlere yakışmaz(9.Tevbe 113).

    Tevbe 5. Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tövbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yargılayan, esirgeyendir. –Medine

    Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varis yeridir!(Tevbe/73)

    Ey Peygamber! İnkarcılarla ve ikiyüzlülerle savaş; onlara karsı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir, ne kötü dönüştür!…(Tahrim/9)

    Elbette Muhammed de Tanrının isteğini yerine getirmiştir. Hemde büyük bir zevkle. Birde üzerine köleleri, cariyeleri olmuştur.

    Amcası Ebu Leheb e bile lanet etmiştir. Bu lanetleri Kuran a bile geçmiştir. Ebu Leheb in elleri kurusun….

    • bybashbelasi said

      evet lanet ettı amcası onun namaz kılması sırasında ustune deve ıskembesı koymustur onun ne kadar agır bı madde oldunu o kucuk beynınle anlarmısın bılmem karısıda hergun gectıgı yerlere dıkenlı otlar tasır onunda ayagına batar kanardı kendı oz yegenıne karsı en sert en acımasız davranısı bızzat kendı gostermıstır haaaaa sana bı lafım daha var ebu lehep sımdı kendısı eza cile görüyor sadece mevlıt kandılınde RAHATLIYOR SEBEBIDE PEYGAMBERIMIZ DOGDUGUNDA SEVINIP CARIYESINI AZAD ETTI HEDIYELER VERDI SADECE BU BILE ONUN KADAR KINDAR VE ZORBA BIRINI RAHATIYOR BUDA RAHMETIN NE KADAR YUCE OLDUGUNA DELİLDİR.

  19. islamiyetgercekleri said

    Peki ya dünya dışından bir uzay gemisi çıkıp gelse ve deseki içinden çıkanlar.. Biz Hebelübü gezegeninden geliyoruz. En son 1400 yıl önce gelmiştik. Ondan önce Kadim Mısır döneminde pek sık gelirdik..

    Ne diyeceksiniz? Malum bu dünya dışı varlıklar gelince Kıble(Kabe) ne yana düşer diye sormayacaklar…

    Birde bu som altından jet maketin nerede olduğunu söylerseniz sevinirim.

    • ismailss said

      KUR’ANı beğenmeyip haşa eleştirenlere bakın da nasıl safsata hikaye ve masallara inanıyorlar gelin, görün ve ibret alın. kainatın en mükemmel yaratığğı olan insan nasıl bu kadar akıldan uzak düşebilir, hayret..

      bay islamiyetgerçekleri sen dediğin gibi yaratıkları bekle,fakat onlar gelmeden sence hiçlik olan ölüm geleceğinden emin ol.. hatta sana tavsiye: şimdiden başla ağlamaya..

  20. mesut said

    bakın ayetin tefsiri nasıl yapılmış
    5. Biz, yeryüzüne en yakın olan gökleri ışıklarla (4) süsledik ve onları [insanlar arasında bulunan] şeytan-ruhluların boş ve anlamsız spekülasyonlarına (5) konu yaptık: ve onlar için yakıcı alevden bir azap hazırladık;

    4 – Lafzen, “lambalarla” -yani yıldızlarla: karş. 37:6, “Biz yeryüzüne en yakın olan gökleri yıldızların güzellikleriyle süsledik”.

    5 – Şeyâtîn’in -ki bu bağlamda özel olarak “insanlar arasındaki şeytanlara, yani astrologlara/medyumlara” işaret etmektedir (Beydâvî)- daha geniş bir anlamı için bkz. sure 15, not 16. Lafzen “[bir şeyi] taş gibi -yani rastgele- fırlatma”yı ifade eden recm (çoğulu rucûm) terimi, çoğu zaman mecazî olarak “zanna dayanarak konuşma” yahut “[bir şeyi] zan/tahmin konusu yapma” anlamlarında kullanılır (Cevherî, Râğıb -ikincisi bu mecazın yukarıdaki ayetle anlam ilişkisini kurar- Lisânu’l-‘Arab, Kâmûs, Tâcu’l-‘Arûs, vb.). Karş. aynı zamanda 37:6-10.

    2. tefsirde şöyle
    İsmi şeytan olan birtakım yaratıkların varlığına inanıyoruz. Bunların bazı nitelikleri Kuran’da anlatılmıştır. Bu tefsirimizde de daha önce bunlardan söz ettik. Bunun dışında bir şey söylemiyoruz ve yüce Allah’ın gökleri süslediği bu lambaları, adı geçen şeytanları kovmak için, bir diğer surede değinildiği gibi delen ve yakan alevli taşlar olarak kullandığına inanıyoruz: “Ve onu itaat etmeyen her şeytandan koruduk:” (Saffat suresi 7) “Ancak meleklerin konuşmalarından bir sözü kapan olursa, onu da delen ve yakan alevli yıldızlar takip eder.” (Saffat suresi 10) Ama nasıl? Ne kadar ağırlıkta? Ve ne şekilde? Bütün bunlar yüce Allah’ın hakkında herhangi bir açıklamada bulunmadığı konulardır. Bu tür meselelerde açıklayıcı bilgi edinilecek başka bir kaynak da yok elimizde. Şu halde bu kadarını bilmemiz ve meydana geldiğine inanmamız yeterlidir. Zaten konunun kısa tutulmasında güdülen amaç da budur. Şayet yüce Allah fazla bilgi vermenin, konuyu biraz daha açmanın, ayrıntılara girmenin yararlı olacağını bilseydi hiç kuşkusuz daha geniş açıklamada bulunacaktı. Yüce Allah’ın açıklamasında fayda görmediği bir meseleye, şeytanların taşlanması meselesi ile biz ne diye uğraşalım ki!

    benim anladığım kötü niyetli şeytanların manevi(görünmeyen) bir ateşle taşlandıklarıdır.

  21. islamiyetgercekleri said

    En başta Kuran kendi der. APAÇIK bir kitaptır diye. Hemde üstüne basa basa tekrarlar bunu.
    Bu tefsirler kime ait? Baya uçmuşlar..

    Tercümesi bu..
    67/5. An dolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.

    Gök 7 kat deniyor başka bir ayette… Ok. Yıldızlar 1. katta. Zira Kuran der en yakın göğü kandillerle donattık diye. Hatta yeminde eder Tanrı.. Şeytanlara atış taneleri yaptığı nedir. Kandiller.

    İnceleyelim..
    Cahiliyye döneminde Araplar yıldız kaymalarına bakarak “bugün büyük bir adam doğdu” veya “bugün büyük bir adam öldü” derlerdi. Yıldızlarla ilgili bu tip bir algılayış günümüzde bile geçerlidir. Bir sanatçı-yazar öldüğünde “büyük bir yıldız kaydı” demek olağandır halen ve dahası ‘her insanın bir yıldızı olduğu ve o ölünce yıldızının da kaydığı’ şeklinde hoş hayali anlatımlar günlük yaşamda sıklıkla kullanılır veya çocuklara hikayemsi bir tarz ile anlatılır.

    Tabii Muhammed, bu ayetler ile yıldız kaymalarının geleneksel yorumunu da değiştirmiş oluyordu ve bu yıldızların kaymalarının bir insanın doğumu ve ölümü ile ilgisi olmadığını ama “gök haberlerini” almak isteyen cinlerin “ateş şuleleri ile kovalanması” biçimine sokuyordu.

    Cin 8. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.

    Cin 9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor

    Artık geleneksel yıldız kayması yorumları yerini kendisine inen vahiyleri öğrenmek isteyen ve bu yüzden gökyüzüne kulak kabartan cinlerin kovalanması olarak yorumlayarak yıldız kaymalarını bile kendisi ile irtibatlandırıyordu. Çölün bulutsuz ve ışık kirliliği olmayan atmosferinde geceleri binlerce parlayan büyük yıldız ve kayan yıldız görmek mümkün ve gece gökyüzünü seyretmek çölde adeta bir havai fişek çümbüşü seyretmek gibi şenlikli olsa gerek. Lakin bütün bu kayan yıldızları kendisine inen vahiyleri bilmek için araya giren cinlerin ateş şuleleri ile kovalanması olarak yorumlamak da doğrusu fazla narsistçe bir tutum. Bütün gökyüzünü kendisine mâl etmek ve gökyüzü olaylarını kendisi ile ilişkilendirmek kolay kolay her narsistin cesaret edip söyleyeceği bir şey olmasa gerek. Daha da ötesi günümüzde koca koca prof.’ların buna inanmış olmaları da ayrı bir garabet. En azından artık Muhammed yaşamıyor, vahiy inmiyor ama hala yıldız kaymaları var ve buradan bile anlayabilirlerdi konunun Muhammed ile ilgisi olmadığını.

    Özellikle Kuran’da göğe, burçlara, Tarık yıldızına, Süreyya (Necm) yıldızına, geceye, gündüze vb. yemin edilmiştir ve bu tip astronomik yeminler de islam öncesi dönemde “kâhin yeminleri” türüne girmektedir (Bu konuda özellikle Theodor Nöldeke “Geschichte des Qorans” isimli çalışmasında bazı önemli tespitler yapılmıştır)

    • bybashbelasi said

      islam hakkında zerre kadar bılgınız yok ıslamdakı seytan taslama hadısesı taaa ıslam oncesı ıbrahım as zamanından geldı ıslamdan once vardı ozaman oglunu zamanında adadıgı yanı verdıgı soz uzerıne kurban edıcektı ama tabıkı allah koc gondererek onu kurban etmesını sagladı cunku peygamberımız onun soyundan gelmıstır

      aptalca yorumlarla kendıne gore yontup durmakla bır yere varamazsın o ayette anlatılmak ıstenen sudur eskı devırlerde kahınler vardır bunların cınlerı vardı ozamanlar cınlerın goge cıkması serbesttı bu sebebten meleklerı duyabılıyorlardı bu sebebten bazı olucak olayları onlardan kuılak mısafırı dedıgımız tabırle işitiyorlardı o yuzden kahınların dedıkleri tutabılıyordu ama peygamberımız zamanında yasaklandı o yuzden kahınler hep eskı devırlerde sımdı cıkıpta dedıkleri dogru durust tutan bı kahın yok mantıklı olun biraz valla gulduruyorsunuz benı :):):):)

  22. mesut said

    2. tefsir seyyid kutubun 1. si kimdi unuttum som altından jet maketi güney amerikada bulunmuş diye biliyorum 10-15 sene evvel tv de görmüştüm sizin öneriniz nedir peki neye inanalım?

  23. mesut said

    ben ateist yada başka bir dinden değilim islam dinindenim altta yazdığım sorular ve çelişkiler şeytan yada melekten bunu bilemiyorum amacım öğrenmek umarım sansürden geçerizde bu yazdıklarım yayınlanır sitede, yoksa başka siteyede yazabilirm, bu arada tasavvufçular saçma sapan cevaplar yazmasın ve hakaret etmesinler bana deliliniz varsa yazarsınız buraya lütfen..

    1-güneşin batıdan doğması
    çoğu müslümanın inandığı kıyamet alametlerinden biride budur güneşin batıdan doğması, bir sabah (güneşsiz) insanlar uyanacaklarki bakacaklar güneş doğmamış yenden yatıp yenden yenden kalkacaklar ve anlayacaklarki güneş durmuş ve bir zaman sonra güneş tam tersi batıdan doğacak fakat bu 1. dünyada olacak çünkü uydurma hadisçiler dünyanın yuvarlak olduğunu unutuvermişler bu hadis i uydururken.. kanıtı=biz güneş i batıdan doğarken gördüğümüzde haliyle dünyanın diğer tarafındaki müslümanlar tam tersi olarak günlerce gündüzlerini yaşadıktan sonra akşam yerine sabah ı yaşıyacaklar yada doğudan güneşin batışını göreceklerdir yani bu hadis ya malezyadaki müslümanlar için yazılmış yada bizler dünyanın bu tarafındakiler için yazılmış dünyayı ikiye bölmüş yahu 🙂

    2-bildiğiniz gibi kuranda hz. süleymanın rüzgarı kullandığından bahseder yani uçan bir araçla olması gerekir bu mantıken. peki bunun için yakıt tankları atelyeler uçuş pist i gerekmiyormu bunlara ait kalıntılar nerede? eğer bu şekilde uçmuşsa bunu nerden öğrendi uzaylılar olabilirmi meleklerdenmi? yoksa uzaylı diye adalandırdıklarımız meleklerle aynı varlıklarmı?

    3- Allah öyle büyük bir varlıkdırki bunu idrak etmek imkansızdır peki böyle büyük bir yaratıcının yemin etmeye neden ihtiyacı vardır?incir e zeytin e bile neden yemin eder?

    68/1-2. Nun; kalem ve onunla yazilanlara and olsun
    74/32-7 Aya donup gelen geceye,agarmakta olan sabaha and olsun
    77/1-7. vahiy getiren meleklere and olsun
    81/15-6. Gunduz sinip geceleri gozuken gezegenlere and olsun
    81/17. Kararmaya baslayan geceye and olsun;
    81/18. Agarmaya baslayan sabaha and olsun
    84/16. Aksamin alaca karanligina and olsun;
    84/17. Geceye ve gecenin icinde olan seylere and olsun;
    84/18. Dolunay halindeki aya and olsun ki:
    84/19. suphesiz siz bir durumdan digerine ugratilacaksiniz
    85/1. Icinde burclari bulunan goge and olsun;
    85/2. Soz verilen kiyamet gunune and olsun;
    85/3. sahitlik edene ve edilene and olsun
    86/1. Goge ve gece ortaya cikana and olsun.
    86/11-2. Yagmurun donusunu saglayan goge ve yarilan yeryuzune and olsun
    89/1. Tanyerinin agarmasina and olsun;
    89/2. Zilhicce ayinin ilk on gecesine and olsun;
    89/3. Herseyin ciftine de, tekine de and olsun;
    89/4-5. Gelip gecen geceye and olsun
    90/3. Dogurana ve dogurduna and olsun
    91/8. Sonrada ona iyilik ve kotuluk kabiliyeti verene and olsun
    92/1. Kararip ortaligi burudugu zaman geceye and olsun.
    92/2. Acilip aydinlattigi zaman gunduze and olsun.
    92/3. Erkegi ve disiyi yaratana and olsun ki:
    93/1. Kusluk vaktine and olsun;
    93/2. Sukun erdigi zaman geceye and olsun
    95/1. Incir ve zeytine and olsun
    103/1. Ikindi vaktine and olsun

    4- bizler neye göre iman ediyoruz neden? cehennemden korktuğumuz içinmi? cennete gitmek içinmi?başka seçenek olmadığını düşündüğümüzdenmi? çevermizin etkisiylemi? anne ve babamızda inandığı içinmi?neden her merak ettiğimiz soruda tersleniyoruz?

    5- geçenlerde peygamberimizde hatalar yapmış dediğimde beni sapık olmakla itham etti oysa bu cahil bilmezki kuranı bakın orda ne yazıyor.

    a- ahzab/ 37.
    Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikahında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.

    yukarıdaki ayet bir tokat gibi cahillerin suratında patlayacaktır üvey evladı zeydden boşanan karısı peygamberimizin halasının kızıdır. onunla evlenmek istiyordu fakat sakliyordu ve bu ayet indi sonra peygamberimiz halasının kızıyla evlendi bizim ümmettde böyle şeyler e okey verenlerde var ters görenlerde var akraba evliliği mesela oysa akraba evliliği halifeler arasında vardı vede başka müslümanlar arasında.

    b- abese 1/10
    1, 2.
    Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.

    3.
    (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,

    4.
    Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.

    5.
    Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;

    6.
    Sen, ona yöneliyorsun.

    7.
    (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!

    8, 9, 10.
    Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.

    yukarki 2. ayettede peygamberimizin hatası bildirilmiş peygamberimizde bir insandır sonuçta hata yapabilir hata yapmaz diyenler sapıktır vede onu tanrılaştırıp şirk koşmuşlardır.

    6- hıristiyanlık ve cehennem
    maide/51
    Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.

    maide/82
    (Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.

    üstteki 1. ayette hıristiyanlarla dost olmamamız gerektiğini bildirmektedir fakat 2. ayette nedense bizlere sevgi bakımından en yakın _biz hıristiyanlarız_ diyenleri görürüsün yazmaktadır dost edinilmemesi gereken hıristiyanlar 2. ayette övülüyor ve bizlere sevgi besledikleri yazıyor onların içlerinde keşişler ve rahiplerin olduğunu yazıyor yani ruhban sınıfını oysa alttaki ayette ruhban sınıfının uydurma olduğunu (bizdeki uzletçi tarikatçiler gibi) yazıyor

    hadid/27.
    Sonra bunların peşinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri _ruhbanlığa_ gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükafatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.

    burda ben tezat görüyorum yoksa benmi yanılıyorum bilen birisi beni aydınlatsın? hıristiyanlar ve yahudiler ebedi cehennemlik der alimler oysa kuranda böyle bir ayet bulamadım, üstelik alttaki ayetlerde islam dinini seçmeseler bile mükafatlandıralacaklarıda bariz ortadayken??
    bakara/62.
    Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).

    fakat alttaki ayettede islam dini hariç diğerlerinin dini kabul edilmeyecek diyor buda başka tezat değilmi?
    3. süre 85.ayet
    Kim İslam’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.
    hıristiyan ve yahudiler kimine göre kitab ehli kimine göre öldürülmesi gereken düşmanlar kaç islam var kaç türlü inanç anlayabilmiş değilim??
    ayrıca, 1000 insandan 999 u cehenneme girecek diyenlere benim bir kaç sözüm var yada bu inanışta olanlara Allah işkencecimi??böyle bir inanca sahip olmak ona iftira değilmidir ya nedir?çoğunluk cehenneme gidecekseki bunu ta en baştan biliyordu Allah neden yaratıldı bu kadar insan

    7-peygamberimizin hadisi şerife göre mahşer yerinde __ümmmeti ümmetiii__ diyerek ümmetinin affını dileyeceğini yazarlar bunun büyük bir fiyasko olduğu alttaki ayetle sabittir
    furkan/30
    Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terkedilmiş bir şey haline getirdi” dedi. (önce kabul etmişlerki sonra terk etmişler kimler=müslümanlar) eyvah eyvah
    peygamberimizin hz. isa gibi bizden şikayetçi olacağını bazı alimlerde yazmışlardır.

    8- aklımaza gelen ALlahla ve yaratılışla ilgili sorular nereden gelmektedir? tasavvufçulara göre bu tip sorular ve vesveseler insanın imanlı olduğunu gösterir fakat aynı tasavvufçular şu hadis i söylerler
    __çok soru soranlar helak oldu__ iki açıklamada birbiriyle çelişmiyormu sorularımıza yanıt bulursak imanımızın artması gerekmiyormu

    9- insanın halife olma meselesi
    bakara/30
    30- Hani Rabb’in, meleklere “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti.

    – Melekler “Ya Rabbi sen yeryüzünde kargaşalık çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor, takdis ediyoruz” dediler. Allah meleklere “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim’ dedi.

    melekler yarabbi kan dökecek birinimi yaratacak derken bunu nasıl bilmişlerdi? hani sadece allah bilirdi gaybı,ve adem aleyhisselam dünyaya geldiğinde kim yardım etti? hiçbir alet ve edavatın olmadığı vahşi hayvanlarla dolu bir dünyada hz. havva yalnızdı üstelik dünyanın diğer ucunda, nasıl yaşamlarını sağladılar onlara yardım edenlermi vardı?

    10- fil vakası
    fil suresinde okuduğumuz üzere rabbimiz kabeyi korumuş onu yıkmaya gelenleri mahvetmişti peki kabeyi mancınıklarla yıkan yezide neden mudahale etmedi? üstelik sellerdede bir çok kez yıkıldı 1979 da şiiler kabeyi bastı yüzlerce kişi öldü

    11-peygamberimiz son peygambermiydi neden 1400 senedir bir peygamber e gerek duyulmadı dinler tahrif olmasına rağmen islam dinide mezhepler vede uydurma hadislerle tahrip olmuşken?

    12-müşrikler kız çocuklarını diridiri toprağa gömüyorlardı peki hz. hatice neden gömülmedi vede diğer arap kadınları?
    hz. hatice zengin bir tüccardı oysa şimdiki müslümanlar kadınları ticaretten alıkoyuyorlar.

    cevap veren olursa sevinirim herkesin yorumlarını bekliyorum.

  24. abi koptum ya karınca vadisi ile silikon vadisi ölemi diyolar harbiden ya varya bu insanlar çok komik ya

  25. mesut said

    cevap yokmu kainatta bilgili birileri yokmu ne o bu sitedenmi korktunuz? cevap yok çünkü gerçekler belli değil kayıp!

  26. vural said

    kuran’ı kerimi bir teknoloji kitabımı dır ki uçak yapımı anlatılsın.nelerle uğraşıyorsunuz beyinleri yorup üste çıkacağınızı sanmayınız.aklınızı zorlamayın.

  27. islamiyetgercekleri said

    Kuran dan daha neler çıkartıyorlar. Göbekleri çatlayacak 21 yy bilimine uyduracağız diyerek..

    Hubble teleskobunun çektiğpi resimler bile Kuranda yazmışmış. Tok toprağın titremesi moleküler olarak anlatılmış Kuranda. Yok zaman kavramı izafiyet teorisi varmış Kuranda daha neler neleeeeer.

  28. mesut said

    bu toplum baştan beri bilimden uzak osmanlının son zamanlarında padişah ilk otomobili istanbula getirttiğinde otomobili gören halk şeytanın arabası diyerek sağa sola kaçışmıştı. biz hurafelerle boş şeylerle uğraşırken incili elinden bırakan batı dünyası hakimiyetini kurdu, ıraka çeçenistana bakın tam bir kabus ve bu kabus dalga dalga yayılacak
    yağmur yağmıyorsa şeyhlere danışsınlar dualar istesinler
    sorduğum sorulara cevap veremiyorlar daha. çünkü kendileride bilmiyorlar

    Kabe, eğer sıradan bir inşaat olsaydı tüm bunları normal sayabilirdik. Ancak Kabe, İslam inancına göre Allahın Evi’dir. Bakalım Kuran, Kabe hakkında neler söylüyor. Al-i İmran Suresi 97. ayet: “Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. ”

    bak kurandaki allah kabeyi nasıl korudu
    1. Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi?

    2. Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?

    3, 4, 5. Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atan sürü sürü kuşlar gönderdi. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprakları haline getirdi.

    “Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. ” (ayet)

    kurandaki allah yezid ordusu medineyi basıp yağmalayıp 1000 sahabe kızına ve kadınına tecavüz ettikten sonra mekkeyi kuşatarak mancınıklarla kabeyi yıktırmıştır peki o zaman allah neden ebabil kuşlarını göndermedi hatta sellerle depremlerlede kendi eliylede yıkmıştır

    Halife Abdullah Bin Zübeyr, Haccac komutasındaki Emevi ordusu Mekke’ yi kuşatınca son çare olarak Kabe’ nin içine giriyor. Abdullah Bin Zübeyr’ in Kabe’ ye sığınmasında Al-i İmran Suresi’ nin 97. ayetine olan inancının etkisinin olduğunu tahmin etmek zor değil çünkü o bir halife. Ancak Kabe mancınıklarla taşa tutuluyor, hem Kabe yıkılıyor hem de içindeki halife ölüyor.
    bugün islam a hurafelere sığınan nice zavallı masum can veriyor diğerleride mehdi beklentisiyle kendini avutuyor
    yazık çok yazık

  29. MUHAMMED said

    turandursun.com a bekleriz BÜTÜN İSLAM DÜNYASINI

  30. MUHAMMED said

    GENİŞLEME YALANI
    İslamcıların ”mal bulmuş, mağribi gibi” sarıldıkları zariyat 47’de ”genişleme”anlamına gelecek hiç bir kelime yoktur.
    Bu tip uydurma mealler, tamamen sahtekarlıktan ibarettir.”Genişlemeyi” MUSİUNE’ye yüklerler.
    ”Musiune” (موسعون) kelimesi nasıl genişleme anlamına getirildiğini affınıza sığınarak bir fıkra ile anlatacağım.

    Adamın birinin lakabı ,ÖRDEKMİŞ.
    Bu ördek! bir gün bir arkadaşıyla kasabaya alış veriş yapmak için yola çıkmışlar.Epey bir yol aldıktan sonra
    Ördeğin arkadaşı gök yüzüne bakıp.
    – Hava bu gün, amma bulutlu demiş,
    Ördek lakaplı ,hemen arkadaşına çıkışmış
    Ayıp değilmi ?Biz arkadaşız
    Öteki
    – Ne olduki? Deyince
    – Sen bana ördek dedin
    – Ya ben sana ördek, demedimki. Deyince
    Ördek lakaplı ,şarlamış.
    -Sen havada bulut var dedin. Hava bulutlanıca yağmur yağar ,yağmur yağınca su bir yelerde toplanır, gölet olur.
    Gölette ne yüzer?Ördek .Şimdi inkar etme, sen bana ördek dedin.

    İşte zariyattaki ,”genişleme” uydurması aynı bu fıkra gibidir.

    İnançlı arkadaşların, itiraz etmemesi için, arapçadaki genişleme ve genişletmek manasına gelen kelimeleri yazıyorum.

    genişlemek اِتَّسَعَ; genişlemek; büyümek; çok geniş olmak; zenginleşmek; (ل için) yeteri kadar büyük veya geniş olmak; (ل birinin) emrinde olmak; (ل birine karşı) hassas olmak; (bir şeyi) yapabilmek;

    ——————————————————————————–

    genişlemek اِسْتَوْسَعَ; genişlemek; daha da büyümek; (bir şeyi) geniş veya büyük saymak;

    ——————————————————————————–

    genişlemek اِنْفَسَحَ; ferah olmak; genişlemek; [vakit] yeterince olmak;

    ——————————————————————————–

    genişlemek عَرُضَ; u (عِرَض,عَرَاضَة); geniş olmak; genişlemek;

    genişletmek مَطَّطَ; (bir şeyi) genişletmek; açmak; (birine) sövmek;

    ——————————————————————————–

    genişletmek نَدَحَ; a (نَدْح) (bir şeyi) büyütmek; genişletmek;

    ——————————————————————————–

    genişletmek وَسَّعَ; (br şeyi) büyütmek; genişletmek; (bşi) yaymak; (bşi veya من bşi) büyütmek; (على birine) zenginlik vermek, (birine, bir şeyi) bol bol vermek;

    ——————————————————————————–

    genişletmek اَسْبَغَ; (bşi) genişletmek; (bşi) tam yapmak; eksiksiz yapmak; (على b-e, bşi) bol bol vermek;

    ——————————————————————————–

    genişletmek اَسْهَبَ; (…i) عن açmak; genişletmek;

    ——————————————————————————–

    genişletmek فَرَّجَ; (bşi) genişletmek; ( …arasını) بَيْنَ aralamak;

    ——————————————————————————–

    genişletmek فَسَّحَ; (bşi) genişletmek; (ل için) yer açmak;

    ——————————————————————————–

    genişletmek عَرَّضَ; (bşi) genişletmek; (bşi, …e) ل maruz bırakmak; (bşi) sergilemek;

    ——————————————————————————–

    genişletmek عَظَّمَ; (…i) yüceltmek; (…i) ululamak; (bşi) büyütmek; (bşi) genişletmek;

    ——————————————————————————–

    Bakınız, şu an önümde Diyanetin Kamuran Yıldırım’a çevirttiği 1983 basımı kuran var. Orda zariyat 47 ye verilen anlam şöyle.
    GÖĞÜ GÜCÜMÜZLE BİZ KURDUK, ŞÜPHESİZ BİZ GENİŞ KUDRET(GÜÇ) SAHİBİYİZ

    Diyanet şimdiki mealini ”modaya ”uyarak şöyle çevirmiş

    GÖĞÜ KENDİ ELİMİZLE BİZ KURDUK VE BİZ ONU (ELBETTE)GENİŞLETİCİYİZ
    Ne olduda? Kuranın anlamı 24 senede bu kadar değişti. Artık milleti kandırmak için, abartılı yalanlara ihtiyacınızmı var?

    En namuslu çeviriyi yapan Abdul Baki Gölpınarlıdır. Onun çeviriside şöyle

    Ve biz, gökleri kurduk kudretle, onlardan daha üstününü, daha büyüğünü kurmaya da gücümüz yeter.

    Ayrıca Abdul Baki Gölpınarlı , arapçayı ve farsçayı ,şu an ortada dolaşan” mealcilerden ”çok daha iyi bilen bir ”uzmandır”
    İslamcılar, arapçadan hiç anlamayan ”mankurtlarına” olurda ,kamusa bakarlar diye ” mus” kelimesinin ”vüs”
    kelimesinden türediğini anlatırlar ki ,külliyen yalandır(genişleme manası)

    Şimdi bu ayetin türkçe harflerle okunuşuna bakalım.
    vessema beneyneha bieydin ve inne le MUSİUNE

    Burdaki ”vessemae” bildiğiniz SEMA başındaki ”ve”de bizim bildiğimiz ve ”beneyneha” da bizimde kullandığımız
    binadan gelme(arapçası’ binae)
    Uydurmasız meali ise, (ARAP, zaten bunu okuduğunda bundan başka bir şekilde anlamaz.)

    VE SEMAYI GÜCÜMÜZLE BİNA ETTİK.

    BU” GENİŞLETME” uydurması tefsircilerin zorlamasıyla daha sonra popüler olmuş ve halk nezdinde”tuturulmuştur.”

  31. yazik said

    Yazik sana. Örnek aldigin kuran tercumesini kesin bir Islam düsmani yazmistir kendi kelimeleri ile. Örnek gösterdigin ayetlerin cogu yarim yamalak ve hatali. Kurani tekrar okumani tavsiye ederim ama bu kez de bir gercek islam aliminin tercumesinden oku. SAYGILAR

  32. islamiyetgercekleri said

    Yazılarda verilen ayetler tamamen islam sitelerinde yayınlanan ayetlerdir. İlk olarak Diyanet İşlerinin sitesinden yararlanılmaktadır. Bir Müslüman olarak zahmet edip Kuranı okuyun. Onun bunun dedikleri ile ancak yazıklar olsun dersiniz.

    Alime gerek yok. Kuran apaçık bir kitaptır. Allah söylüyor ben değil…

    • bybashbelasi said

      ben zaten okuyorum kuran senın gıbı aptalca yorumlar yapmıyorum yarımyamalak aklınla saptırıyorsun hakaret edıyorsun şıkısıncada korkutup hakaret edıyorsun dıyorsun yanar donerlı olma mert yıgıt ol bılader ne yamuk yumuk ne ıdıgu belırsız ınsanlarsınız 🙂

      alıme gerek yokmus lafa bak ozaman sen nıye okudun he okula nıye gıttın bunları kendın ogrenseydınya alfabeyı fılan madem alıme gerek yok nıye bırılerının kıtabını okuyorsun nıye bırılerının tefsırlerını ornek gosterıosun ac kuranı yap kendın tercumenı ya aptal aptal konusmayın

      yada yolculuk yapmak ıcın neden arabayı kullanıyorsun gıt yuru kendın alıme gerek yok nasılsa ogrenmek ıcın bı yere gıtmek ıcın neden arabaya ıhtıyac duyuyorsun ya valla cok komıksınız muhaha

  33. islamiyet gercekleri’yada sitenin sahibi kimden kac para aliyosun bu is icin?yoksa direk seytanlami baglantilisin?misyonerlerlemi calisiyossun masonlarlami?yoksa beyinsiz gereksiz onemsiz birimisin?

  34. islamiyetgercekleri said

    Bu soru ilk defa karşıma çıkmıyor.. Müslümanların klasik iftiraları. Hemen siyonist bağlantı kurmaktadırlar.. Ben bu işe hayatımı adadım ve karşılığında ne cennet car, ne ayva memeli huriler.. Sizler inandığınız dinin demek ki size hayal olarak sattıkları peşindesiniz ki kolaylıkla herkesi kendiniz gibi zannedip iftira atabiliyorsunuz..

    Hayatta cennetten, hurilerden ve paradan daha üstün olan bir şey var ki sizlerin bunu anlamanız imkansızdır.. Buda ERDEMDİR..

    Başka bir sitede sizin o bana para ödediğinizi iddia ettiğiniz misyonerlerin dinlerinin pagan kökenleri ile ilgili çalışmalarım var.. Onlarda beni ABD ye kaçan FETTOŞ un desteklediğini öne sürüyorlar. Hani şu salya sümük ağlayan deli saçması Nurcu tarikat lideri varya o ödüyormuş bana para.. Desenize her taraftan bana para yağıyorrr.. OHH ne ala…

    Beyinsiz olan kim? Sizler yazdıklarım karşısında tutarlı bir şey yazamayınca hemen iftiralara giriyorsunuz. İçinizden hiç mi akıllı adam yok? Elinde elle tutulur kaynaklarla karşıma çıkabilecek? Demek ki yokmuş. Demek ki inandığınız Kuran gibi hikayeymişsiniz..

    Saygılar

    • adnan77 said

      şunu bilmek gerekir herşeyden önceki..islam dinin yada ALLAH ın savunulmaya ihtiyacı yoktur.sahih inanç beraberinde bir çok gerekliliğide getirir..islam dininde temel esaslarını doğruluk,dürüstlük,merhamet özetle insan olma gereklilğinin olduğu açıktır..
      karşı tez sunan arkadaşlara hak veriyorum,düşünün kışın soğuğunda kim abdest almak için suya dokunmak ister,açlıkla yaşayan insanları daha ii anlamak için sabır öğrenmek için neden aç kalınsınkii,yada yere düşen birine tekme vurmak varken neden yardım edilsinki,hatta komşum açsa banane öyle değilmi..ve benzeri insan olma gereklilikleri..insan olmak ete ve kemiğe bürüğnme işi değil sadece..ondan sonrası önemli ve bi hayli zor meziyet.islam inancına bürünüp insan olma yerine dilediğini yapmak varken hele hele değilmi..
      gercek iman sahibi lişiler cehennem azabından korktukları için değil cenabı Allahı gücendirmekten korktukları için insan olma gereklılığıni yerine getirirler.ayrıca yapılan yorumlar maksatlı ki bunu anlamak kolay..gerceği görme yerine saptırma daha kolay olur..
      kısa kısa yorum yapma gereği duydum sadece..özetle islam inncının savunulmaya ihtiyacı yoktur..akıllı insan arıyordunuz neye ve kime göre akıllı..atasının hayvan maymun olduğuna ianan birinin görüşüyle akıl nedir merak ediyorum.yada hayvan mamulu olduğuna inana birinin KUR an yorumu ne kadar güvenılır onuda anlamıyorum..sevgiyle..

    • bybashbelasi said

      aptal aptal yorumlar yapıosun valla haha 😀 mademkı kaynak ıstıosun ne dıye alıme ılme gerek yok dıosun madem alıme ılme gerek yok ne dıye kaynak soruosun tamam kaynak soruosun ozaman ne dıye ılme gerek yok dıosun muhaha bu ne celıskı bune yamannnndırr adıı yamandırrrrr gulu cemendır sendekı apacık sapkınlıktır haha 🙂

    • bybashbelasi said

      adnan doru demıs ben yorum yapmaya bıle gerek duymadım utanmadan atasının ceddının maymun oldugunu ıddıa eden ney ıcın neden var oldugunu bılmeyen ne yapması gerektıgını bılmeyen ruzgara gore donen yanarlı donerlı ınsanlarsınız ne oldugunuz neye aıt oldugunuz bellı degıl cunkı ınkar edıosunuz 🙂 inkar edıosan barı susta ne yaparsan yap bende sende oluceksınız umarım ozaman sızınle bız karsılasıp sıze hesap sorarda halınıze gulerız 🙂

  35. aytalam said

    Sayin islamiyetgercekleri:

    Bravo! Sizin yazilariniz okudum. Benim gozlerimi actiniz. Bu konuda, cogu muslumanlar gibi kendimi cahil sanirdim. Hic dindar olmama ragmen yinede kendimi musluman sayardim. Neden? Cunku, Kimligimde “musluman” derdi. Mantik disi bir dusunce, biliyorum. Ama oyle idi. Nedense, hayatim boyunca, ilgi gostermedim. Soru sormadim. Zaten sorulara cevap verecek insanlar yoktu etrafimda. Ekseriyetle, cevaplar ezberlenmis veya baskalarindan duyulmus sozler idi. Dini fikir ozgurlugu olmayinca, insan kendi kendisine dusunme izini bile vermiyor. Dusunmesini bile bilmiyor bu konuda.

    Kendi felsefeme gelince, biz bu dunyada kendimizin mesut olmasina mesuluz. Veya “responsible for pursuit of own happiness”. Islam dininde ki gelenekler sizinde iddia ettiginiz gibi, insanlarin gelismesine engel olarak cikiyor. Tabii ki, biz bunlarin delillerini Islam Dunyasindaki cehalet istatistiklerinde goruyoruz.

    Insanlari kendilerinden kurtarmak oldukca zor bir gorev. Iste yapmaya calistiginiz seyler odur. Sizin gibi insanlara Turkiyenin ihyiyaci var. Benim kanaatimde, Turklere buyuk bir hizmette bulunuyorsunuz. Tebrik ederim sizi.

    Yillarca yurt disinda yasadiktan sonra Turkcem biraz curumus, kusura bakma. Umarim kendimi ifade edebildim.

    Hosca Kalin

  36. legrandmensonge said

    Merhaba
    Öncelikle “islamiyetgerçekleri” ni yaptığı çalışmalardan ve elde ettiği bilgileri bizlerle baylaşmasından dolayı kutlamak istiyorum. Gördüğüm kadarıyla tartışma genel olarak her zaman ki bilim-İslam tartışması şeklinde geçiyor. Kaynaklar göstererek, nedenler belirterek yapılan açıklamalara inananların verdiği sığ, basit cevapları sıkıştıkları yerlerde İslam’ın genel tavrı olan tehdit takip ediyor.
    Bu tehdit kuran geneline öyle bir hakim ki, (azap çekmeler, yanmalar, pişman olmalar), ortalama bir inanan ( bundan Türkiye genelinde ki ortalama bir inananı kastediyorum: dinini anadan, babadan, geleneklerden öğrenmiş, hayatını adadığı, uğruna ölümü göze aldığı kitabı bir kez olsun okumamış, buna karşın yapılan her eleştiriye gözü kapalı karşı çıkan insan) olaylar karşısındaki tepkisini dile getirirken farkında olmadan bu tehditkar üslubu kullanıyor. Bu tepki bireysel bazda olduğu gibi, yakın geçmişte yaşadığımız deprem sonrası tepkilerini dile getiren ortalama inananların yaptığı gibi (7,4 yetmedi mi?) kitlesel bir hal de alabiliyor.
    Söylediklerimden sadece İslam’ a karşı bir tutumum olduğunun anlaşılmasını istemem. Aslına bakarsanız tüm semavi dinlerle, insanın karşısına kutsallık iddiasıyla çıkıp ona tatmadığı acılar çektiren, sayısız insanın hayatına mal olan, birçoğunun bir kere geldiği dünyayı ona zehir eden tüm oluşumlara karşıyım. İslamın bunların yanında benim için ayırt edici özelliği ise, yaşadığım toplum dolayısıyla beni doğrudan etkilemesi, reform yaşamamış olması, bir tıkanma sürecine girmesi ve dolayısıyla günümüz dünyası için büyük bir tehlike oluşturmasından kaynaklanmasıdır.
    İnsanlık için oluşturduğu tehdit sadece batı dünyasının yaşadığı terörizm tehdidi ile sınırlı da değildir. İslamı ülkelerde, yaşadığı hayat zehir olan, bir kere geldikleri dünyada iç güdülerini, zevklerini, özgürlükleri, doğru bilgiye, bilime sanata ulaşım imkânları devamlı kısıtlanan insanlar için de bir tehdittir bu.
    Öğle veya böyle İslam dünyası da yaşayacaktır bu reformu bu kesindir, tartışmasızdır. Ortaçağda Hıristiyanlar bu süreci yaşamıştır. Aristoteles ve incilin karışımı bir rehberle dünyayı açıklama çabaları bilimdeki ilerlemeler ve ortaya çıkan çelişkilerle işlemez olmuş, düşünen insanlar bu çelişkileri gün yüzüne çıkarmış ve acı içerisinde geçen yüzyıllardan sonra batı din denen ileten kendini bir nebze olsun kurtarabilmiştir. Kaldı ki, o zamanlarda katoliklerin gücü ve toplum üzerindeki baskısı günümüzde islamın sahip olduğu güçten çok daha fazladır. Ayrıca düşünen insanlar üzerindeki entellektüel baskısı da günümüzden çok daha güçlüdür. Entelektüel baskı tabiri ile anlatmak istediğim şudur; o zamanın (14-17 yy’lar arsını kastediyorum.) düşünürlerinden en özgür düşünenleri bile tam olarak dini reddedememiş, öyle veya böyle bir şekilde tanrı kavramına bağlı kalmışlardır. Tanrıları farklıdır, ama vardır. Spinoza, Leibniz, Descartes hepsi belli bir tanrı inancına sahiptir. Kaldı ki insanlar kendi hayatlarına göre uzun olan sürelere sahip şeyleri, hiç değişmeyecek gibi görürler ki tarih bunun tam tersini söylemektedir. Kuşkusuz Roma’nın insanları imparatorluklarının günün birinde yıkılacağını hayal bile etmezlerdi, tıpkı dünyanın oluşumundan bu yana gecen zamana 1 gün yani 24 saat dersek İsa’ nın doğumundan beri geçen sürenin sadece son bir saniye içerisinde olduğunu anlamayan ve islamı, hristiyanlığı, muhammeti,isayı ezeli ve ebedi sanan inanan gibi.
    Bende bu ülkede yaşayan herkes gibi islamın içinde doğdum. Kimliğimde yazan dinin kurallarını öğrenmeye çalıştım aklım karıştıkça,(hoş görü dini islamın aslında kuranda hiç de hoşgörülü bir tavrı olmadığını gördüğümde, her inananın kendi dinini sütten çıkmış ak kaşık diğerlerini ise yanlış yolda olarak nitelendirdiğini anladığımda, Tanrıya nazaran bir hiç olan, eksiklerle donatılmış insan bile idamı kaldırırken tanrının kitabında kendine inanmayanlara yapacaklarını ant içerek anlattığını gördüğümde, her fırsatta doğadaki canlıların nasıl mükemmel yaratıldığını, hepsinin mükemmel bir programlamacının elinden çıkmış ve uygun özelliklerle donatılmış olduğunu düşünürken, şu anda yaşayan canlı türlerinin , dünyada yaşamış türlerin sadece binde biri olduğunu binde 999 unun ise şu veya bu şekilde yok olduklarını yani hiçte kusursuz olmadıklarını öğrendiğimde, Arabistan’ da kızların hiçte erken gelişmediğini 9 yaşında bir ÇOCUĞUN her yerde bir çocuk olduğunu anladığımda…………………. ). karışıklıkları ortadan kaldırmak için diğer dinlerin anlattıklarını da öğrenmeye çalıştım. Sonra dinlerin tarihine, ortaya çıktıkları dönemlerdeki toplumun yapısına merak sardım. Bu sosyolojik yapıyı öğrenmeye çalışırken, dönemin felsefi düşünce akımları dikkatimi çekmeye başladı, sonra bu baskın felsefi akımların gelişimi ve kökenleri, ilk çıkışları üzerine bir şeyler öğrenmek için çabaladım.
    Hiçbir çıkar çevresine tabi değilim, misyoner hiç değilim hristiyanlığa ve diğer dinlere de en az islama olduğu kadar karşıyım, yaptıklarıma karşılık ne iki yüzlüce cennet bekliyorum ne de yıllarca insanları korkuttukları cehennem tasvirlerinden korkuyorum. Bir kişiyi düşünmeye, sorgulamaya sevk edebilmek,, belki birçok dindarın istediğini yaptırıp, tarafsızca, insan gibi, korkmadan kendi kitaplarını okumaya teşvik edebilmek tek amacım.

    • bybashbelasi said

      ya hakkaten sacmasınız sız hem kuranı kendınız yapıosunuz yorum sonra alıme gerek yok dıosunuz saygı sevgı dıosunuz ozgurluk dıosunuz hemde ınsanlara bısıler anlatmaya calısıoz dıosunuz madem ozgurluk ınsan kendı anlıyacak alımı olmuyacak sız nıye bı tarafınızı yırtıosunuz aptalmısınız ? bırakın kardesım yırtınmayın benıde guldurmeyın muhaha bı tene akıllı adam yokmu ya burdaa cıksın cevap versın adam akıllı ama 😀 alıme gerek yok deyıp sızın burda bu yazıo buna gore demeye kalkan aptallardan degıl ama 😀 kuranı saymıosanız tartısmayı yaparken kuran yanlıslıklarını saymadan akıl yolu ıle savunacaksınız hem saymıom yanlıs deyıp hem hata var burda demek ahmaklıktır gelınn bakım karsımaaa hadii varmı delıkanlı 🙂

  37. mushabsaid said

    Kendiniz de biliyorsunuz ki, iyi niyetli değilsiniz.
    O iki örneği aldığın kitabın tamamını oku bakalım.

  38. elfakir said

    Yahu sıkmayın canınızı. Ölünce anlarız ne olacağını 🙂

    Yada gübre olur gideriz hiç bişi anlamayız, zaten gerekte kalmaz.

    Ama Cehennem gerçekten varsaaaa, o zaman harbi yandık 😛

  39. upppsne said

    Olecegiz …..

  40. islamgercekleri said

    Kuran, gerçekten Allah’ın kelamı (sözleri) mi?

    Nisa/4:82. Hâla Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.

    Müslümanlara göre Kuran; Allah’ın kelamıdır. Yukarıdaki ayette de söylendiği gibi, Kuran, Allah tarafından gelmişse, Allah o sözleri söylemiş gibi okunmalıdır. Ayrıca, Kuran, Allah tarafından gönderilmiş ve Allah’ın sözlerini içeriyorsa, Kuran’da asla herhangi bir yanlış ve tutarsızlık bulunmamalıdır.

    Halbuki, gerçek böyle değildir.

    Ilk olarak, Kuran’ın bazı ayetlerine bakarak, bu sözlerin Allah değil, fakat Muhammed’in kendisi tarafından söylendiğini anlayabiliriz:

    Fatiha/1:1-7: 1:1. Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

    1:2. Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

    1:3. O, rahmândır ve rahîmdir.

    1:4. Ceza gününün mâlikidir.

    1:5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.

    1:6. Bize doğru yolu göster.

    1:7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!

    Bu ifadeyi okuyan her okur yazarın kolaylıkla anlayabileceği üzere, bu sözler Allah’a hitaben söylenmiştir.. Bir dua şeklinde Allah’a söylenmektedir. Bunlar, duacı olan Muhammed’din, Allah’a söylediği ve doğru yolu bulmak için Allah’tan yardım istediği sözlerdir. Kuran, böylece, Allah’ın değil, fakat Muhammed’din sözleriyle başlamaktadır.

    Enam/6: 104. (Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.

    Bu ifadede de, “Rab” ve “Bekçi” olarak iki özne bulunmaktadır. “Ben bekçiniz değilim” diyen herhalde Muhammed’dir, Allah değil..

    Tekvir/81: 15. Simdi yemin ederim o sinenlere ,

    Burada da yemin eden Muhammed’dir, Allah olamayacağına göre..

    Inşikak/84:16-19 84: 16. Hayır! Şafağa, yemin ederim ki ,

    84:17. Geceye ve onda basan karanlığa,

    84:18. Dolunay olmuş aya ,

    84:19. Ki,siz elbette halden hale geçeceksiniz.

    Burada da yemin eden Allah olamayacağına göre Muhammed’dir.. Muhammed burada islam öncesi inanışlarını da ortaya koymaktadır. Güneş ve ay, islam öncesi Arap’larca kutsal sayılırdı.

    Enam/6: 114. (De ki): Allah’dan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitab’ı açık olarak indiren O’dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur’an’ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma!

    Tercümeye “de ki” diye bir ilave yapılmış.. Bu ilave Arapça Kuran’da bulunmamaktadır. Burada da sözlerin sahibinin Allah değil, Muhammed olduğu anlaşılıyor.

    Kuran’daki Sayısal Hatalar:

    Kuran’da bol miktarda sayısal hatalar da bulunmaktadır. Allah (varsa eğer), basit aritmetik işlemlerde bile hata yapamayacağına göre (ne de olsa kainatı yattığına inanılıyor, yani bilgisi her konuda yüksek olmalı..), bu hataları Kuran’ın yazarı olan ve hesap yapma kabiliyeti olmayan Muhammed’in yaptığı anlaşılmaktadır:

    Cennet ve dünyayı yaratmak kaç gün aldı?

    Araf/7:54. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah’tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O’na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!

    Yunus/10:3. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah’dır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte O Rabbiniz Allah’tır. O halde O’na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz!

    Hud/11:7. O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş’ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): “Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz” desen, kâfir olanlar derhal “Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir” derler.

    Furkan/25: 59. Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş’a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân’dır. Bunu bir bilene sor.

    Evet, yukarıdaki ayetlerin tümünde, yer ve göğün altı günde yaratıldığı söyleniyor. Halbuki, aşağıdaki ayetlerde ise, yer ve göğün sekiz günde yaratıldığı anlaşılıyor ki, bu ayetlerle yukarıdaki ayetler bir çelişki içindedir..

    Fussilet/41:9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O’na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.

    Fussilet/41:10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.

    Fussilet/41:12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah’ın takdiridir.

    Hesap edelim:

    2 gün(yer)+ 4(gıdaların oluşumu)+ 2(gökler)= 8 Gün (6 değil!..)

    Muhammed’in ya hesabı zayıftı, ya da Kuran’ı yazdırırken daha önce ne söylediğini unutuyor ve böylece çelişkili ayetler oluşturuyordu..

    Kuran’daki Miras Hukukunda Sayisal Hatalar:

    Kadinlarin cenaze namazi kilip kilmamasi konusunda bile büyük eksikliklere sahip olan Kuran’da, miras konularina nedense büyük yer ayrilmiş ve bu konuda çok detayli ayetlere yer verilmiştir.

    Asagidaki ayetler, “miras” hukuku ile ilgilidir. Bu ayetlere göre hesap yapildiginda, mirasçilarda, “sona kalan dona kalmakta”dir, çünkü, mirasin paylari toplandiginda, toplam, mirastan “fazla” olmaktadir!

    Önce ayetlere bakalim, sonra iki ayri örnek üzerinde mirasi paylastiralim ayetlere göre:

    Nisa/4:11. Allah size, çocuklariniz hakkinda, erkege, kadinin payinin iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadin iseler, ölünün biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger yalniz bir kadinsa yarisi onundur. Ölenin çocugu varsa, ana-babasindan her birinin mirastan altida bir hissesi vardir. Eger çocugu yok da ana-babasi ona vâris olmuş ise, anasina üçte bir (düşer). Eger ölenin kardeşleri varsa, anasina altida bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacagi vasiyetten ve borçtan sonradir. Babalariniz ve ogullarinizdan hangisinin size, fayda bakimindan daha yakin oldugunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafindan konmuş farzlardir (paylardir). şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.

    Nisa/4:12. Yapacaklari vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eger çocuklari yoksa, biraktiklarinin yarisi sizindir. Çocuklari varsa biraktiklarinin dörtte biri sizindir. Çocugunuz yoksa, sizin de, yapacaginiz vasiyetten ve borçtan sonra, biraktiginizin dörtte biri onlarindir (zevcelerinizindir). Çocugunuz varsa, biraktiginizin sekizde biri onlarindir. Eger bir erkek veya kadinin, anababasi ve çocuklari bulunmadigi halde (kelâle şeklinde) mali mirasçilara kalirsa ve bir erkek yahut bir kizkardeşi varsa, her birine altida bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktirlar. (Bu taksim) yapilacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara ugramaksizin (yapilacak)tir. Bunlar Allah’tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkiyle bilendir, halîmdir.

    Nisa/4:176. Senden fetva isterler. De ki: “Allah, babasi ve çocugu olmayan kimsenin mirasi hakkindaki hükmü şöyle açikliyor: Eger çocugu olmayan bir kimse ölür de onun bir kizkardeşi bulunursa, biraktiginin yarisi bunundur. Kizkardeş ölüp çocugu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kizkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger erkekli kadinli daha fazla kardeş mevcut ise erkegin hakki, iki kadin payi kadardir. şaşirmamaniz için Allah size açiklama yapiyor. Allah her şeyi bilmektedir.

    Varsayalim ki, bir adam öldü ve geride üç kiz evlat, bir ana, bir baba ve eşini birakti.. Yukaridaki ayetlere göre miras paylaşimi şöyle olacaktir:

    Üç kiz evlata mirasin 2/3’ü, ana ve babanin her birine 1/6, karisina 1/8 kalacaktir.

    Bu durumda, matematik yapalim:

    (2/3)+(1/6)+(1/6)+(1/8)= 27/24 = 1,125 bulunur! (1,0 olmasi gerekirdi!..)

    Yani, miras paylaşildigi zaman herbir mirasçinin aldiginin toplami, mirastan fazla çikmaktadir!..

    Allah, miras paylaşiminda böyle büyük bir hesap hatasi yapamayacagina göre, ayet Allah’a ait olamaz, Muhammed’e aittir..

    Hesap bilmeyen Muhammed’e..

    Bir diger örnek verelim:

    Bir adam ölür ve geride anası, karısı, ve iki kızkardeş kalır. Kuran’in yukarida verilen ilgili miras ayetlerine göre; ana’ya mirasin 1/3’ü, karisina mirasin 1/4 ‘ü, iki kızkardeşe de toplam 2/3’ü kalacaktir:

    Hesap yapalim:

    (1/3)+(1/4)+(2/3)= 15/12= 1,25 !..

    Burada da, miras paylaşiliyor, paylar toplaninca, mirastan daha büyük, %25 daha büyük çikiyor!..

    Allah-varsa eger- bu kadar hesap bilmez olabilir mi? Bu yanlış paylaşım oranları ile dolu ayeti Allah gönderemeyecegine göre,

    Muhammed kendisi yazmiş olmaktadir..

    Not: Okul önlerinde, Allah’in örtünme emri gerekçesi ile, “basörtüsü eylemi” yapan bayanlarin; inandiklari Allah’tan gelmis olduguna inandiklari Kuran’in bu ayetlerine göre, medeni kanunun miras haklarini kadinlarin aleyhine düzenlenmesi için eylem yapmalarini, bir erkek olarak çok arzu ederim..(:->>

    (Malum, bu ayetlere göre erkekler daha avantajli da..)

    Allah’in 1 günü 1.000 yil mi, 50.000 yil mi?

    Kuran’daki bazi ayetlerde Allah’in bir gününün kaç dünya yilina eşdeger oldugu konusunda da çelişkiler bulunmaktadir:

    Hacc/22:47. (Resûlüm!) Onlar senden azabin çabuk gelmesini istiyorlar. Allah vâdinden asla dönmez. Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarinizdan bin yil gibidir.

    Secde/32:5. Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yil tutan bir günde O’nun nezdine çikar.

    Yukaridaki ayetlerde, Allah’in bir gününün, dünyanin 1.000 yilina denk oldugu söyleniyor.

    Halbuki, aşagidaki ayette ise, Allah’in bir gününün, dünyanin 50.000 yilina denk oldugu ifade ediliyor:

    Mearic/70:4. Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktari (dünya senesi ile) ellibin yil olan bir günde yükselip çikar.

    Peki, bunlardan hangisi dogru? Bu birbiriyle çelişen ayetlere göre, Allah’in bir günü, dünyanin 1.000 yilina mi, 50.000 yilina mi eşdeger? Bu hatayi Allah-varsa eger- yapmiş olabilir mi, yoksa, Kuran Muhammed’in mi kelamidir? Allah versa eger, boylesine bir hatayi yapmayacagina gore, Kuran’in insan elinden cikma bir kitap oldugu, Allah’in degil, Muhammed^’in kelami oldugu anlasilmaktadir.

    Kuran’daki çeliskilerden biri de, “cennet” sayisidir

    Bir tane mi cennet var, yoksa, birden çok mu cennet var?

    Muhammed, Kuran’i yazdirirken bu konuya pek dikkat etmemis.. Bazan tekil, bazan cogul ifede kullanmis..

    Bu da, Kuran’in, Allah’in kelami degil, fakat Muhammed’in kelami oldugunu gösteriyor. Ayetlere bakalim:

    Zümer/ 39/73. Rablerine karsi gelmekten sakinanlar, boluk boluk cennete goturulurler. Oraya varip da kapilari acildiginda, bekcileri onlara: “Selam size, hos geldiniz! Temelli olarak buraya girin” derler.

    Fussilet/ 41/30-2. “Rabbimiz Allah’tir” deyip sonra da dogrulukta devam edenler, onlari, melekler, olumleri aninda: “Korkmayiniz, uzulmeyiniz, size soz verilen cennetle sevinin, biz dunya hayatinda da, ahirette de size dostuz. Burada, canlarinizin cektigi, umdugunuz seyler, bagislayan ve aciyan Allah katindan bir ziyafet olarak size sunulur” diyerek inerler. *

    Hadid/ 57/21. Ey insanlar! Rabbiniz tarafindan bagislanmaya, Allah’a ve peygamberine inananlar icin hazirlanmis, genisligi yerle gogun genisligi kadar olan cennete kosusun; bu Allah’in diledigine verdigi lutfudur. Allah, buyuk lutuf sahibidir. Naziat/ 79/40-1. Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kotulukten alikoymussa, varacagi yer suphesiz cennettir.

    Yukaridaki ayetlerde, “cennet”, “tekil” olarak yazilmis.. Yani, bir “adet” cennet anlaminda..

    Halbuki, asagidaki ayetlerde ise tam tersi yazilmis: Cennet degil, ama “cennetler”den sözediliyor:

    Kehf/18/30-1. iyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Dogrusu, inanip yararli is yapanlara, iste onlara, iclerinden irmaklar akan Adn cennetleri vardir. Orada altin bilezikler takinirlar, ince ve kalin ipekliden yesil elbiseler giyerek tahtlari uzerinde otururlar.

    Ne guzel bir mukafat ve ne guzel yaslanacak yer! *

    Hacc/ 22/23. Dogrusu Allah, inanip yararli is isleyenleri, iclerinden irmaklar akan cennetlere koyar. Orada altin bilezikler ve inciler takinirlar. Oradaki elbiseleri de ipektendir.

    Fatir/ 35/33. Bunlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altin bilezikler ve incilerle suslenirler, oradaki elbiseleri de ipektir.

    Nebe/78/31-4. Dogrusu, Allah’a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler vardir.

    Hangisine inanacaksiniz?

    Kuran, Allah’in-varsa eger- kelami olsa idi, böyle yanlislar yapar miydi?

    Ama, Muhammed’in kelami olunca, bu tip yanlislari yapmis Muhammed..

    Kuran’a Göre Daglar Deprem’leri Onlemek İçin(mis)..

    Tüm dünyada zaman zaman deprem oluyor. Müslüman olmayan topraklar, müslüman olan topraklar demeden, dünyanın belirli bölgelerinde depremler oluyor.

    1999 yılınının 17 Ağustos ve 12 Kasım günlerinde de Türkiye’de olan depremlerde onbinlerce kişi öldü, milyarlarca dolar maddi kayıp oluştu.

    08.10.2005 tarihinde islami şeriatla yönetilen Pakistan’ın dağlık Keşmir bölgesinde meydana gelen 7,6 şiddetindeki deprem, onbinlerce kişinin ölümüne neden olmuştur.

    Peki, niye deprem oldu? Muhammed’in Kuran’inda, deprem olmasin, insanlar sallanmasin diye, Allah’in daglari yarattigi yazmiyor mu?

    Bu bilimsel(!) gerçege ragmen, niye deprem oluyor?

    “Enbiya/21/31. Yeryuzune, insanlar sarsilmasin diye sabit daglar yerlestirdik; rahat gidebilsinler diye aralarinda genis yollar varettik.”

    “Nahl/16/15-6. Yeryuzunde, sarsilmayasiniz diye, sabit daglar, nehirler ve belki yolunuzu bulursunuz diye yollar ve isaretler meydana getirmistir. Onlar yildizlarla da yollarini bulurlar.”

    “Lokman/31/10. Allah gokleri gordugunuz gibi direksiz yaratmis, sizi sallar diye yeryuzune sabit daglar koymus; orada her turlu canliyi yaymistir. Gokten su indirip orada her hos ciftten yetistirmisizdir.”

    İrdeleyelim: 1) Allah, yarattigi daglarda imalat hatasi yapmistir.. Daglar, yeterince agir olmamistir, onun için yerin sallanmasini önleyemiyor.. 2) Muhammed, bilmediği bir konu hakkında konuşarak, asırlar sonra haksız çıkmıştır ..

    Her konuyu bilen(!), tüm zamanlara(!) hitabeden Kuran’in Muhammed’in kelami oldugu bir kez daha anlasiliyor..

    İslamiyet ve deprem hakkında bilgilenmek için burayı tıklayınız.

    Kuran’a göre dünya yuvarlak mıdır? Güneş nasıl batar?
    Kuran’da yapılan bilimsel hatalardan birisi de, dünyanın yuvarlak olmadığının ima edilmesi ve güneşin balçık içinde batmasıdır. Kehf Suresi’nden ayetlere bakalım:

    18/83. Sana Zulkarneyn’i sorarlar, “Onu size anlatacagim” de. 18/84. Dogrusu biz onu yeryuzune yerlestirmis ve her seyin yolunu ona ogretmistik. 18/85. O da bir yol tuttu. Kehf/18/86. Sonunda gunesin battigi yere ulasinca onu, kara balcikli bir suda batiyor gordu. Orada bir millete rastladi. “Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin” dedik. 18/87-8. “Haksizlik yapana azap edecegiz, sonra Rabbine dondurulur, onu gorulmemis bir azaba ugratir; ama inanip yararli is isleyene, mukafat olarak guzel seyler vardir, ona buyrugumuzdan kolay olani soyleriz” dedi. 18/89. Sonra yine bir yol tuttu. Kehf/18/90. Sonunda gunesin dogdugu yere ulasinca, gunesi, kendilerini elbise, bina gibi seylerle ortmedigimiz bir millet uzerine doguyor buldu.

    Görülüyor ki, Kuran’a göre insan dünya üzerinde yürüyerek güneşin battığı yere ulaşabiliyor ve güneşin kara balçıklı bir suda battığını görüyor.. Bu ifadeden Muhammed’in dünyayı tepsi gibi düz sandığı anlaşılıyor. Dünyanın yuvarlak olduğunu bilseydi, kişinin dönüp dolaşıp yola çıktığı noktaya geleceğini söylerdi.. Ayrıca, gfüneşin batma yerinin de, günümüz astronomi bilgisine göre yanlış verildiği görülüyor.

    Önce Gök mü yoksa Yer mi yaratıldı?

    Kuran’daki çelişkilerden birisi de önce göğün mü yoksa yerin mi yaratıldığıdır. Bakara suresi 29.cu ayette önce yerin yaratıldığını yazarken, Naziat suresi 27-32.ayetler arasında önce göğün yarattıldıktan sonra yerin yaratıldığı yazmakta ve böylece apaçık bir çelişki ortaya çıkmaktadır.

    Bakara 29. O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.

    Naziat 27-32: Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti, 28. Onu yükseltti, düzene koydu, 29. Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı. 30. Ondan sonra da yerküreyi döşedi, 31. Yerden suyunu ve otlağını çıkardı, 32. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.

    Bu çelişki de Kuran’ın insan sözü olduğunu gösteren delillerden birisidir.

    Yıldızlar neden yaratıldı?

    Kuran’a göre yildizlarin neden yaratildigi da, her zamanki “bilimsellik”(!) ile açiklaniyor. 1500 yil öncesinin Bedevi’si belki kanardi ama, 1998 yilinin insani için bir masaldan ibaret:

    “Mulk/ 67/5. And olsun ki, yakin gogu kandillerle donattik, onlarla seytanlarin taslanmasini sagladik ve seytanlara cilgin alev azabini hazirladik.”

    “Saffat/ 37/6. suphesiz Biz, yakin gogu bir susle, yildizlarla susledik.”

    “37/7. Onu, inatci her turlu seytandan koruduk.”

    “37/8-9. Onlar yuce alemi asla dinleyemezler. Her yonden kovularak atilirlar. Onlara surekli bir azap vardir.”

    Kuran’a göre, yildizlar, şeytana atiş yapacak üsler olarak hazirlanmiş!.. Böylelikle şeytandan korunmuş olunacakmiş.. Bu ayetten de Kuran’in Allah tarafindan gönderilmedigini, Muhammed’in bir bilim kurgu yazari gibi hayal gücünü çaliştirarak yazdigini söyleyebiliriz. (Herşeyi dogru bilen Allah böyle komik gerekçeler göstermezdi..)

    Hristiyanlar cennete gidebilir mi?

    Kuran’daki ayetlerden Bakara/2:62 ve Maide/5:69’a göre “evet”, gidebilirler.

    Ama, yine Kuran ayetlerinden Maide/5:72 ve Aliimran/3:85’e göre ise “hayir”, gidemezler.

    Demek ki, bu konuda da Kuran’da çeliski vardir.

    Diyanet tercümesinden ayetleri veriyorum:

    “Bakara/2/62. suphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, hiristiyanlar ve sabiilerden Allah’a ve ahiret gunune inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar icin artik korku yoktur. Onlar uzulmeyeceklerdir.”

    Maide/5/69. Dogrusu inananlar, yahudiler, sabiiler ve hiristiyanlardan Allah’a ve ahiret gunune inanan, yararli is yapan kimselere korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir.”

    “Maide/5/72. And olsun ki, “Allah ancak Meryem oglu Mesih’tir” diyenler kafir oldular. Oysa Mesih, “Ey israilogullari! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin; kim Allah’a ortak kosarsa muhakkak Allah ona cenneti haram eder, varacagi yer atestir, zulmedenlerin yardimcilari yoktur” dedi.”

    “Aliimran/3/85. Kim islamiyet’ten baska bir dine yonelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.”

    Nuh’un ailesine “Tufan”da ne oldu?

    Nuh’un ailesinin tufanda başına gelenler, Kuran’in ayrı ayetlerinde ayrı şekilde hikaye edilmektedir. Kuran’ın Enbiya/21:76 ayetine göre, Nuh’un ailesi kurtulur. Saffat/37:77, soyunun devam ettiğini söyler. Halbuki, ayet Hud/11:42-43 ise Nuh’un oğlunun tufanda boğulduğunu söyler.

    Hangisine inanacaksınız? Diyanet tercümesinden:

    Enbiya/21/76. Nuh da daha onceleri Bize yalvarmisti, onun duasini kabul edip, kendisini ve ailesini buyuk sikintidan kurtardik.

    Saffat/37/75. And olsun ki, Nuh Bize seslenmisti de duasina ne guzel icabet etmistik. Saffat/37/76. Onu ve ailesini buyuk sikintidan kurtarmistik. Saffat/37/77. Ancak onun soyunu surekli kildik.

    Hud/11/42. Gemi, daglar gibi dalgalar icinde onlari otururken, Nuh, bir kenarda ayri kalmis olan ogluna “Ey ogulcugum! Bizimle beraber gel, kafirlerle birlik olma” diye seslendi. Hud/11/43. Oglu: “Daga siginirim, beni sudan kurtarir” deyince, Nuh: “Bugun Allah’in buyrugundan O’nun acidiklari disinda kurtulacak yoktur” dedi. Aralarina dalga girdi, oglu da bogulanlara karisti.

    Insan “ne”den yaratildi?

    Insan, “yaratildi” ise, “ne”den yaratildi? Önemli bir soru.. Dinciler ile bilimciler farkli görüşteler.. Bakalim, Kuran’da bu konuda neler yaziyor? Okuyunca akliniz karişacak, çünkü Kuran bu konuda farkli farkli şeyler söylüyor. Diger bazi konularda oldugu gibi, bunda da çelişkili ifadeler var.

    Ne kadar çok çesitli maddeden yaratildigini söylüyor insanin, Kur’an.. Bu kadar degisik ve akil karistiran ifadelerin, Allah’in -varsa eger-kelami olmasi mümkün mü? Yoksa, Muhammed’in kelami midir?

    “Kan pihtisi”ndan (96:1-2), “su”dan (21:30, 24:45, 25:54), “toprak”tan (15:26, 3:59, 30:20, 35:11), “hiç”ten (19:67), sonra bunu “inkar etmek” (52:35), “nutfe”den (16:4) ve de “meni”den (75:37)

    Diyanet tercümesinden:

    Alak/96/1. Yaratan Rabbinin adiyla oku! 96/2. O, insani pihtilasmis kandan yaratti.

    Enbiya/21/30. inkar edenler, gokler ve yer yapisikken onlari ayirdigimizi ve butun canlilari sudan meydana getirdigimizi bilmezler mi? inanmiyorlar mi?

    Nur/24/45. Allah butun canlilari sudan yaratmistir. Kimi karni uzerinde surunur, kimi iki ayakla yurur, kimi dort ayakla yurur. Allah diledigini yaratir, Allah suphesiz herseye Kadir’dir.

    Furkan/25/54. insani sudan yaratarak, ona soy sop veren O’dur. Rabbin herseye Kadir’dir.

    Hicr/15/26. And olsun ki, insani kuru balciktan, islenebilen kara topraktan yarattik.

    Aliimran/3/59. Allah’in katinda isa’nin durumu kendisini topraktan yaratip sonra ol demesiyle olmus olan Adem’in durumu gibidir.

    Rum/30/20. Sizi topraktan yaratmasi O’nun varliginin belgelerindendir. Sonra hemen birer insan olup yeryuzune yayilirsiniz.

    Fatir/35/11. Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yaratmis, sonra da sizi ciftler halinde varetmistir. Disinin gebe kalmasi ve dogurmasi, ancak O’nun bilgisiyledir. Omru uzun olanin cok yasamasi ve omurlerin azalmasi suphesiz Kitap’dadir. Dogrusu bu Allah’a kolaydir.

    Meryem/19/67. Bir insan kendisi onceden bir sey degilken onu yaratmis oldugumuzu hatirlamaz mi?

    Tur/52/35. Onlar, yaratan olmaksizin mi yaratildilar yoksa yaratanlar kendileri midir?

    Hud/11/61. Semud milletine kardesleri Salih’i gonderdik. “Ey milletim! Allah’a kulluk edin; O’ndan baska tanriniz yoktur; sizi yeryuzunde yaratip orayi imar etmenizi dileyen O’dur. Oyleyse O’ndan magfiret dileyin, sonra da O’na tevbe edin. Dogrusu Rabbim size yakin ve dualari kabul edendir” dedi.

    Akraba Evliliği Kuran’da Onaylanmıştır

    Bilindiği gibi akraba evliliği, sakat çocuklara neden olmaktadır. Teyze, dayı, hala ve amca çocukları arasında yapılan evliliklerden doğan çocuklarda kalıtımsal nedenlerden dolayı zeka geriliği ya da bedensel sakatlık meydana gelmesi ihtimali çok büyük olduğundan akraba evlilikleri tıbben uygun değildir. Akraba evliliğ sakat doğum ihtimalini dokuz misli arttırmaktadır. Kuzen evlilikleri tıbben son derece tehlikelidir. Günümüzün tıp bilimi akraba evliliğine onay vermez.

    Halbuki, bu bilimsel gerçek, Kuran’ın Ahzab suresinin 50. ayetinde Muhammed’e akraba evliliği izni verilerek bilimdışı bir tablo sergilenmektedir. Kuran, bilime ters düşmektedir. Bu durum, Kuran’ın bilimdışı ayetlerine bir başka örnektir:

    Ahzab 50. Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lazım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

    Bu ayette, yakın akraba evliliğine onay verilerek bilimsel bir gerçeğe ters düşülmesi yanında, Muhammed’in zaten karı ve cariye olarak sahip olduğu kadınların sayısını daha da arttıracak bir bencilliktir. Başka erkeklere verilmeyen izinler kendisine bir erkek olarak serbest!…

    Muhammed’e göre, yaz neden sıcak; kış neden soğuktur?

    Bunun cevabını Muhammed şöyle veriyor: Yaz sıcağının şiddeti cehennemin kaynamasındandır.. (Anlaşılan, cehennemde iyi bir izolasyon yok, içeride yanan odunların ve kaynar sıvıların sıcaklığı dışarı kaçıp dünyaya ulaşıyor, böylece de yazın hava bazan çok sıcak oluyor!)

    Kışın ise, cehennemde ateş sıcaklığı düşmüş olmalı ki, (belki de tatil yapıyor ocakçılar) dünyada hava soğuyor.

    Şimdi, bu yazıyı okuyanlar, “nereden çıktı bu?” diyecekler.. Benim iddiam değil bu, ama, islam peygamberi Muhammed söylemiş bunu… Güneşin kızgın olduğu zamanlarda öğle namazını serinliğe bırakması için söylediği hadisten alınmadır: “Sicak siddetlendigi vakitte salat (i-Zuhru) serinlige birakiniz. Zira sicagin siddeti cehennemin kaynamasindandir. Nar (i-cehennem) Rabbine arz-i sekva etti: “Ya Rab, beni ben yiyorum (izin ver)” dedi. Allahu Teala da iki defa nefes almasina izin verdi. Nefesin birisi kisin, digeri yazin. En cok maruz oldugunuz sicak ile sizi en ziyade usuten zemherir (iste budur).”

    Goruluyor ki Muhammed’in soylemesine gore, mevsimlerin sicak ya da soguk oluslarinin nedeni, cehennimin “kaynamasindan” ve “nefes almasindan”dir; cehennemin kaynamasi siddetli sicaklara sebep olmaktadir. Ote yandan fazla kaynamaktan dolayi cehennem kendi kendini yemeye, kemirmeye baslar ve Tanri’ya sikayette bulunur: “Ya Rab” der, “Beni ben yiyorum!” Ve cehennemin bu sikayeti uzerine Tanri ona, iki kez nefes almasi icin izin verir, ki bu da sicak ve soguk mevsimleri olusturur!

    Evet, bu sözler, Buhari’nin Ebu Hureyre’den rivayet ettigi bir hadistir ki, Diyanet isleri Baskanligi’nin Sahih–i Buhari Tecrid-i Sarih Tercumesi adli yayinlarinin ikinci cildinin 476-7 sayfalarinda 321 sayili hadis olarak yer almistir.

    Islamiyet’in bilimdışı ve akıldışı temelleri, mevsimler ve cehennem konusunda bununla da kalmıyor. Meğerse, “cehennem konusuyor”mus da:

    Cehennem Konusuyor..

    Muhammed’in soylemesine gore cehennem Cuma’dan gayri her gun parlatilmaktadir. Ve parlatildigi sirada gunes zeval vaktinde bulunmus olur. Gunes zeval vaktinde iken yeryuzunun sicak olusu, cehennemin o sirada parlatilmakta olusundandir. Ve cehennem, Cuma gununden gayri haftanin her gunu, gunes zeval vaktinde iken parlatildigi icin, o saatlerde namaz kilinmasi yasaklanmistir. Cehennem sadece Cuma gunu parlatilmadigi icindir ki Cuma gunu gunes zeval vaktinde iken namaz kilmak gerekir. (Bkz imam Gazali Kimya-i Saadet, ist 1979 s 107).

    Ote yandan Kuran’da cehennemin Tanri ile sik sik konustugu ve Tanri’nin sorularini cevaplandirdigi yazilidir. Ornegin Kuran’in Kaf suresinde, gunahkarlar atese atildikca, Tanri’nin cehenneme “Doldun mu?” diye sordugu ve cehennemin de bu soruya “Hayir, dolmadim. Daha var mi?” diye cevap verdigi anlatilmistir. (Kaf suresi Ayet 30). Anlasilan cehennem insanlari yemekten pek hoslaniyor olmali ki bir turlu doyamamaktadir.

    Bu arada aklıma da gelen sorulardan biri şu: Hani, kıyamet olacak da, kötü insanlar cehenneme gönderileceklerdi.. Kıyamet olmadığına göre, demek ki cehennem boş bulunuyor.. Kaf suresindeki olay ne zaman olmuş(!) peki? Ayrıca, daha kıyamet kopmadan cehennem boşu boşuna yanıyor ve parlatılıyor ise bu boşu boşuna enerji ve emek israfı değil mi?

    Günümüzde bilimdisi ve akildisi hurafelere inanmayi kim bekleyebilir? “iman”i, “akil”a üstün tutanlar bu devirde nasil olabilir? insanlar bilgilendikçe, azalacak dincilerin sayisi dogal olarak..

    Yukarida siralanan bircok akildisi ve bilimdisi ifadeler ile günümüz bilim ve gerceklerine uymayan anlatimlar, Kuran’in 1400 yil onceki durumu ile günümüzde kullanilamayacagini gostermektedir. Dahasi, eger var ise, her seyi mükemmel yarattigina inanilan bir Tanri’nin, bu denli acik hatalarla dolu bir kitap gonderdigini düsünmek mümkün olamayacagina gore, geriye tek bir sonuc kaliyor: Kur’an, Muahhammed ve arkadaslari tarafindan yazilmistir.

    Şeytan Hakkındaki Ayetler

    A’raf suresinin 27. ayetinde, “SEYTAN”dan söz edilirken: “…Sizin onlari görmeyeceginiz yerlerden,o ve toplulugundan olanlar, sizi görürler.” deniyor.

    Bundan su çikiyor açikça: – Seytan ve toplulugundan olanlar, insanlari görürler. – insanlarsa ne seytani, ne de onun toplulugundan olanlari görebilirler. “Seytan ve toplulugu ( huve ve kabiluhu )” anlatiminin kapsami içinde, Kur’an yorumculari, “cin”leri de görürler. ( Bkz. Taberi, Camiu’l-Beyan fi-Tefsiri’l-Kur’an, 8/113, F. Razi, e’t- Tefsiru’l-Kebir, 13/54.) Böyleyken, Elmali Hamdi Yazir, “müfessirin (Kur’an yorumculari) demislerdir ki bundan, insanin seytani hiç göremeyecegi zannedilmemelidir…” diyor. (Bkz. Hak dini Kur’an Dili, 3/2147.). Oysa, ayetteki açik anlatim nedeniyle, “Kur’an yorumculari”nin tümü bu görüsü paylasmaz. (Bkz. Taberi, ayni yer; F. Razi, ayni yer; Celaleyn 1/132;Tefsiru’n-Nesefi, 2/50.)

    Fahruddin Razi, su nedenlerle “cin”lerin, “seytan”larin insanlara görünmemesi gerektigini yazar: ( Bkz. F. Razi, ayni yer.) Baska kiliklara bürünerek bile olsa “cin-seytan” insana gözükür olsa: – insan örnegin karisinin, çocugunun, gerçekte “CiN” oldugunu düsünebilir. – insan her gördügü kimse için de bu saniya( cin oldugu sanisina) kapilabilir. – Ve böylece kimseye güven kalmaz.

    -……… Gelin görün ki, Muhammed, “SEYTAN”i, “CIN”i, hem de somut bir biçimde gördügünü söyler.

    “Seytani yere yatirdim, boguyordum”

    Nesei’nin Aise’den aktardigi bir hadise göre Muhammed söyle der: “Namaz kilarken seytan geldi. Hemen yakaladim, yere yatirdim, boguyordum onu. O denli ki, onun dilinin soguklugunu elimin üzerinde duydum.”. ibn Teymiyye, bu hadisi saglamlikta Buhari’nin kosullarini tasidigini belirtir. (Bkz. Takiyyundin ibn Teymiyye, izahu’d Delale fi Umumi’r-Risale, Misir, 1369, s. 41. Bu hadis için ayrica bkz. Kamil Miras, TEcrid-i Sarih Ter., 288 no.’lu hadisin “izah”indaki 2 no.lu not.) Seytanin “yatirilmasi”, “bogulmasi” ve “dilindeki sogukluk, bu soguklugun elde duyulmasi”, “bes duyu” içine giren, somut durumlardir. Muhammed’in “seytani bogarken onun salyasinin eline bulastigini, elinde bunu duydugunu(hissettigini)” anlattigi da aktarilir. (Bkz. Ahmet ibn Hanbel, Müsned, 3/82. )

    Cinin-seytanin direge baglanmasi

    Ayni hadiste, Muhammed’in “seytani yakaladiginda, bir direge baglamak istedigini, buna güç yetirebildigini, ama bu tür seylerin Süleyman peygambere özgü kalmasi gerektigini düsünüp direge baglamaktan vazgeçtigini” anlattigi belirtilir. Yine bu hadiste Muhammed’in “…Direge baglardim ve Medine çocuklari onunla oynarlardi yoksa.” dedigi de aktarilir.(Bkz. Ayni kaynaklar.) Bu hadis, Buhari’nin ve Müslüm’in e’s-sahihlerinde de -biraz degisikliklerle- yer aliyor. Müslim’deki bir aktarmaya göre Muhammed söyle anlatmakta: -“Tanri düsmani iblis, yüzümü yakmak amaciyla, bir ates aleviyle geldi. Bu nedenle ben üç kez: “Senden Tanri’ya siginirim!” dedim. Sonra “Tanri’nin tam lanetiyle seni lanetlerim!” diye ekledim. Yine üç kez. Geriye gitmedi. Yakalamak istedim sonra. Tanri’ya antiçerek söylerim ki, kardesimiz Süleyman’in (bu tür seyleri yapmanin kendisine özgü kilinmasina iliskin) istegi olmasaydi baglanacakti o. Ve Medine halkinin çocuklari onunla oynayacaklardi.” (Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-Mesacid/40, hadis no: 542.)

    Bir baska aktarmaya da, Buhari ve Müslim, birlikte söyle yer verirler: “Dün gece, CiNLERDEN iFRiT, namazimi bozdurmak içn bana ansizin saldirdi. Tanri, bana, onu yakalama olanagi verdi. Ve onu, Mescid’in direkelrinden bir direge baglamak istedim. Sabah olunca, tümünüz ona bakip seyredesiniz diye…Ne var ki, kardesim Süleyman’in:”Tanrim beni bagisla, bana benden sonra kimsenin ulasamayacagi bir egemenlik ver!”(Sad, ayet:35) biçimindeki sözünü animsadim ( ve onu direge baglamaktan vazgeçtim).” (Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’s-Selat/75; Tecrid, hadis, no: 288; Müslüm, e’s-Sahih, Kitabu’s,Selat/75; Tecrid, hadis no: 288; Müslüim, e’s-Sahih, Kitabu’l- Mesacid/39, hadis no: 541.) “Cin-seytan” için, hadislerde baska somut seyler de anlatilir. Örnegin “Seytan”in “zart” diye “sesli olarak yellenmesi”.

    “Seytan zart diye ses çikararak yellenir”

    Muhammed’in söyle dedigi aktarilir: “Namaza çagrildiginda(ezan), SEYTAN geri geri gidip uzaklasir. VE ZART (zurat) diye sesli yellenerek gider. Ezan sesini isitemeyecegi yere degin uzaklasir… (Bkz. Buhari, e’s- Sahih, Ezan/4; Tecrid, hadis no: 360; Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’s-Selat/16-19 hadis no:389.) Kimileri bunun bir “temsil” oldugu görüsünde. (Bkz. Kamil Miras, bu hadisin “izahi”ndaki 2 no’lu not.). Ne var ki, “temsil” için “Seytan”in yellenirken ZART diye ses çikardigini” söylemeye gerek olmadigi düsünülebilir. Su da var: Muhammed, “cinin-seytanin, yemesinden-içmesinden” söz eder. (Bkz. Müslim, e’s-SAhih, Kitabu’l Esribe/102-106; hadis no: 2017-2020.) ibn Melek de Nevevi’ye dayanarak “bu yeme- içmenin gerçek anlamdaki bir yeme içme oldugunu” savunur. ( Bkz. Mebakiru’l-Ezhar fi Serhi Mesariki’l-Envar, 1/100.)”Yemesi-içmesi” olanin, “sesli olarak yellenmesi” de dogal degil mi? Yani Muhammed’in sözlerini “tevil” etmeye gerek bulunmamakta.

    (2000’e Dogru, 8 Nisan 1990, Yil 4, Sayi 15’ten alinmistir)

    Kuran’daki Bilgiler Islamiyet’ten Önce Zaten Biliniyordu

    İslamcılar, Kuran’ın bilimsel bir kitap olduğunu , Kuran’da yazılı olan bazı bilgilerin o zamandan önce insanlarca bilinmediğini ve böylece Kuran’ın Allah’tan-varsa eğer- geldiğini iddia ederler.

    Muhammed’in Kuran’ı hazırladığı zamanda Muhammed’in de içinde bulunduğu Arap toplumunun bilimsel konularda cahil olduğu bellidir. Öyle ki, Kuran’dan önce diğer gelişmiş toplumlarca zaten bilinen bilgiler Kuran’da yer alınca ilk müslümanlar ve onları takip eden müslümanlar bu bilgileri yeniymiş gibi sanmışlar ve Kuran’ın insan elinden çıkamayacağına ancak ve ancak Allah’ın sözü olabileceğine kanaat getirerek büyük yanılgıya düşmüşlerdir.

    Kuran’dan önce yaşamış olan Vikingler dünya akarsuları ve denizleri arasında mekik dokuyarak değişik coğrafi bölgeleri tanıyorlardı. hangi denizin tuzlu, hangi denizin daha az tuzlu suya sahip olduğunu biliyorlardı. Sümerler, Asurlular ve Babilliler büyük şehirler ve medeniyetler kurmuşlardı. Romalılar o muhteşem Roma İmparatorluğpu’nu oluşturmuş, metal ve taş ilemesinin büyük ustalığıyla Roma’yı ve Roma ordusunun silahlarını mühendislik harikası olarak yaratmıştı. Mısırlılar, bugün bile nasıl inşa edildiği tartışılan muhteşem piramitleri mühendislik ve mimarlık bilimlerinin en üst seviyesindeki bilgilerle inşa etmişlerdi. Yine Mısırlılar, Muhammed’den yüzlerce yıl önce ölü insanları mumyalayarak insan bedeninin en bilinmez sanılan sırlarını ortaya çıkarmışlar, insanın üremesinin embriyodan bebek oluşumuna kadar olan safhaları resimlerle açıklar duruma gelmişlerdi.

    Şimdi de bazı somut örneklere bir göz atalım:

    YAZININ BİLİNEN İLK ÖRNEĞİ BASRA’DA

    Bilinen ilk yazı örneği yaklaşık MÖ 3300 tarihinden kalma Basra yakınlarında bulunan Uruk kil tabletleri üzerinde yer alıyor. Yazı bu tarihte bile 700’ün üstünde değişik işarete sahip bütünsel bir sistemdi. İlk tabletler, tahıl, bira ve canlı hayvan gibi malların alışverişine ilişkin kayıtları ya da yazmayı yeni öğrenen yazmanların kullandığı listeleri içeriyordu.

    4 BİN YIL ÖNCE BİLEŞİK FAİZ HASABI YAPIYORLARDI

    Geometri Mısır’da cebir Mezopotamya’da doğdu. Mezopotamyalılar MÖ 2000’lerde olağanüstü bir matematik bilgisine sahiptiler. Çarpma ve ters sayı cetvellerinden başka kare, karekök, küp ve küp kök cetvellerini kullanıyorlar, bileşik faiz hesaplarını yapabiliyorlardı. Pi sayısını bulmuşlardı ve 3.125 olarak uyguluyorlardı. Hesaplarında iki tabanlı logaritma kullanıyorlardı.
    Klasik matematiğin esaslarını MÖ 700-600’lü yıllarda yaşayan Yunanlı Pisagor ve Tales’ten 1400 yıl önce biliyorlardı. Babilliler, ünlü Pisagor Teoremi’ni, ondan 1400 yıl önce 15 ayrı çözümde bulmuşlardı. Mezopotamyalıların Tales teoremini Yunanlılardan önce bildiklerini gösteren bir tablet halen Vatikan’da bulunuyor.

    BABİLLİLER’İN MÖNÜSÜNDE 20 ÇEŞİT BİRA VARDI

    İlk bağcılık burada yapılmış, ilk şarap kadehi burada kaldırılmıştı. Biranın da doğum yeri burası olmuştu. Bira ile ilgili en eski belgeler 6 bin yıl öncesine dek uzanıyor. Birayı Sümerler ortaya çıkarmış, Babilliler de çeşitlendirmiş. Babillilerin mönüsünde tam 20 farklı bira olduğu tespit edilmiş. Bira ile ilgili ilk yasayı koymak da yine aynı Hammurabi’ye nasip olmuş. Hammurabi, kişi başına günlük bira istihkakı konusunda da bir yasa çıkarmış. Buna göre, sıradan bir işçiye 2 litre, devlet memuruna 3 litre ve idarecilerle yüksek makamlardaki din adamlarına 5 litre bira veriliyormuş. Para ile satılmaz, satan da idamla cezalandırılırmış.

    BÜTÜN İNANÇLAR BURADA YEŞERDİ

    Eski Mezopotamya’da yüzlerce tanrıya tapılır, her etnik grubun, hatta her kentin kendi tanrıları bulunurdu. Aynı topraklarda daha sonraki dönemlerde tek tanrılı dinler ortaya çıktı. Ama çok tanrılı dönemlerde de hoşgörü hakimdi. Bir yörenin tanrıları çoğu kez bir başka bölgenin tanrılarına dönüşür ya da özdeşleştirilirdi. Böylece Babil ve Asur geliştikçe Marduk ve Aşşur öne çıktı. Tanrılar insan biçimindeydi, olağanüstü güçleri vardı, ama tıpkı insanlar gibi duygulara ve ihtiyaçlara da sahipti. Kimi iyi, kimi kötü olan cinler, ruhlar, doğaüstü güçler çeşitli biçimlere girer ve çoğu kez de hem insan hem de hayvan özelliklerine sahip olurdu. Bugün Anadolu’da yer yer devam eden cin ve perilere ilişkin inançların kökeninde eski Mezopotamya efsanelerinin önemli bir yeri var. Eski Mezopotamyalılar da kötü ruhları ve cinleri kovalamak, insanı nazardan korumak için kurşun dökerler nallar asarlardı.

    Bugün “semavi dinler” olarak adlandırılan Yahudilik, Hristiyanlık ve Islamiyet’in sanki dünyanın başka yerlerinde insanlar yaşamıyormuş gibi bu bölgede ortaya çıkmasının nedeni de budur. Semavi dinler, eski çok tanrılı Sümer dininin değişmesi ile meydana gelmişlerdir.

    HARRY POTTER VE YÜZÜKLERİN EFENDİSİ DE MEZOPOTAMYALI

    Mezopotamya’dan yayılan inançlar Batı düşüncesinin ve hayal gücünün şekillenmesinde hálá etkisini sürdürüyor. Bilimkurgu romanlarında ve filmlerde görülen doğaüstü kahramanların neredeyse tümü Mezopotamya inançlarının bir başka versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemde dünyanın ilgisini çeken Harry Potter ya da Yüzüklerin Efendisi gibi roman ve filmlerde hemen tüm kahramanların prototipini Mezopotamya efsaneleri ve inançlarında bulmak mümkün.

    BİR ÇEŞİT PİL KEŞFETTİLER TIP ALANINDA KULLANDILAR

    Mezopotamyalıların elektriği de bilinenden yaklaşık 2 bin yıl önce keşfetmiş olabilecekleri düşünülüyor. 1938’de Alman arkeolog Wilhelm König Bağdat’ın biraz dışında bir toprak kap buldu. 13 santim yüksekliğindeki kabın içinde demir bir çubuğu saran bakır bir silindir vardı. O zaman König bunun bir pil olduğuna kanaat getirmişti. Günümüzde bu konu üzerine kafa yoran birçok uzman pillerin tarihini MÖ 200 yılı civarındaki Pers ya da Sasani kültürüne dayandırıyor. Uzmanlar aynı teknikle laboratuvar ortamında pillerin taklitlerini ürettiler. Bu sayede Bağdat pillerinin 0,8 ile 2 volt arasında bir güçte elektrik üretebildiği anlaşıldı. Bu pillerin hangi amaçla kullanıldığı konusunda iki ihtimal ortaya atılıyor. Bir ihtimale göre pillerin ürettiği elektrik akımı tıpta bir tür ağrı kesici gibi kullanılıyordu. Diğer ihtimalde ise altın ve gümüş gibi değerli metalleri parlatmak için pilin ürettiği akımdan faydalanılıyordu. Bağdat’taki pillere inanan uzmanlar elektrolit madde olarak da üzüm suyunun kullanıldığını öne sürüyorlar.

    Babil devleti, bölgedeki uygarlıklar arasında en ileri olanı. Babil’in en büyük kralı, şüphesiz Hammurabi’ydi. Onun düzeninin hüküm sürdüğü Babil’de tek eşlilik esastı. Kadın dava açmak, çeyizinin gelirini veya kocasından kalan mirası yönetmekte özgürdü. Miras kız ve erkek çocuk arasında eşit paylaştırılırdı.

    Kaynak: Hürriyet, 20.04.2003

    Ku’ran, Sigara ve Uyuşturucular

    Günümüzde sigara ve uyuştucuların sağlığa ne kadar zararlı olduğu ispatlanmıştır. Modern toplumlarda, kapalı mekanlarda sigara içmek yasaklanıyor. Sigara ambalajlarının üzerine öldürücü olduğuna dair uyarı ibareleri konuluyor. Uyuşturucu maddelerin kullanımı yasaklanıyor, uyuşturucu içeren ilaçlar özel reçetelerle sayılıyor. Çünkü, tıbben sigara ve uyuşturucu maddelerin sağlık için bir felaket olduğu ispatlanmıştır.

    Hal böyle iken, Kuran’da, sigara ve uyuşturucu haram edilmemiştir. Domuz etini haksız yere haram eden Kuran, sigara ve uyuşturucuyu haram etmemiştir, yasaklamamıştır.

    Günde bir bardak içilen kırmızı şarabın sağlığa faydalı olduğu bugün tıbben ispatlanmışken, Kuran, sigara ve uyuşturucuyu haram etmemiştir, yasaklamamıştır.

    Kuran’ın ne denli “bilimsel(!) olduğu bu örneklerden de görülmektedir. Bu örnekler de göstermektedir ki, Kuran, Allah’ın-varsa eğer- sözleri değil, insan ürünü, Muhammed ve arkadaşlarının hazırlamış olduğu bir kitaptır.

    • adnan77 said

      söylediklerine kendini ikna edebiliyomusun kuranıngerçekleri..tarzını düşünen azımsanmayacak kadar kişiler var..işte bu kişilerin varlığı kuranı kerimin ne kadar ulvi bir kitap olduğununda ap açık delilidir..tekrar tekrar oku kuranı kerim senden bahsediyor.evet şahsına hitap ediyor kuranın gercekleri..senin içinde apaçık deliller var..iice bak iice idrak et..kuranı kerim indirildiğinden bu yana çok daha katı çok daha ileri giderek hakaret ve yağmalama giriimleri olmuştur..hatta içlerinde islam alimi kisvesinde şahıslarında olduğunu biliyoruz..ki sen onların arasında denizde zerre bile değilsin..sen daha ılımlı bile yaklaşıyosun..ama dikkat hiç biri hayatta değil.hepsi yeraltında..cansız kifayetsiz kemik parçası oldular..ama bak hala elinde okuduğun kur anı azimüşşan duruyor ve sen hala okuyosun..sen ölüceksin senden türeyenlerde ölücek..ama kur anı kerim hala varlığını sürdürecek..inkarcılarda türeyecek senin soyunda devam edecek…sana dair ayetleri oku derim ben..

  41. oklukirpi said

    Ateist oldugunu söylemekten çekinmeyen bir filozofa (adini unuttum) sormuslar: “Diyelim ki öldükten sonra hesap vermek için tanriyla karsilastin, ona ne dersin?” Filozof su cevabi verir: “1) Tanrim, bana neden varligina dair daha güçlü kanitlar göndermedin 2) Tanrim, sen düsünmeden inanani mi tercih edersin, yoksa düsünerek inanmayani mi?”
    Eger Allah bizim Kuran’da yazilan her seye gerçekten inanmamizi istiyorsa bizi neden bu kadar muallakta birakiyor? Neden Kuran’da daha güçlü kanitlar yok? örnegin Kuran’da Amerika kitasindan, kizilderililerden, genlerden, mamutlardan, Neanderthal adamindan, DNA’dan, sempanzelerle genlerimizin 98% ortak oldugundan falan söz edilebilirdi. Bu Allah için çok mu zordu? Veya Allah istese bugün de gökyüzünde dev bir ekran açabilir, görüntülü ve sesli olarak bizi takir takir bilgilendip dogru yolu (her neyse) gösterebilir. Denizleri yaran, her seyi bilip her seye gücü yeten bir Allah için bütün bunlar çok mu zor?

    • spyro34 said

      oklu kirpim benim Allah c.c gokyuzunde kapı acsa herkese gosterse inanmayan kalırmıydı ? ozaman aklı selim ile sapkın , cennetlik ile cehennemilik arasında fark kalırmıydı ? marifet sınav sorusunu sınavda cozmek , cevap anahtarında okumak diilki. you get it ?

  42. solakbeyi said

    Maşallah ne kadar çok bilim-kurgu film izlemiş arkadaş var burda 🙂 Arkadaşlarım Peygamberin (SAV) hayatını, islam tarihini, kur’an-ı kerim’de ki ayetlerin geliş zamanlarını, geliş sebeplerini hangi olay üzerine geldiğini bilmiyorsun. Kur’an-ı Kerim bir deniz gibidir (yüzmeyi ne kadar bilirsen o kadar ileri açılırsın) herkes bildiği kadarını anlar ve yorumlar. Burada ayetleri açıklarken hangi olaylar üzerine indiğini, peygamberimizin (SAV)(ayetleri yaşayarak tefsir etmesi durumu) hal ve hareketlerini ayetlerle birlikte ver ki samimi olarak birşeyler yaptığını anlayalım. Yoksa herkes kendi kafasına göre kur’an-ı yorumlayabilir. O yorum kişinin kendi bilgi dağarcığını gösterir. Namaz sayfanda da bazı yorumlar yaptım onlarıda altta yayınlarsan sevinirim.

    ek olarak Yorumları ve yazıların bir çoğunu okumaya çalıştım. Kardeşim sana 23 yıl mühlet veriyorum (ölmezsek) madem Hz. Muhammed (SAV) yazdı (ve ya yazdırdı) diyorsun okuma yazması yoktu sen de biliyorsun. Okuma yazma biliyorsundur herhalde. İnternetin de var. Uçakla istediğin ülkeye gidebilirsin (aylarca deve sırtında gitmene gerek yok). İnsanları etkileme teknikleri dalında 100’lerce kitap mevcut piyasada onlardan da faydalanabilirsin. etrafına sana ve senin ortaya koyacağın kurallarla dolu bir kitap yaz. bize anlat bu kitabı. hodri meydan. o zaman senin 1400 yıldır islamı karalamaya çalışan milyonlarca insandan ( hala karalayamayıp ortalarda yok çünkü kimse nereye gittiler acaba 🙂 birisi olmadığını anlarım. Görüşlerini dinlerim. İcabında tartışırım.

    Neden belirli aralıklarla Allah’ın kendilerini elçi seçtiğini söyleyen insanlar gelmiş Neden bu kadar çok insan Allah’ı anlatmaya çalışmış. Neden başka birşeyi değil?

  43. solakbeyi said

    16. Yakında biz onu, o hortumun üzerinde damgalayacağız. Burada “burun” yerine “hortum” denilmesi, yukarda takdir edilmiş olduğunu söylediğimiz kibir ve gurur fiiline işarettir. “Burnu büyümek,” “burun şişirmek” gibi kibir ve gururdan kinayedir. Sonra hortum fil ve domuz burunlarında kullanıldığı ve yüze, burna damga ve dağ en çirkin şeyler olduğu için, bu sözde onu büyük bir şekilde aşağılama mânâsı vardır. Onun için Hz. Peygamber hayvanların bile yüzlerinden damgalanmasını yasaklamış ve bunu yapana lânet etmiştir. Yüzde burun ise en önde olduğu için en göze batan, ilk sakınılması gereken ve şeref ve onur işareti sayılan ve ondan dolayı en muhterem secde yeri olan bir uzuvdur. Hatta bazıları, “yüz güzelliği burundadır” demişerdir ki şairin şu beyti bundandır:

    Kısacası hortumunu dağlamak, damgalamak; bizim kullandığımız “burnunu kırmak” deyiminde olduğu gibi son derece aşağılamaktan kinayedir ki nasıl olursa olsun, gerek maddî olsun, gerek manevî; gerek dünya ile ilgili olsun, gerek ahiretle ilgili olsun.

  44. solakbeyi said

    Bu muannidler Kuranı Kerimin Peygamberimizin uslubu olduğunu iddia etmektedirler. Halbuki Arap dilini bilen herkes bu iddiaya gülecektir.

    Mesela: “Ey kendi aleyhlerine olarak haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.”

    Bu Peygamberimizin sözü olduğu iddia edilmektedir. Bu meseleyi birkaç madde halinde açıklamaya çalışacağız:

    a. Bu üslup, Araplar arasında bilinen bir üsluptur ve muhataplarına hiç de garip gelmemiştir. Bunun en büyük delili, müfessirlerin bu noktayı hiç kale almamalardır. Nitekim, bu mesele için araştırma imkânını bulduğumuz 30-40 civarındaki tefsirden 3-4 tanesi hariç hiç birisinde böyle bir soruna parmak basılmamıştır.

    b. Kur’an üslubunun en belirgin özelliği, onun çok veciz olmasıdır. Bu husus, ifadelerde kullanılması gereken bazı sözcüklerin veya cümlelerin hazfedilmesidir/açıkça zikredilmemesidir. Bunun örnekleri çoktur. Bahis mevzuu ettiğimiz ayette de böyle bir hazif söz konusudur. Buna göre ayetin manasını açıklayan, ancak açıkça zikredilmeyen şekli şöyledir “kul/beliğ anni hazihi’l-hakikate; Yâ ibadi…” (Resulüm! Şu gerçeği –insanlara-tebliğ et! Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım!..) Bundan anlaşılıyor ki, bu ayetin başında iki istinaf/yeniden başlama cümlesi vardır:

    Birincisi, bu gibi günahkâr olan kimselere verilecek cevabı bekleyen Hz. Peygamber(a.s.m)’e hitap eden ve onun bu beklentisine cevap olan “Kul: De ki: Şu sözlerimi tebliğ et!” emir cümlesidir.

    İkincisi: bizzat Allah’ın kullarını ulaştırılmasını istediği ve “Ya ibadî=Ey kullarım!” diye başlayan mesaj cümlesidir. (krş. İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri).

    c. Bir çok rivayete göre, bu ayetin nüzul sebebi, Hz. Vahşi veya Hişam b. El-Asî, gibi imana gelmek isteyen, ancak daha önceki günahlarının hepsinin affedilip edilmeyeceği hususunda, Hz. Peygamber(a.s.m)’den bir garanti almak isteyen müşriklerin bu tavrıdır. Başka değişik ayetlerdeki af kapsamını açıklayan ayetler karşısında tam tatmin olmadıkları için, ondan daha belirgin bir beyanat istiyorlardı.

    İşte, onların bu meselesine ilk muhatap olan Hz. Peygamber(a.s.m) olduğu için, Kur’an’da da ilk başta ona hitaben “Kul= De ki” şeklindeki nida cümlesine yer verildikten sonra, Allah’ın asıl mesajına geçilmiştir(krş. a.g.y).

    d. Bazı alimlere göre, bu veciz üslubunun aslı –meal olarak- şöyledir: “Resulüm! O çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarıma de ki: Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin…!) (krş. Seyyid Tantavî, ilgili ayetin tefsiri).

    Bu tespite göre, ayetin hazfedilen cümlesiyle beraber ayetin meali şöyledir:

    “Resulüm! O çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarıma şu sözlerimi tebliğ et : ‘Ey günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım!..’” Bu cümlelerin tekrar edilmemesi için bir cümleyle iktifa edilmiştir.

    e. Ezher üniversitesi alimlerinden bir heyet tarafından yazılan “el-Muthab” adlı tefsirde ise, bu ayet meal olarak şöyle açıklanmıştır: “Resulüm! Rabbinden mesajını tebliğ etmek üzere de ki: ‘Ey günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım!…”(krş. el-Muntehab, ilgili ayetin tefsiri).

    f. Bazı alimler de meal olarak şöyle bir açıklama getirmiştir: “Ey elçim ve ey elçimin varisleri olan Allah’ın dininin tebliğçileri! Rabbinizden gelen şu mesajını onun kullarına iletin: “‘Ey günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım!..’”(krş. es-Sadî, Tefsiru’l-Kerimi’r-Rahman, ilgili ayetin tefsiri).

    g. Sonuç olarak diyebiliriz ki, Ayette geçen ifadeden hiçbir alim, “Peygamberin kulları” ihtimalini bile düşünmemiştir.

    Selam ve dua ile…

  45. solakbeyi said

    Bu olay şöyle olmuştur anlatayım cahil ardakaşım öğrensin;

    Tufan gelmeden önce Nuh A.S. tüm insanları gemiye çağırdı fakat 80 kişi hariç kimse inanmadı. Bu inanmayanların içinde kendi oğlu da vardı. Nuh A.S soyu daha sonra devam etti çünkü NUH A.S.’nin başka çocuğu olduğu hiç aklınıza gelmedi mi?

  46. solakbeyi said

    Dinimizin ıslah edip düzelttiği müesseselerden birisi de “miras” hukukudur. Başta cahiliye dönemindeki Araplarda olmak üzere Çin, Roma, Japon hukukunda kadın mirastan tamamen mahrum bırakılmıştı.

    Kızın, babasının malında hiçbir hakkı yoktu. Miras doğrudan doğruya erkek evlada geçer, kız çocuklarına hiçbir şey verilmezdi. İşin acı tarafı şu ki, bu batıl adet hala ülkemizin bazı bölgelerinde yaşamaktadır.

    Erkek çocuklar mirasla servet ve varlık içinde yüzerken, aynı babanın çocuğu olan kızlar fakr-u zaruret içinde çırpınmaktadır.

    Birçok hayati meselelerde olduğu gibi, bunda da köklü değişiklikler yapan ve yenilikler getiren dinimiz asırlar boyu devam eden bu zulme son verdi. Mirası hakça taksim etti.

    Nisa Sûresinin 11. ayeti tamamen miras taksimini anlatır. Baş kısmında ise, “Allah çocuklarınız hakkında erkeğe iki kadının hissesi kadar tavsiye eder” buyurulur.

    Böylece açık bir şekilde bu yanlış tashih edilmiş oldu. Ancak bu meseledeki İslamın inkılabını tam anlayamayan bazı kişiler, kadına erkeğin yarısı kadar pay verilmesini dillerine dolayıp bununla İslamın kadının hakkını korumadığı yorumuna saplanırlar.

    Halbuki mesele hiç de öyle değildir. Mevzuya erkeğin ve kadının sosyal yapısı, ailedeki mes’uliyeti, mükellefiyeti ve psikolojik faktörleri açısından bakılsa Kur’an’ın bu hükmünün tam bir adalet ve hakkaniyet üzere olduğu görülecektir.

    İslamın çizdiği hayat prensibine göre, kızın çalışıp kazanma mecburiyeti yoktur. O tüketici durumundadır. Bu, ona layık görülen bir şefkat ve merhametin neticesidir. Kız, baba evinde bulunduğu müddetçe ihtiyaçları babası ve onun yerindeki yakın erkek akrabaları tarafından karşılanır, gözetilir, himaye edilir. Evlendikten sonra da geçimi, nafakası ve ihtiyaçları kocasının üzerine geçer. Kadın, kendi malını, evin ihtiyaçları için harcamaya zorlanamaz.

    Çünkü bir erkeğin özel mülkü olacağı gibi, kadının da pekala özel mülk edinme hakkı vardır. Ancak kadın gönül rızası ile, bir zorlama olmadan, isterse, ortaklaşa harcamada bulunabilir. Buna göre, kadının hiçbir şeyi yokmuş gibi bakılır; yeme, içme, giyim kuşam ve benzeri bütün ihtiyaçlarını görmek kocasının sorumluluğu altındadır. Hatta erkek evine bakmaktan vazgeçer, yahut cimri davranarak servetine göre bir harcamada bulunmazsa, kadının kocasını şikayet etme hakkı vardır. Gider, İslam hukuku çerçevesinde hakkını arar.

    Diğer taraftan kadın evlenirken erkekten mehir alır, bölgenin adetine göre pek çok hediyeye sahip olur. Erkek devamlı surette harcarken, kadının malı artarak devam eder, çoğalır..

    Erkek evlendikten sonra üzerine aile yükü binecek, kendisinin, çoluk çocuğunun, hatta anne-babası ve muhtaç oldukları takdirde dinen bakmakla mükellef olduğu akrabalarının nafakalarını karşılamak durumunda kalacaktır.

    Buna göre biri erkek, diğeri kız iki kardeşten erkeğin aldığı üçte iki miras bu şekilde devamlı surette harcanıp azalırken, kız kardeşinin aldığı üçte bir miras hakkı artarak korunabilmektedir. Şimdi gerçek manada erkek kardeşin mi serveti çoktur, yoksa kız kardeşin mi? Erkeğe mi imtiyaz tanınmış, yoksa kadına mı?

    Öyle ki, babasından kalan mirasla geçinemeyecek halde bulunan bekar veya dul kız kardeşe, erkek kardeşin yardım etme, zaruri ihtiyaçlarını karşılama mecburiyeti vardır.

    Demek ki, İslam her iki cinsin mükellefiyetine ve ihtiyacına göre hakça bir taksimi uygun görmüş, hakkaniyet prensibini muhafaza etmiştir. Erkeğe iki, kadına bir ölçüsü, sadece bir emek sarf etmeden ele geçen miras hukukundadır. Emek sarf edilip kazanılan mala gelince; kadın ve erkek ticaret, tarım, sanayi ve benzeri hangi iş kolunda çalışırsa çalışsın, ücretlerde eşit miktarda alırlar. Aynı şirkete ortak olan kadın-erkek hisselerine göre eşit miktarda kar nispetini hak ederler. Yani ne erkek fazla alır, ne de kadın eksik…

    Bediüzzaman Said Nursi bu konunun açıklamasına “Muhakemesiz medeniyet, Kur’an kadına sülüs [üçte bir> verdiği için ayeti tenkit eder.” Cümlesiyle başlar ve sosyal hayatta hükümlerin çoğunun eksere göre; olduğu tespitini yaparak şöyle der: “Ekseriyet itibariyle bir kadın kendini himaye edecek birisini bulur. Erkek ise, ona [kendisine> yük olacak ve nafakasını ona bırakacak birisiyle teşrik-i mesai etmeye [aile ocağı kurmaya> mecbur olur. İşte bu surette bir kadın pederinden yarısını alsa, kocası noksaniyetini temin eder. Erkek, pederinden iki parça alsa, bir parçasını tezevvüç ettiği [evlendiği> kadının idaresine [geçimine> verecek; kız kardeşine müsavi gelir. İşte adalet-i Kur’aniye böyle iktiza eder. Böyle hükmetmiştir.”

    Meseleye psikolojik açıdan bakıldığı zaman da bu miras taksiminde tam bir hakkaniyet gözetildiği görülür. Şöyle ki, kız çocuğu evlenip çoluk çocuğa karışıp evi barkı ayrı olsa da yine anne-babasının ve erkek kardeşlerinin merhametine, şefkatine ve bir derece himayelerine muhtaçtır. Bundan dolayı akrabalık bağlarının zedelenmemesi için birbirlerine karşı olan sevgi ve muhabbette de bir eksiklik olmamalıdır.

    Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, “O zaife kız pederinden şefkate ve kardeşinden merhamete çok muhtaçtır. Hükm-ü Kur’an’a [Kur’an’ın hükmüne> göre o kız pederinden endişesiz bir şefkat görür.”

    Miras taksiminde kızın alacağı payı düşünen baba daha ölmeden önce ona olan şefkatinden bir eksilme olmaz ve kızına, ” servetinin yarısının yabancıların ellerine geçmesine sebep olacak zararlı bir çocuk” nazarıyla bakmaz, o şefkate endişe ve hiddet karışmaz.

    Erkek kardeş için de durum aynıdır. Kız, erkek kardeşinden bir hisse az almakla, yine Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Kardeşinden rekabetsiz, hasetsiz bir merhamet ve himaye görür. Kardeşi ona, hanedanımızın yarısını bozacak ve malımızın mühim bir kısmını ellerin eline verecek bir rakip nazarıyla bakmaz”..(Sözler, s. 381.)

    İşte daha bunlara benzer pek çok hikmetten dolayı İslam hukuku mirasta kadına erkeğe nispetle bir hisse eksik takdir etmiştir.

  47. 17ekim said

    kuran’nın mucizeleri değil?tevrat’tan çalıntılar…(kişisel tesbitlerim..yorumlarınızı bekliyorum..)

    -nebe7
    dağları birer kazık yaptık
    -mika/bab6
    ey dağlar ve yerin sarsılmaz temelleri

    -rahman19.20
    salmıştır iki denizi;buluşup kucaklaşıyorlar
    bir ayırıcı var aRAlarında kendi sınırlarını aşmıyorlar
    -süleyman meselleri/bab8
    sular onun emrinden öte geçmesinler diye
    denize sınır koyduğu zaman

    -zariyet 47
    göğe gelince biz onu ellerimizle kurduk.hiç kuşkusuz biz genişleticileriyiz
    -eyup bab/9
    tek başına gökleri geren odur

    -zuhruf 11
    gökten bir ölçüye bağlı olarak,bir kaderle su inmiştir
    _eyüp bab/10
    yele tartı koyduğu zaman
    ve ölçü ile suları ölçtüğü zaman
    yağmura kanun koyduğu
    ve gök gürlemesinin şimşeğine yol yaptığı zaman

    -neml 88
    sen dağlara bakar da onları dönük durgun görürsün.oysa ki onlar,bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadırlar.
    -eyup bab/9
    dağları yerinden kaldıran odur ve farkına varmazlar

  48. 17ekim said

    kitabı mukaddes(yeremya’nın mersiyeleri)HEZEİKEL
    bab-1
    ve otuzuncu yılda,dördüncü ayda,ayın beşinci gününde,ben kebar ırmağı yanında sürgünler arasında iken,vaki oldu ki gökler açıldı ve allahın rüyetlerini gördüm.onların görünüşü yanan ateş közleri gibi,meşalelerin görünüşü gibi idi;canlı mahlukların arasında o ateş inip çıkıyordu ve ateşten şimşek çakıyordu;ve canlı mahluklar şimşek çakışı görünüşü gibi koşup geri geliyorlardı.ben canlı mahluklara bakarken,işte,canlı mahlukların yanında,onların her dört yüzü için yerde bir tekerlek vardı.tekerleklerin ve yapılarının görünüşü gök zümrüt gibi idi;ve dördünün benzeyişi birdi;ve görünüşü ve yapıları sanki tekerlek içinde tekerlek.yürüdükleri zaman dört yanlarında da gidiyorlardı;dönmiyerek yürüyorlardı.tekerlek çemberleri ise yüksekti ve korkunçtu.ve dördünün çemberleri çepeçevre gözlerle dolu idi.ve canlı mahluklar yürüddükçe tekerlekler onların yanında yürüyorlardı;ve canlı mahluklar yerden yükseldikçe onlar da yerden yükseliyorlardı.ruh nereye gitmek istedi ise oraya,ruhun gitmek istediği yere gidiyorlardı,ve tekerlekler ruhun yanında yükseliyorlardı.çünkü canlı mahlukun ruhu tekerleklerde idi.onlar yürüdükçe bunlar da yürüyorlardı,ve onlar durdukça bunlar da duruyordu;ve onlar yerden yükseldikçe yanlarında yükseliyorlardı..

    bilinen en eski tarih kitabı tevrat,tır..bu anlatımda hezeikel bir uzay aracı görmüştür..melek kavramı burdan doğmuştur..DİNLERİN BAŞLANGIÇ ESASINI BİLİNMEYEN GÖK CİSİMLERİ VE DE GÖK ADAMLARI OLUŞTURMUŞTUR…

  49. 17ekim said

    KLASİK YUNAN MİTOLOJİSİ(şefik can)
    …kurban kesme…
    iphigenia,agememnon ile klytem nestre’nin kızı hellen donanması ve ordusu aulis’te toplanarak troia’yadoğru hareket etmek için gemilerin yelkenlerini açmak istedikleri zaman,aksi yönden rüzgar buna engel oluyordu.çünkü artemis,agamemnon a darıldığından,muvafık rüzgarların esmesine müsade etmiyor,aksine orduya veba hastalaığı gönderiyordu.kahin kalkhas,tanrıçanın hiddetini yatıştırmak için,agamemnon un kızı iphigenia’ nın kurban edilmesi gerektiğini söyledi.bunun üzerine kral kızını akhilleus ile evlendireceği vaadi ile şehirden ordugaha getitirtti.iphigenia,kurban olarak kesileceği sırada artemis,dişi bir geyik göndererek kızın yerine onu kurban ettirdi ve kızı artemis tapınağına rahibe yaptı..
    HİKAYENİN KURAN DA BİLMEM KAÇINCI DEĞİŞİK VERSİYONU MEVCUT…

    kader inancı…
    “aziz andromakhe ruhunu böyle sonsuz kederlere kaptırma,şunu iyi bil ki ecelim gelmeden önce,kimse beni mezara sokamaz.bütün insanların vazifesi,kaderlerinin kendilerine çizdiği yolda şikayet etmeden sonuna kadar yürümektir.daha doğrusu ilk günden beri,ister cesur olsun ister korkak olsun kimse mukadderatın önüne geçemez.

    şehitlik inancı…
    zavallı iphigenia nın sevinci çok kısa sürdü.babasının onun için hazırladığı korkunç düğün oyununu öğrenince kendini yerden yere çaldı.ağladı,inledi,feryet etti.herşeyin kendi hayatına bağlı olduğunu öğrenince iphigenia şöyle dedi.
    madem ki benim hayatım.yunan kadınlarının şerefini namusunu kurtaracak ölmeye razı oldum.vatanımı kurtarmak için hayatımı vereceğim.
    “troia harap olmasıbenim kanımın akıtılmasına bağlı olduğuna göre.vakit kaybetmeden beni kurban ediniz.vatan uğrunda benim boğazımı kesecek olan kılıç,bana sonsuz bir zafer kazandıracak,beni ölümsüzlerin arasına katacaktır..

    MUHAMMET YUNAN MİTOLOJİSİNİ VE DİĞER MİTOLOJİLERİ BİLİYORDU..O ZAMANIN AYDINLARI KURAN OLUŞTURULMAYA BAŞLANDIĞI ZAMAN DURDUKLARI YERDE ,BOŞUNA ESKİLERİN MASALLARI DEMEMİŞLER….

  50. 30wyn said

    Geçen arkadaşlar sohbet ediyordu.Giitm yanlarına oturdum.Ramazandayız ya dinden bahsediyorlar.Bahsetti Konuşan Peygamberimiz ayı yarmıştır sonra Musa peygamber Allahı görmek istemiştir Allah da dağa bakmıştır dağ tuzla buz olmuştur falan diye.Dedim mantıklı geliyormu diye adam dediki gelmez zaten adı üstünde mucize diye.Böyle insanlara nasıl cevap vereceğiz :D:D

  51. islamgercekleri said

    ISLAM KITABI KURAN’DAN BAZI AYETLER

    Islam hakkındaki bilgilerimiz nereden kaynaklanıyor? Kimimiz ilkokul , ortaokul ve lisede din dersi okuduk, kimimiz sadece ailemiz, arkadaşlarımız ve çevremizden öğrendiklerimizi biliyoruz. Nüfusunun %99’unun “müslüman olduğu” söylenen ama bu müslümanlığın hiçbir zaman “esas müslümanlığa”, yani Islam Devletleri’nin müslümanlığına benzemeyen bir müslümanlık yaşanan bir ülkede yaşıyoruz.

    Islam’a göre yenmesi “haram” olan domuz etini yemeye cesaret eden pek yok, ama, yine Islam’a göre içilmesi haram olan içkiyi içenlerin çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

    Arap ülkelerinde yapılması yasak birçok şeyi yapan, ama “Elhamdülillah müslümanım” diyenlerin çok görüldüğü bir ülkede yaşıyoruz.

    Demek ki, Türkiye’de Islam değişmiş.. Değişik bir müslümanlık uygulanıyor. Müslümanlık daha “çağdaş”laştırılmış..

    Ve, Islam Ulkelerindeki müslümanlık ve yaşam tarzını Türkiye’ye getirmek isteyenler de var. Kapatılan Refah Partisi, ondan once kapatılan Milli Selamet Partisi ve bugün faaliyet gösteren “malum” parti(ler) bu özlemin pesindeler.

    Peki, Islam dininin “anayasası” olan Kuran’ı kaç kişi okudu ve okuduklarını düşündü? Bu sayfayı şu anda okumakta olan “siz” Kuran’ı okudunuz mu?

    Ben okudum.. Ve, bana din derslerinde anlatılan Islam’dan çok daha farlı bir Islam ile karşılaştım Kuran’da..

    Önemli bulduğum ayetleri, yorumsuz iletiyorum.. (Sadece ana başlıklarda gruplandırararak).

    Başlamadan önce de, Osmanlı döneminde müslümanlık propagandası için giden Japonya’ya giden elli kişilik bir kurula Japonlar’ın sorduğu bir soruyu iletiyorum (Dünya Gazetesi, 2.5.1963).

    “Bize bir Müslüman millet gösteriniz ki, bu dini kabul etmeden önce sefil ve peri?an iken kabul ettikten sonra ilerlemiş, gelişmiş, mesut ve müreffeh olmuştur. Bir tek örnek verin, kâfi.”

    Yıl 1999.. Islamiyetin Muhammed tarafından uyduruluşundan bu güne kadar 1400 yıl geçti. Bugün, hâlâ böyle bir Islam memleketi yok!..

    Kuran’dan tam ayet metinleri :(Diyanet tercümesi’nden):

    Kur’an bir bilmece-bulmaca kitabı mıdır?

    Kuran, kim için ve ne zaman hazırlanmıştır?

    Kuran, Muhammed’in yaşadığı devirdeki insanlara islamiyeti tanıtmak ve islami emirleri bildirmek için hazırlanmıştır. Dolayısı ile bir kargaşa çıkmamsı için Kur’an’da yazılanlar açık, net ve kesin olmalıdır.

    Bazıları, Kuran’ın her okuyan tarafından anlaşılamayacağını, Kuran’ı anlamak için önceden bilgi sahibi olunmasını, “ilim” sahibi olunmasını ileri sürerek Kuran’daki akıldışı, bilimdışı, antihümanist ve çağdışı ayetlerin anlamlarını gizlemek isterler. “Kuran’daki şu kelimenin anlamı aslında bu değildir, bu ayet o değil, bu anlama geliyor..” gibi tartışmaları zaman zaman duyarız.

    Kuran, kendisini okuyan herkesin ayrı birşey anlayacağı bir bilmece-bulmaca kitabı mıdır, yoksa, her okuyanın aynı şeyi anlaması ve aynı şeyi uygulaması için hazırlanmış bir Islam Anayasası mıdır?

    Elbette ki, Kuran, kendisini okuyan herkesin ayrı birşey anlayacağı bir bilmece-bulmaca kitabı değil, her okuyanın aynı şeyi anlaması ve aynı şeyi uygulaması için hazırlanmış bir Islam Anayasası’dır.

    Kuran, kendisinin açık, net ve anlaşılır bir kitap olduğunu kendisi şu ayetlerde söylüyor:

    43:2. Apaçık Kitab’a andolsun ki ,

    44:2. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki,

    58:5. Allah’a ve Resûlüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.

    65:11. İman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir Peygamber göndermiştir. Kim Allah’a inanır ve faydalı iş yaparsa Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir rızık vermiştir.

    2:99. Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fasıklar inkâr eder.

    4:174. Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.

    5:15. Ey ehl-i kitap ! Resûlümüz size Kitap’tan gizlemekte olduğunuz birçok şeyi açıklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap geldi.

    6:59. Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.

    15:1. Elif. Lâm. Râ. Bunlar Kitab’ın ve apaçık bir Kur’an’ın âyetleridir.

    29:49. Hayır, o (Kur’an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.

    36:69. Biz ona (Peygamber’e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah’tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.

    “Islam hoşgörü dini” midir? Kuran’daki “şiddet ayet”leri

    Bakara/2/191. Onlari buldugunuz yerde oldurun. Sizi cikardiklari yerden siz de onlari cikarin. Fitne cikarmak, adam oldurmekten daha kotudur. Mescidi Haram’in yaninda, onlar savasmadikca siz de onlarla savasmayin. Sizinle savasirlarsa onlari oldurun. Inkar edenlerin cezasi boyledir.

    Ali Imran/3/85. Kim Islamiyet’ten baska bir dine yonelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.

    Ali Imran//3/118. Ey Inananlar! Sizden olmayani sirdas edinmeyin, onlar sizi sasirtmaktan geri durmazlar, sikintiya dusmenizi isterler. Onlarin ofkesi agizlarindan tasmaktadir, kablerinin gizledigi ise daha buyuktur. Eger aklediyorsaniz, suphesiz size ayetleri acikladik.

    Ali Imran/3/119. Iste siz, onlar sizi sevmezken onlari seven ve Kitablarin butunune inanan kimselersiniz. Size rasladiklari zaman: “Inandik”derler, yalniz kaldiklarinda da, size ofkelerinden parmaklarini isirirlar. De ki: “Ofkenizden catlayin”. Allah kalblerde olani bilir.

    Bu ayetin tercümesinde bir okurun uyarmasi üzerine tekrar bir kontrol yaptim. Daha önceki baskida, “çatlamak” yerine “gebermek”fiili kullanilmisti ve okur, kendi elindeki meallerde böyle bir kelime kullanilmadigini söylemisti. Diyanet tercümesinde ise yukaridaki sekilde yer almisti ayet.. Bunun üzerine, Kuran’in Ingilizce tercümelerinden bir kontrol yapmak lüzumu hissettim:

    Kuran’in Ingilizce diline yapilmis 3 adet onemli ve tum dunyaca kabul edilen tercumelerinden alinan Al-i Imran Suresinin 119.ayetinin tercumeleri asagidadir:

    Translation: Pickthall

    [Al-Imran 3:119] Lo! ye are those who love them though they love you not, and ye believe in all the Scripture. When they fall in with you they say: We believe; but when they go apart they bite their finger-tips at you, for rage. Say: Perish in your rage! Lo! Allah is Aware of what is hidden in (your) breasts.

    Translation: Yusufali

    [Al-Imran 3:119] Ah! ye are those who love them, but they love you not,- though ye believe in the whole of the Book. When they meet you, they say, “We believe”: But when they are alone, they bite off the very tips of their fingers at you in their rage. Say: “Perish in you rage; God knoweth well all the secrets of the heart.”

    Translation: Shakir

    [Al-Imran 3:119] Lo! you are they who will love them while they do not love you, and you believe in the Book (in) the whole of it; and when they meet you they say: We believe, and when they are alone, they bite the ends of their fingers in rage against you. Say: Die in your rage; surely Allah knows what is in the breasts.

    Simdi sözlüğe bakalım:

    Perish: ölmek, mahvolmak, yok olmak, telef olmak, zail olmak (Redhouse Turkce-Ingilizce, Sf 416)

    Perish: …2.to die; esp., to die a violent or untimely death-… (New World Dictionary of the American Language, Second College Edition, Sf 1059)

    Burada görülüyor ki, üç adet Ingilizce Kuran tercümesinin ikisinde Ingilizce tercümede “die” yani “ölmek” fiili kullanılırken, bir diğerinde “perish” yani gene ölmek ama, daha ‘beter’ ölmek fiili kullanılmış.

    Benim kanım, Diyanet’in tercümesinde kullanılan “çatlamak” fiili, eksik ve yetersiz tercümedir. Biraz ayeti yumuşatmak için kasten yapılmış havasını veriyor..

    Maide/5/33. Allah ve peygamberiyle savasanlarin ve yeryuzunde bozgunculuga ugrasanlarin cezasi oldurulmek veya asilmak yahut capraz olarak el ve ayaklari kesilmek ya da yerlerinden surulmektir. Bu onlara dunyada bir rezilliktir. Onlara ahirette buyuk azab vardir.

    Maide/5/35. Ey Inananlar! Allah’tan sakinin, O’na ulasmaya yol arayin, yolunda cihad edin ki kurtulasiniz.

    Maide/5/38. Erkek hirsiz ve kadin hirsizin, yaptiklarindan oturu Allah tarafindan ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. Allah Guclu’dur, Hakim’dir.

    Maide/5/51. Ey Inananlar! Yahudileri ve hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir. Allah zulmeden kimseleri dogru yola eristirmez.

    Tevbe/9/5. Hurmetli aylar cikinca, puta tapanlari buldugunuz yerde oldurun; onlari yakalayip hapsedin; her gozetleme yerinde onlari bekleyin. Eger tevbe eder, namaz kilar ve zekat verirlerse yollarini serbest birakin. Dogrusu Allah bagislar ve merhamet eder.

    Tevbe/9/29. Kitap verilenlerden, Allah’a, ahiret gunune inanmayan, Allah’in ve peygamberinin haram kildigini haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarini bukup kendi elleriyle cizye verene kadar savasin.

    Tevbe/9/41. Isteyen, istemeyen, hepiniz savasa cikin. Allah yolunda mallarinizla, canlarinizla cihat edin. Bilirseniz bu sizin cin hayirlidir.

    Tevbe/9/73. Ey Peygamber! Inkarcilarla, ikiyuzlulerle savas; onlara karsi sert davran. Varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur.

    Tevbe/9/113. Cehennemlik olduklari anlasildiktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar icin magfiret dilemek Peygamber’e ve muminlere yarasmaz.

    Tahrim/66/9. Ey Peygamber! Inkarcilarla ve ikiyuzlulerle savas; onlara karsi sert davran. Onlarin varacaklari yer cehennemdir, ne kotu donustur!…

    Bakara/2/ 193. Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

    Hizbullah, IBDA-C, ve diger islam örgütleri ile Cübbeli Ahmet Hoca’lar, Şevki Yılmaz’lar gibi cahil kişileri şiddete yöneltici ve yalan yanlış bilgilerle kandıranlar, eylem ve konuşmalarını işte bu yurıdaki ayetlere dayandırıyorlar. Güçlerini, bu ayetlerden alıyorlar. Allah’tan-varsa eğer- geldiği iddia edilen ama aslında Muhammed ve arkadaşlarının hazırladığı Kuran ayetlerinden… Islamiyet, ilk günlerinden beri şiddetle birliktedir..

    “Islam cinsiyet ayrımı yapmaz” mı?

    Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.(Nisa/34)

    (Yukarıdaki ayet ile kocaya, karısını dövme özgürlüğü tanınıyor ama, kadına kocasını dövme özgürlüğü verilmez hiçbir ayette…)

    Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah’tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. Nisa/4/128

    (Nisa/34 ile karısını dövebilme hakkına sahip olan kocaya, yukarıdaki ayete göre kadın sadece “sulh” yapmakla yükümlü…)

    “Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinda belli hakları vardır.Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler.” (Bakara/228)

    (Erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu kesinlikle belirten bir ayet…)

    Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.(Nisa/3)

    (Erkeklere, birden çok kadınla evlenme hakkı tanınırken, kadınlara birden çok erkekle evlenme hakkı tanınmıyor…Ayrıca, erkekler karılarının haricinde “cariye” sahibi olabilirler ama kadınlara kocalarından başka erkek hakkı tanınmıyor…)

    Bakara 223. Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah’tan korkun, biliniz ki siz O’na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele! *

    (Kuran’a göre, kadınlar erkeklerin nasıl isterlerse varabilecekleri bir ‘tarla’.. Başka söze gerek var mı?)

    “Islam akıl ve mantık dini” midir?

    Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik. (Hicr/19)

    Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. (Hicr/26)

    Cinleri de daha önce zehirli ate?ten yaratmıştık.(Hicr/27)

    “Islam tüm insanlığa gönderilmiş” midir?

    Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab’a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. Inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur’an’da ne söylendiğini anlamıyorlar. (Fussilet/44)

    Bu (Kur’an), Ümmü’l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.(En’am/92)

    Şehirlerin anası (olan Mekke’de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik. (Insanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir. (Şura/7).

    Islamda Içki Yasagi ve Çelişkileri-Cennet Bilgileri

    5/Maide/90. Ey iman edenler! şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

    16/Nahl/67: 67. Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Işte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.

    16/Nahl/69: 69. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavimiçin büyük bir ibret vardır.

    47/Muhammed/15. Müttakîlere vâdolunan cennetin durumu şöyledir: Içinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç bu, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

    78/Nebe 31. Şüphesiz takvâ sahipleri için de başarı ödülü vardır.

    78/Nebe 32. Bahçeler,bağlar,

    78/Nebe 33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,

    78/Nebe 34. Ve içki dolu kâse(ler) .

    76/El-Insan 5. Iyiler ise, kâfûr katılmış bir kadehten (cennet şarabı) içerler.

    76/El-Insan 6. (Bu,) Allah’ın has kullarının içtikleri ve akıttıkça akıttıkları bir pınardır. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.

    76/El-Insan 14. (Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.

    76/El-Insan 15. Yanlarında gümüşten kaplar ve billûr kupalar dolaştırılır.

    76/El-Insan 16. Gümüşten öyle kadehler ki onları istedikleri ölçüde tayin ve takdir etmişlerdir.

    76/El-Insan 17. Onlara orada bir kâseden içirilir ki (bu şarabın) karışımında zencefil vardır.

    76/El-Insan 18. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebîl denir.

    76/El-Insan 19. O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.

    76/El-Insan 20. Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.

    76/El-Insan 21. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır; gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir.

    76/El-Insan 22. (Onlara ?öyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur.

    37/Es-Saffat 43. Naîm cennetlerinde .

    37/Es-Saffat 44. Tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.

    37/Es-Saffat 45. Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.

    37/Es-Saffat 46. Berraktır, içenlere lezzet verir.

    37/Es-Saffat 47. O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar.

    37/Es-Saffat 48. Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş, iri gözlü eşler vardır.

    37/Es-Saffat 49. Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.

    4/Nisa/57. Inanıp; iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere girecekleri, zemininden ırmaklar akan cennetleresokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu (tatlı) bir gölgeye koyarız.

    Islam’da Kadın Ve Erkek Eşitsizliği (Miras Konuları)

    Nisa/4/11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (Çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). ?üphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.

    Nisa/4/12. Yapacakları vasiyetten ve borçtan sonra eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir. Çocukları varsa bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Çocuğunuz yoksa, sizin de, yapacağınız vasiyetten ve borçtan sonra, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (zevcelerinizindir). Çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer bir erkek veya kadının, anababası ve çocukları bulunmadığı halde (kelâle şeklinde) malı mirasçılara kalırsa ve bir erkek yahut birkızkardeşi varsa, her birine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) yapılacak vasiyetten ve borçtan sonra, kimse zarara uğramaksızın (yapılacak)tır. Bunlar Allah’tan size vasiyettir. Allah her şeyi hakkıyle bilendir, halîmdir.

    Nisa/4/176. Senden fetva isterler. De ki: “Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor: Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de onun bir kızkardeşi bulunursa, bıraktığının yarısı bunundur. Kızkardeş ölüp çocuğu olmazsa erkek kardeş de ona vâris olur. Kızkardeşler iki tane olursa (erkek kardeşlerinin) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer erkekli kadınlı daha fazla kardeş mevcut ise erkeğin hakkı, iki kadın payı kadardır. Şaşırmamanız için Allah size açıklama yapıyor. Allah her şeyi bilmektedir.

    Zakkum Bitkisi Haram!..

    Saffat/37: 62. Şimdi ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?.

    63. Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık.

    64. Zira o, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır.

    65. Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir.

    66. (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

    67. Sonra zakkum yemeğinin üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içki vardır.

    68. Sonra kesinlikle onların dönüşü, çılgın ateşe olacaktır.

    Dinsizler kendiliklerinden mi inanmazlar Tanrı’ya-eger varsa-?
    Insan Suresi, ayet:30, Tekvir:29 “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz..”

    76/Insan/30: 76/30. Allah dilemedikce siz dileyemezsiniz. Dogrusu Allah, bilendir, Hakim’dir.

    81/tekvir/29: Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikce sizler bir sey dileyemezsiniz.

    “Allah kimi dilerse onu saptırır, ve kimi dilerse onu doğru yola koyar.” (Enam suresi, ayet:39)

    6/Enam/125: Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyet’e acar, kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi, kalbini dar ve sikintili kilar. Allah Boylece, inanmayanlari kufur batakliginda birakir.

    6/Enam/33: 6/39. Ayetlerimizi yalanlayanlar karanliklarda kalmis sagir ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu saptirir ve kimi dilerse onu dogru yola koyar.

    10/Yunus/99“Ey Muhammed! Rabbin dileseydi, yeryüzünde insanların hepsi inanırdı.”

    10/Yunus/99: 10/99. Rabbin dileseydi, yeryuzunde bulunanlarin hepsi inanirdi. oyle iken insanlari inanmaya sen mi zorlayacaksin?

    32/Secde/13):Biz dilesek herkese hidayet verirdik. Fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair, benden söz çıkmıştır.”

    32/Secde/13: Biz dilesek herkese hidayet verirdik, fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracagima dair Benden soz cikmistir.

    Enam/125: Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini Islamiyet’e açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür karanlığında bırakır

    Enam/149): “Ustün delil, Allah’ın delilidir. O dileseydi, hepinizi doğru yola eriştirirdi de!”

    • bybashbelasi said

      sen aptalmısın ? orda uzumden bal serbet dıo sen hala ıckı konusunda sacmalık dıosun ayran ıcılmezmı ne yapılır yutulurmu dıyecektı yada ne demesını beklıosun su ıcmek ıcme eylemı degılmı suyu sen ne yapıosun dıkıosun galıba cok avrupaisin ya lan salaksın sen 🙂

  52. islamgercekleri said

    Hacca Nasıl Gitmeli?

    Dindarlar, İslamiyet’in beş şartından birisi olarak saydıkları “Hac’ca gitmeyi” gerçekleştirmek isterler ve imkan bulunca da bunu yaparlar. Kendi ülkelerinde ve dünyada milyarlarca aç, hasta yoksul insan varken, kişi başına birkaç bin Amerikan dolarını harcayıp Mekke’ye Hacca giderler..

    Peki, “Allah’a yaranmak” için yapılan bu “fariza”, acaba Allah-varsa eğer- tarafından kabuk ediliyor mu?

    Usulune uygun yapılırsa “edilir”, usulüne uygun yapılmaz ise “edilmez”.

    Peki, Hac’ca gitmenin usulü nedir? Herşeyden önce, Kâbe’de yapılacak dinsel törenlerden önce, oraya nasıl gidileceği önemlidir..

    Nasıl gidilecek?

    Uçak ile mi? Araba ile mi?

    Hiçbiri değil..

    Hac’a ancak ve ancak ya yaya, ya da deve ile gitmek şart..

    Bu da nereden çıktı? diye sorabilirsiniz.. Haklısınız da.. Kur’an böyle “emrediyor”.. Kuran’ın Allah’tan geldiğine inanıyorsanız, Kuran’daki emirleri yerine getirerek Allah’ın-varsa eğer- takdirini kazanacağınıza ve cennet ile mükafatlandırılacağınıza inanıyorsanız, Hacca yürüyerek veya deve üzerinde gitmeniz şarttır. Bakalım, Kuran’daki Hac Suresi’nin 27 numaralı ayeti ne diyor? (Size 3 adet Türkçe tercüme, 3 adet de İngilizce tercüme olmak üzere toplam 6 adet tercüme veriyorum.. )

    22 – Hac Suresi – Ayet 27

    Elmalılı Hamdi Yazır :

    Bütün insanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak ve gerek uzak yoldan gelen incelmiş develer üzerinde sana gelsinler.

    Yaşar Nuri Öztürk:

    İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.

    Diyanet:

    İnsanlari hacca cagir; yuruyerek veya binekler ustunde uzak yollardan sana gelsinler.

    Picthall:

    And proclaim unto mankind the pilgrimage. They will come unto thee on foot and on every lean camel; they will come
    from every deep ravine,

    Yusuf Ali:

    And proclaim the Pilgrimage among men: they will come to thee on foot and (mounted) on every kind of camel, lean on
    account of journeys through deep and distant mountain highways;

    Shakir:

    And proclaim among men the Pilgrimage: they will come to you on foot and on every lean camel, coming from every remote
    path

    İngilizce tercümelerde, “camel” kelimesinin anlamını merak edenler sözlüğe baktıklarında “deve” olduğunu göreceklerdir. Devenin de “incelmişi” isteniyor..

    Türkçe tercümelerde, Elmalı’lı Hamdi yazır, “incelmiş deve” kelimesini açıkça kullanmıştır. Y.Nuri Öztürk de “incelmiş binit” diyerek “deve”yi kastetmiştir. (İncelmiş uçak ya da incelmiş araba olamayacağına göre..). Diyanet ise tercümesinde “ince” ya da kalın olduğuna bakmadan “binek” demeyi tercih etmiş.. Uçak ya da araba için “binek” öneki kullanılmadığına göre, burada da hayvan, yani “deve” belirtilmiş oluyor.

    Bu durumda Hac’ca uçak araba ya da otobüsler gitmiş olanlar, bu yaptıkları seyahatin Kuran’a ters olduğunu açıkça görmüş oluyorlar.. Dolarlar ve onca zahmet boşa gitmiş demek ki.. Neyse, bir kez de “yürüyerek” veya “deve” ile Hac farizasını yerine getirirler de, Allah’ın-varsa eğer- takdirine mazhar olurlar.. Hacca gitmeyi düdüşnnelerin bunları bilmesi lazım değil mi?

    • bybashbelasi said

      harbı salaksın deve nedır bınek ozaman ucakmı vardı bınek olarak deve kullanıyordu sen gıt bı doktora akıl hastası olma haha :)) klavuzsuz esek suya dıe hela suyunu ıcmeye gıdermıs sende oylesın klavuzsuz suya gıdecegıne pis hela suyundan beslenıosun

      • spyro34 said

        yaw bosver kanka neyi ispatlamaya calıscen adam at gozlugu takmıs neyin pesinde belli degil.Hz Ali ye sormuslar “bu kadar ibadet ediyosun yazık degilmi sana ya Allah gercek degilse ahiret yoksa”. o da karsısındakine bakıp onun anlayacagı dilden cevap vermiş. ” ya varsa ? “

  53. islamgercekleri said

    Türk Müslümanlarına Göre Kuran’ın Özellikleri

    1- Arapça oldugu için Araplarin haricinde baska dilleri konusan insanlar o dillere tercume edilen Kuran’i anlayamaz.

    2- Arapçada bir kelimenin o kadar çok anlami vardir ki, -ohhoooo- baska dile tercüme edilemez.

    3- Baska dile yapilan tercümeler mutlaka yanlistir. Ayrica, bu baska dillere tercüme edilen Kuran’lari okuyanlar ne okuduklarini nedense bir türlü anlamaktan acizdirler.

    4- Baska dillere tercüme edilen Kuran’lari okuyanlarin Kuran’dan verdikleri örnekler hep yanlis tercüme edilmis ya da içinden cimbizla çekilmis örneklerdir. Kuran’a ait sayilmazlar. Halbuki, dincilerin verdikleri örnekler ise dogru tercüme edilmis ve Kuran’iu oldugu gibi yansitan örneklerdir. 🙂

    5- Kuran’i bir Türk ancak ve ancak Said-i Nursi ya da Harun Yahya’nin aciklamalariyla anlayabilir. (Diger milletlerin de Said-i Nursi ve Harun Yahyalari olmalari gerekir ki Kuran’i anlayabilsinler.. )

    6- Bu konuda en sansli millet Araplardir. Çünkü, Kuran Arapçadir, Arap Arapça konusur ve okur, o zaman Said-i Nursi ve Harun Yahya’ya ihtiyaçlari olmadan Kuran’i okur ve anlarlar.

    7- Ama Araplar, Arapça okuyup anladiklari Kuran’da kendilerine söylenen seyleri yaptiklarinda Türklere göre bu yapılanlar yanlıştır, islamiyetle bağdaşmaz (mesela şeriat uygulamaları, hırsızların elinin kesilmesi, karının koca tarafından dövülebilmesi, zina yapanın kırbaçlanması, mahkemelerde iki kadının şahitliğinin bir erkeğinkine eşit olması, erkeklerin dört kadınla evlenebilmesi, erkeklerin cariye alabilmesi, kız çocuklarına erkek çocuklara göre mirasta yarı pay verilmesi vb). Bu nedenle Arapların Arapça okudukları ve öğrendikleri Islamiyet gerçek islamiyet değildir. Buna göre, bir Arap bile Arapça olan Kuran’ı okudugunda anlayamaz ve yaptigi ibadetten uyguladigi Seriat kanunlarina kadar hersey yanlistir.. 🙂

    8- Bu durumda bir Türk müslümanina göre, dünyada Kuran’i gerçekten okuyup anlayacak ve uygulayacak insan henüz anasindan dogmamistir ve Seriat kurrallariyla yönetilen müslümanlar da Kuran’i anlayamamis olan sahte muslumanlardir.

    9- Kuran’da sifreler bulunmaktadir. Kuran bu nedenle tam bir bilmece-bulmaca kitabidir. (Görüşüm odur ki, gazetelerin tatil günü eklerinde bulmaca ilavesi yerine verilmesi faydali olur.) (Kanimca, Kuran’daki sifreleri goren ve bunlari bugun aciklayan insanlar, Dan Brown’dan bile ustun romanlar ve de komplo teorileri yazabilecek kadar hayal gücüne sahiptirler)

    10- Kuran’da bu yukarida yazilmis hususlar yazili degildir ama Türk müslümani bunlara sanki Kuran’da yaziliymis gibi inanmayi tercih eder. Ne yazik ki..

  54. 17ekim said

    Sayın Sitenin Kurucusu İslamiyet Gerçekleri,
    Sizinle tanışmayı çok istiyorum..Eğer ki benimle görüşmek isterseniz msn adresim 1917ekim@windowslive.com İnanın çok mutlu olurum.Tüm samimiyetimle söylüyorum sizi çok takdir ediyorum..sevgilerimi iletiyorum..

  55. suretimsarap said

    gülsek mi ağlasak mı?

    1 milyon kanıt getirsen de insanlar inamış….

    sen onların hayalperest sözlerine adam gibi akıl ve bilimle ne kadar cevap versen de gene sen cahilsin onların gözünde…

    kendi lafımı söylemek istiyorum;

    kuranın allah ın sözü olduguna inanmıyorum ama o dönemki insanları inandırmak için çok profesyonelce yazıldığı ortada….

    çocukken masallara inanır çocuk ama büyüdüğünde ne kadar mantık dışı olduğunu anlar…

    halen masallara inanan insan sürüsünü görmek beni dehşete düşürüyor….

    YAZIK DİYORUM… ne diyeyim

    herşeyin islamiyetle geldiğini sanan cahil sürüsü var hala….

    sanki islamiyetten önce ne bilim vardı ne din vardı…
    ne bi kaynak vardı…. ne inanç sistemi vardı…

    mayaların ulaştığı bilim bile bizi hayrete düşürüyor ama halen bazı cahiller kurandan bilimsel veri arıyor…

    yaa var veya yok sanki insanoğlu kuru cahildi.. muhammetle mi bilim geldi bu dünyaya….

    yazık ya cidden yazık….

    ki bu kadar da mantıksızlık tutarsızlık varken halen garibim duygusal insanım işte…
    napsın hani derlerye şey korkusu 🙂 aynen öyle…

    kuran çok güzel herşeyi yamalamış ama…. kurana inanmazsan yaznıosun zaten bundan ötesimi var 😀

    napsın garibim inanacak tabi… mantıga ters düşsede inanacak…

    ama inandıktan sonra zaten onun mantıgına uyuyor herşey… hani mutlaka bi hikmet vardır 😀

    gülüyorum…

    ama üzülüyorum…

    LÜTFEN BU MESAJIMA HİÇBİR DİNCİ CEVAP YAZMASIN…

    BİZ BİRBİRİMİZİ ANLAYACAK FREKANSTA DEĞİLİZ ÇÜNKÜ…

    HALA GÜLÜYORUM YAZIK YA… BU KADARCIK SABREDİP YAZMAK BİLE FAZLA SİZLERE….

    • bybashbelasi said

      asıl ben sana guluyorumm muhaha geberınce yanacaz korkusuyla sacmalıosunuz aynı seytanın nasılsa yanacagım yapacagımı yapayım dedıgı gıbı sızde g…t korkusu var muhaha 😀

    • spyro34 said

      e zor gelio tabi inanmak.madem bu kadar cok okumus etmiş adamsın ac bide sait nursiden kulliyatın sozler kitabının cok degil sadece 1 gununu ayırarak ilk 10 kıssasını oku.bakalım at gozlukleri dusecekmi

  56. suretimsarap said

    Ayrıca dincilere verdiği cevaplardan dolayı burda saatlerini harcayan çok değerli arkadaşlara saygılarımı sunuyorum….

    ANLAYAN ANLIYOR ONLARI….

    DİLEĞİM SAYIMIZIN ARTMASI… ARTACAĞINA DA ŞÜPHEM YOK…

  57. suretimsarap said

    şimdi bunlar sevinmişlerdir cehennemi dolduracaz ya … ha bizim gözlerimiz kulaklarımız mühürlenmiştir… 🙂 hani apaçık ayetler var inanmıyoruz?
    vay ya ne salağız biz 🙂

    muhammet sen varya sen 😀 helal olsun nasıl da çözmüş inanç sistemini….
    zaman makinem yokkki gitsem geçmişede şunu bi tebrik etsem…

    ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar derlerya….

    gerçi bilseydi 208 yılında hala bunlara inanıyor insanlar heralde kendi de şaşırırdı…
    vay be bu kadarını beklemiyordum derdi 🙂

    • mojita34 said

      Alamut KAlesi {Hasan el Sabbah} bunu okumanı tavsiye ederim,orda göreceksin bunların nasıl uyutulduklarını.Dini kullanarak insanların nelere nasıl inana bileceğini.Bu kitabı diğerlerinede önermek isterim ama okumakla fazla işlerinin olmadığı için,zaman kaybı olarak görüyorum…

  58. suretimsarap said

    ya bi de güldüğüm nokta ne biliyor musunuz?

    ya kuranın türkçesini dahi okumadan arapçasını sindire sindire aklını zerre kadar kullanmayıp tamamen duygusallıkla inanan insanlar cennete gidecek

    biz okuyup araştırdık diye cehenneme gideceğiz…

    kuranın kendinde yazıyor tutarsızlık bulursanız allahın sözü değildir diyor

    muhammet güveniyor kendine tabi… bu lafları da koyuyor aralara serpiştiriyor ki aman araştırırlar nemelazım ben önceden söyliyim hani boşuna araştırmayın ben güzel kılıfına uydurdum zaten herşeyi… ama işte o zaman elinden geldiği anca bu kadardı… hepsini en baştan okuyup düzeltmeler yapamadı tabi… neden mi? tabii söz ağızdan cıktıgı için 😀 allahın sözü değişirmi hiç… anca kendi kendini yamalayacak devam eden ayetlerde…

    ama mecaz anlam dı yok kelime anlamı farklı felan diye uğraşsın garibim…
    lan anlayın işte mucizevi felan değil
    %80 i sizin aklınızı tatmin ediyor gerisini sorgulamaktan korkuyorsunuz…

    sizin aklınızı tatmin etmesinin nedeni de zaten en başta allahın sözü kabul etmeniz…
    kuranı kuranla doğrulamanız…

    lan biliyorsunuz ki kanıt manıt yok mantıkla yorumluyoruz.. kanıt dedikleriniz de osuruktan teyyare şeyler…

    bilim kitabı değildir diyorsunuz işinize gelince işinize gelmeyince yok efendim bilimsellikler var….. ya gidin işinize

    şimdi diyecekler ki sen okudugun halde inanmıyorsun sen sonsuza kadar azap içinde olacaksın 🙂

    ispatı yokya sık anasını satim herşeyin cevabı var…
    iyilik güzellik felan karıştır sonra iç ohhhh

    beni kadınlar tahrik ediyor engel olamıyorum muhammet?

    sen inancını yitirme öteki tarafta tomurcuk memeli yaşıt kızlar var…

    öylemi tamam 🙂

    uydur babam uydur… tevrattan kopyala yağıştır… üstünü cilala…
    saçma gelenleri çıkart… üstünede deki bu tamamlayıcı… devamı felan önceklileri de kabul etki o insanları da kazan…

    sonraaa da kendine güveni varya tabi deki bu son kitap felan mühürle gitsin :DD

    garibim insanoğlu…. siz dinin kanıtlarını araya durun….
    ama aramak istersiniz çünkü sıkışıp kalmışsınız bi yerlerde…

    ve şunu söyliyimki burdaki anti-dinci arkadaşlar sizin din adamlarından çok daha güzel cevaplar verir sorularınıza.. din hakkında merak ettiklerinize…

    neden mi?

    çünkü insanın inanma sistemini sizin din adamalarınızdan daha iyi çözdükleri için….

    tek korku ölüm değil mi? ölümden sonrası değil mi?

    bunun cevabını veremeyiz elbette kanıtımız yok (henüz)

    ama şöyle bir gerçek varkı CEVABI ASIRLARDIR İNSANLARI UYUTAN MASALLAR DEĞİL….

    BUNU HERKES GÖRÜYOR AMA ÇIKIŞ YOLU BULAMADIĞINDAN TÜM BUNLAR….
    MUHAMMET FARKETMEDEN BİÇOK İNSANIN GÖZLERİNİ KULAKLARINI MÜHÜRLEMİŞ…

    EĞER ALLAHA İNANIYORSANIZ BİLİN Kİ O MUHAMMET YÜZÜNDEN CAHİL CAHİL BU DÜNYAYI TERKEDEN O KADAR İNSANIN GÜNAHINDAN SİZDEN ÖNCE EĞER AZAP VARSA O AZABI O TADACAKTIR…

    KENDİNİZE ŞUNU SORUN TÜM BUNLARIN İNSAN ÜRÜNÜ OLMADIĞININ KANITI NE?????
    İNSAN ÜRÜNÜ OLMASI NE KABULLENEMEZ BİRŞEYMİŞ YA 😀

    bi sanatçının yaptığı resme bakıyorsunuz bir insan nasıl yapar diye hayrete düşüyorsunuz?
    bi bilgisayar programcısının yaptığı programa bakıp hayrete düşüyorsunu?
    tüm bunları insan ürünü olduğunu biliyorsunuz… o yüzden imkansız değil….

    5000 sene önce size deselerdiki görüntülü konuşacan dünyanın öbür ucuyla buna da o zaman şey dicektiniz.. ilahi birşey olsa gerek… dicektiniz… 🙂
    halbuki senin gibi insan yapmış bunu lan…

    HALA ANLAMAMAKTA ISRAR EDİN….

    KURANIN İNSAN ÜRÜNÜ OLMA İMKANSIZ DİYORSUNUZ

    BEN DE DİYORUM Kİ….

    KURAN KESİNLİKLE AMA KESİNLİKLE İNSAN ÜRÜNÜ… 🙂

    YETER YA CİDDEN GÜLÜYORUM…

    UYANIN BE….

    Siz iyisiniz bi kötüyüz sanki…

    sanki kuran çalma dediği içinmi çalmıyorum ben…

    kuran hak yeme dediği için mi hak yemiyorum ben…

    siz o öyle dediği için mi yapmıyorsunuz bu kötülükleri 🙂

    illa birisinin size akıl mı vermesi lazım 😀

    UYANIN DİYORUM DAHA NE DİYİM… NASIL ANLATILIR Kİ BAŞKA TÜRLÜ???

    🙂

  59. roboroc2008 said

    cahillik sizin suçunuz başkasının değil,sevğili peyğamberimiz hazreti muhammed (sav)çok evliliğini 50 li yaşlarından sonra yapmıştır o yaştan sonra erkeğin şehvet ve arzuları ve fizikselde dahil azalır,site sahibi şimdi sol elini aç ve ne görüyorsun hiçbirşey dimi ben ne görüyorum biliyormusun,avucumun kırılma noktasındaki çizgilerin arapçada ^’ 81 yazdığını simdide sağ elini aç oradada ‘^ 18 yazdığını göreceksin,diyeceksinki bu nedir 81-18=63 kaldı 63 nedir biliyormusun peyğamberimizin vefat yaşıdır,şimdi o hakaret ettiğin güzel insan
    senin yaratılış gayen olan insan senin üzerinde bir iz bırakmış yerinde olsam bu kadar hakaretten sonra ya tövbe ederdim yada ellerimi keserdim,sana bunun gibi 100 lerce örnek verebilirim ama dedimya görebilmek önemlidir,senin baktığın açıdan ancak ahmakça şeyler görünür benim baktığım açıdan ise deliller gözükür,birkaç örnek daha hiç düşündünmü!neden burnunun dışında veya üst yüzeyinde değilde içinde yani oksijenin geçiş yolunda,havadaki tozları süzsün ve yaşamın devam etsin diye oraya o kılların kimin koyduğunu,hiç düşündünmü aynen yollardaki trafik kameralarının güneşten etkilenip bozuk bir görüntü vermemesi için üst kısmının ileriye doğru çıkıntılı yani gözünün üstündeki kirpiklerinin güneşten etkilenmeden daha net bir görüntü vermesi için oraya kimin koyduğunu ve o kılları kodlayıp uzaması gerektiğinden fazla uzamamasını emredeni,(istersen kirpiklerini söküp deneyebilirsin),peki hiç düşündünmü ALTIN ORAN 1.618 in ne olduğunu ve senin tüm vucudundaki organlarının bu ölçü biriminde yaratıldıgını ve yaratanın sana kuranda seni bir ölçü ile yarattık dediğini,hiç düşündünmü peyğamberimizin güzel ahlaklı ve kimseyi ilciltmemek üzere olan kişiliğinden dolayı kuranda bir çok yerde allahın onun adına evlilikleride dahil birçok yerde müdahele edip ona yardımcı olduğunu onun adına söz söylediğini,ne kadar az düşünüyormuşsun değilmi,zaten allahta kuranda yüzlerce defa bunu söylüyor(NE KADAR AZ DÜŞÜNÜYORSUNUZ)diye,ayrıca kuranda çelişki ve hile olsa sana neden düşün der sen düşünme allah halleder demezmi,sana tekbirşey tavsiye edebilirim bakış açını değiştirip biran önce tövbe et ve islama sarıl ve insanları yanlışa sürüklemeyi bırak allah yardımcımız olsun…

  60. aavc said

    takoz 17 ekim heralde benzeyecek çünkü ikiside haktandır ancak tevrat bozulmuş tahrif olmuştur ama belki bir kaç ayet kalmıştır ancak tevratın hükmü kalkmıştır biz müslümanlar sen hariç KURANın hükümlerine uyarız ve ancak KURAN sahibini cennete götürür ne incil ne tevrat

  61. islamiyetgercekleri said

    Roboroc Hüseyinm Üzmezde 70yaşında iken 20 yaşında bir kızla evlenmiş 75 inde 13 yaşında kız çocuğunu taciz etmiştir..
    Muhammed otoriter ve ona zenginlik sağlayan karısı Hatice öldükten sonra gemi azıya alıp tam 13 kadın ve sayısız cariye almıştır.. Hatice yaşarken bunları yapamaması çok manidardır..

    Onlarca sene kendisinden onlarca yaş büyük bir kadınla evlenmiş ve onun hizmetine girmiştir.. Elbette Hatice ölünce içinde kalan arzuları gerçekleştirecektir.. Öyle Muhammed 50 yaşındaydı şehvet arzusu kalmamıştır gibi komik bir yorumla bu iştan sıyrılamazsınız…

    Artık bu Allah ın sadece Arapça bildiğinden eminim.. Bir kerede başka bir dilde şu mucizelerini gerçekleştirse ya.. O yüzden zaten illa Arapça dua edin diyip duruyor bu Allah..

    Peygamberine mycize bahşetmemiş bir allahınız olursa elbette saçma sapan şeylerde mucize arar durursunuz..

    Bak sen yanlış biliyorsun o 81+18 = 99 eder.. Allah ın 99 ismi… Al sana yardımcı bile oluyorum mucize konusunda.. Bak sana başka mucize 18 ve 81 i yanyana yaz.. 1881 Mustafa Kemalin doğum tarihi.. Bence bu böyle bir kahramanı belirtiyor..

    Arapça dediğin bu rakamlar nedense Romen rakamlarına çok benziyor. Tesadüfe bak seeeen. Üstelik ben arapça bilmiyorum. Allah ve Araplar arapça biliyor. Bu sebeple beni bağlamaz.

    Ayrıca Muhammed diye anılan kişinin ay takvimine göre ve güneş takvimine göre öldüğü yaş farklıdır. Yani aktarılanlara göre durum böyle. Şimdi bunu napacaksın bakalım?

    Ha bu arada kardeş çavuşu tokatlaken bir sıkıntı olmasın???

    Sanırım sen kirpik haricinde başka koruma yöntemleri geliştirmiş canlılardan habersizsin.. Ha bu arada o kirpikleri koyan allaha bir sorsanıza erkeklerde meme ne işe yarıyor diye? Ben düşündün taşındım bulamadım..

    Bu arada her şeyi mükemmel yaratan tanrı neden 20 bin kişiden birini hermafrodit yani hem kadın hem erkek organlarıyla hayata başlatır.. Neden Doğanların % 12 si hayata sakat başlar? Bir kıs mı ise hayata başlar başlamaz ölür.. Baya hatalı bir üretim yapıyor sizin şu Arap ın allahı yahu…

    • spyro34 said

      ohoooo huseyin uzmez gibi istisnaların kaideyi değiştircegni dusunceksek 1 aracta hava yastıgı acılmadı die merso fabrikasını kapatsın dimi amma ?

  62. islamiyetgercekleri said

    AAvc her yorumunda Kuranda ki Allah gibi küfür ve hakaret ettiğin için yorumların yayınlanmıyor.. Araplara ve onun Allahına benzemeyi bırakıp burada 5 dakika insan taklidi yaparsan yorumlarında yayınlanır..

  63. islamiyetgercekleri said

    Aavc şu lafına baksana.. Ne demek bu?
    şu an at koşturuyorsunuz çünkü yeryüzünde bir islami devlet yada otorite olmadığı için

    Demek bu Arap yalakaları başımıza otorite olsa bizleri kesecekler.. Barış dini İslam.. Cayır cayır insan yakan barışsever Müslüman bublar..

  64. roboroc2008 said

    islamiyetgercekleri hüseyin üzmezin 20 yaşında bir bayanla evlenmesi zorunamı gitti,(sen olsan evlenmek istemezmisin 70 yaşına gelince 20 yaşında bir bayanla delikanlı gibi cevap yaz bu soruma),istersin eminim,islamı mantıklı bir şekilde düşünemeyenler kadının erkeğe hizmet etmesi ve helal yoldan onu tatmin etmesi vede zina yapmasını engelleyip müslümanların yeryüzünde hızlı bir şekilde çoğalması içinde 18 evliliğin olduğu bir arap yaşamı döneminde inerek ve evlilik sayısını 4 e düşürdüğünü,anlar,zaten allahında kadını neden direk yaratmayıp adem aselamın vucudundan bir parça alarak yarattığını bildirmesi ona kendinden bir parça verip hizmetine sunmasıdır,şu anda boşanma ve zina dediğimiz olayların farkındasındır eminim,4 eşlilik işte toplumsal bozulmayı enğellemeye yönelik helal yoldan allahın izin verdiği yoldan giderek zinanın bitirilmesidir,bir erkek hiçbir zaman bir kadınla yetinmez o yüzdende onu aldatır,şu anda olduğu gibi,sonucundada ortada kalan çocuklar ve toplumsal çöküş yaşanır,seni yaratanda sana verdiği bu şehvet arzusunu 4 kadınla sınırlayıp gözün doysunda zina yapma diye musade etmiştir,he diyeceksinki bu kadar şehvet arzusu vermeseydi,o zaman senin zina yapma arzun olmayacaktı,ozamanda allah şeytana adil davranmamaış olacaktı,onun bir silahını elinden alacaktı değilmi,allah herkeze adil davranır,şeytanada!hüseyin üzmez müslümanlığın önderimidirki sizler hep onu örnek veriyorsunuz,müslümanların içinde 13 yaşında bir kıza asıldığı ithamında bulunulan bu şahıs,sonuçta bir hata yapmıştır,satanist veya ateistlerin içindende böyle kendi savundukları düşüncelerine ters gelen harekette bulunanlar yokmudur sanıyorsun,referans hüseyin üzmez değildir,referansımız peygamberimizdir,ayrıca peygamberimizde hz.ayşe le 9 değil 18 yaşında evlenmiştir,bizlerde bunu yaparız,islam dışındaki kanunlarında 4 evliliğe izin yoktur evlenemezsin ama zina yaparsın yuvan dağılır,boşanma davanla mahkemeleri,allahın sözünü dinlemediğin için meşğul edersin,çocukların ortada kalır vs.ne farkı var zinayla 4 evliliğin arasında,tek fark birisi helal,sorun çıkarmıyor,çünki allah senin zina yapacağını biliyor ve sana bir kolaylı vermiş ve sana izin vermiş başını zina yaparak ağrıtma diye,
    diyorsunki peygamberimiz 13 kadın almış,sanane kıskandınmı,allah seni yaratmadan önce yaratacağı varlık olan insanı engüzel sima ahlak ve kişilikle yaratmıştır oda peygamberimizdir,ondan hoşnut olduktan sonrada,onu en doğru tarihte yeryüzüne gödereceği içinde bir üreme başlangıcı olsun ve insan ırkı genişleyip göndereceği son emir kitabına uysunlar diye adem ve havva a.selamı yaratmıştır,yani senin yaratılma nedeninden biriside yarattığı ilk insan hz.muhammedden hoşnut olmasıdır,zaten hz adem dünyaya gönderilmeden önce cennetin kapısında onun ismini yazılı olduğunu görünce hz.muhammet kimdir diye sormamışmıydı?şimdi puzzle toplayalım,tabi rakam doğruysa 13 evlilik yapmasının nedeni kadınlara dini anlatmak içindir 50 yaşından sonra şehvetini tatmin için değildir,kendisi kadınlara yanaşamadığı için eşlerini islamiyete hizmet etsinler diye çoğaltmıştır zaten o dönemde 18 evlilik yapılıyordu bunu islam 4 e düşürdü demiştik,peyğamberimizin güzel ahlaklı ve kimseyi ilciltmemek üzere olan kişiliğinden dolayı kuranda bir çok yerde allahın onun adına evlilikleride dahil birçok yerde müdahele edip ona yardımcı olduğunu onun adına söz söylediğini de söylemiştik,ayrıca allahın peygamberimize helal yoldan maddi güç vermek için hz. haticeyle evlendirmesinden sanane,sanamı soracaktı allah,veya peygamberimiz bu maddi gücü kumar oynayıp şans oyunlarındanmı kazanacaktı haram yoldan ozaman ne güzel örnek olurdu değilmi bizlere,sonra hz.hatice peygamberimizle evlenirken sanamı danışacaktı,kendi isteği ve arzusuyla maddi gücünüde feda ederek evlenmitir,şu dönemde,fakir olan bir erkeği,zengin bir kızın kabul ettği ve kendine layık gördüğü nerede görülmüş,hadi gördü diyelim ne kadar ezerdi değilmi o erkeği,ama hz hatice onu ezme ve parasıyla alçaltma yanlışınıda peygamberimize yapmamıştır,canım sana feda olsun ya muhammed demiştir,kadınlar o dönemde peygamberimizin güzel yüzündeki nuruna ve ahlakına hayran oldukları için onunla evlenmeyi çok istemişlerdir ama kendisi kötü örnek olmama için allahın koyduğu sınırda durmuştur,birde şöyle düşün diyorsunki 13 kadın sayısız cariye,sen olsan bukadar kadının içinde onların dırdırı,dertleri,istekleri,arzuları vs. o kuranı yazmaya fırsatın olurmuydu,hemde bukadar derdin içinde savaşlar,ashabı,çocukları vs.şu dönemde adam bir hanımına tahhammul edemiyor of puf yapıyor gidiyor içkide teselli buluyor,oturup kitap yazmıyor dimi,bir insanın kapasitesi bunlara yetmez,demekki kuranı kerim allahın katından inen mucizelerle dolu bir kitaptır,ayrıca peygamberimiz eşleriyle,çocuklarıyla,insanlarla özel ilğiyle ilğilenmiştir,bu kadar meşgul olan bir insan kitap yazamaz!!!
    arapçaya laf etmişsin sen öldükten sonra arapça konuşacaksın arapça kutsal bir dildir,araplarada ingilizce bir kuran inemezdi değilmi,saçma olurdu,dünya arap dili üzerine kurulmuştur,mucizelerde onun üzerinden delillenerek bizlere görelim diye sunulmuştur,tabi görene,Allah hiçbir kuran ayetinde peyğamberimize insanları git mutlaka ama mutlaka müslüman yap demiyor çünkü o yücedir bizim müslümanlığımıza,dualarımıza,iman etmemize,onu övmemize hiçbir şekilde ihtiyacı yoktur,güç onundur,ihtiyaç sahibi bizlerizdir,o bu dünyanın,bu dünyanın içindekilerin,dışındakilerin (300 milyar galaksi)ve bizim bilmediğimiz birçok yarattığı varlığın sahibidir,o istemez,rica etmez,EMREDER!!!

    • islamiyetgercekleri said

      Ben 70 yaşında bir dede olsam ne 20 yaşında bir kız çocuğu isterim, ne de o yaşlarda ki kızımı bir dedeye veririm..
      Dede torunlarına dedelik yapar.. Ne demek 70 yaşında ve aklı sübyanlarda.. Ee normal Allahınız cennette 13 yaşlarda kız bebeler vaadediyor.. Daha memeleri yeni patlamış eşit yaşlarda hurilere alışıksınız..

      70 yaşında ki adam balık tutar, çiçek yetiştirir, torunlarıyla uğraşır, doğada gezer eğer ki kendine hayat arkadaşı arıyorsa kendi dengi yaşıtını bulur..

      Siz kulaktan dolma bilgilerle buraya gelmişsiniz.. Bana Kurandan havva nın ademin kaburgasından yaratıldığı ayeti getirin.. Buyurun.. Birde Havva ismi hangi ayetlerde geçer onuda rica edeceğim..

      Şu kurduğunuz sapıkça cümleye ve mantık ilişkisine baksanıza önce.. Neymiş zinanın önü alınsın diyeymiş. Yuh be 70 yaşında adam elinin altında 23 yaşında karısı varken gidip 13 yaşında ki kızı taciz ediyor.. Böyle mi önlenecek zina.. Azmış kart heriflere taze kızlar vererek mi?

      Müslüman çok üresin diye 4 karıya ve 18 yaş altı bebelerle evlenmeye izin verilmişmiş.. Neden 4 kadını bir erkek döllesin ve sırf Müslüman sayısı artsın diye sübyancılık gibi iğrenç bir olgu serbest kalsın? Bak mesela Çinlilerde tek eşlilik var ama ürüyorlar.. Hatta o kadar çok üredilerki şimdi tek çocuk kuralı geldi.. Üremenin çok eşlilikle alakası yok.. Azmış Araplar 4 karı sayısız cariye alacağız diye dünyanın anasını bellediler.. Ellerde kılıç ganimet karı kaldırmak için savaşıp durdular.. Yoksa Arabistanda ki karılar her Araba 4 er tane düşmezdi..

      Ben neden kıskanayım sen kendine sor Muhammed haricinde 124 bin peygamber arasında Muhammed gibiz amış bir peygamber var mı? Muhammed ne bulursa götürmüş helal olsun.. Sizlerede onun ahlaksızlıklarını bizlere ”ne o kıskandın mı sen o kadfar karı alamadın mı ”diye cümleler yazıp savunun.. Nefisten bahsederler değneği uçana kaçana sabi sübyan ne varsa değmiş Peygamberlerinin cinsel açlığı ile övünürler.. Gelinini yatağa atan bir Peygamberiniz var..

      Ben ahlaktan bahsediyorum sizlere.. Ba na ne Muhammedin değneğinden.. Peygamber olmanın bazı şartları vardır.. En başında iyi ahlak..

  65. roboroc2008 said

    islamiyetgercekleri,62 de yaptığın yorum çok saçma,dini bilği eksikliğin olduğunu tahmin ediyorum,ve aşşağıdaki ayeti dikkatle oku derim,

    119. şeytan,”Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” (dedi). Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür

    nisa suresi 119 ayet,

    bu ayette 1400 yıl önce sana klonlamadan bahsedilmiş yani(dolly ismini verdikleri koyun)bu koyunu klonlarken kulağından aldıkları hücre ile bu işi başarabilmişlerdir,ayette bildirildiği üzere şeytan onlara ne diyecekmiş,hayvanların kulaklarını yaracaklar, şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” bunu yapmalarını emreden kim şeytan,peki bu klonlamanın sana negibi bir faydası olabilir hiç,şeytana uyanlara(bilim adamları,ve şu an dünyayı yönetmeye yeltenen patronları) ne faydası olabilir biliyormusun,senin,benim ve tüm insanlık ırkının kökünü kazıyıp,kendilerine klonlanmış hükmedebilecekleri yeni bir ırk(koyun)kurabilirler,zaten dünyayı tek devlet ve hükmedebilecekleri hale getirmeye çalışanların amacıda budur,isteseler bunu yapmayıda deneyebilirler ama başarılı olabilirlermi?olamazlar,çünkü hüküm ALLAH’INDIR.
    şimdi sana atom bombası,misket bombası,insan klonlamak gibi teknoloji dediğin pisliğin(insan ırkına faydası olan kısmı hariç) sana ne gibi zararlar verdiğini oturup(veya ayakta)bir düşünürsen,tarla sürmeye razı gelirdin,zaten ALLAH’ta bundan bahsediyor,sana teknolojiyi vermiş ama yapıp yapmaman konusundada seni uyarmıştır,nasıl içki var ama içme diyor buda aynıdır,buda şeytana olan adaletli davranışındandır,kötü olmasa iyinin iyi olduğunu nereden anlayacaksın ve iyiye yöneleceksin değilmi?yani ayettede açıklandığı üzere kÂra değil,zarara(ziyana)hemde apaçık bir ziyana düşebiliriz,simdi araplar veya müslüman alemi,teknolojiye allahın dediği gibi,yönelmedi ve kendisine emredileni yaptı,peki açmı kaldı?hayır!ALLAH’ın dediğini yaptıkları için ALLAH’ta onları aç bırakmadı ve petrolü verdi,hemde didinip uraşmadan rahatlıkla para kazanıyorlar,ama bazı aç gözlüler allahın müslümanlara verdiği rızkı kıskanıp çökmeye uğraşıyorlar,yesinler sizin teknolojinizi,o teknolojiyle anca filistinde bebeklerin üzerine misket bombası atarsınız,katledersiniz,boş işleri bırakında SECDEYE kapanın…

    • islamiyetgercekleri said

      Evet şimdi sayenizde başka bir uyduruk mucizeye tanık oldum.. Gelin bakalım sizin uydurduğunuz bu zorlama mucizeyi madara edelim.. Öncelikle klonlama nedir ona bakalım..

      Klon ise; tek bir bireyden eşeysiz üreme yoluyla üretilmiş, genetik yapısı birbirinin tıpatıp aynı olan canlı topluluğuna karşılık gelen bir biyoloji terimidir. Klonlama, temel olarak, herhangi bir şeyin aynısının kopyalanması anlamına gelmektedir. Neymiş aynısının kopyalanması, ayette ne diyor ”Allah’ın yarattığını değiştirecekler”. Ayette denilenin tam tersi yani aynısı ortaya konulmuş, hemde milim değişiklik olmadan..

      Durun daha madara olacak başka yerlerde var bu yazınızda.. Kulak yarması denilen yer.. Şimdi siz ayete uydurup mucize üretmek için Dolly nin kulağınıda yardınız ya bravo sizlere.. Hücre kulaktan alınmamıştır.. Ayrıca hücre alınırken bir yerleri yarmayada gerek yoktur.. Bu iş iğne sokarak gerçekleşir.. Yararak değil..

      Daha madara olmanız bitmedi… Şimdi o ayetin asıl demek istediğine gelelim.. Ayetin başını kıçını vermezsen inandığı kitaptan habersiz saftirik Müslümanları kandırırsın sen sadece.. Şimdi ayette onlar diyor.. Peki kim bu onlar dedikleri?

      Hemen bir üstteki ayette yazıyor.. 117 – Onlar, Allah’ı bırakırlar da, yalnız dişilere taparlar. Böylece ancak inatçı şeytana tapmış olurlar. Şimdi bo bizim Dolly nin kulaklarını yaran bilim adamları dişilere taıyorlar öyle mi? Burada dişiler derken Lat menat uzza diye bilinen Kabed ki El İlah ın kızları..

      Dur daha madara olman bitmedi seni cahil bilgisiz yalancı..

      Kulak yarmaya gelelim.. Bu dişilere tapanlar ne yaparmış sana söyleyim ..
      Araplar dişi bir deve, beş veya on yavru doğurduğunda onun kulaklarını yararlar, onu tanrılarına adarlar ve onu çalıştırmayı haram sayarlardı. Aynı şekilde on yavrunun doğmasında dişi deveye eşlik eden erkek devenin de kulakları yarılır ve tanrıya adanırdı.

      Sen yüzsünsün bunları okurken utanmazsın ama benim bu yazılarımı okuyan diğerleri senin nasıl yalancı ve ahlaksız olup bilerek ya da bilmeyerek inandığın kitabı çarpttığının farkındalar.. Bence o sizin inandığınız şeytan seni al aşağı etmiş..

      Evet gördüğün gibi Muhammed bir masal uydurmuş sizlerde ona yeni masallar katıyorsunuz.. Senin gibilerin benim karşımda şansları SIFIR… Sizler ancak ya masal anlatır ya da çarpıtıp yalanlar söylersiniz.. Hadi bakiim siz gidin bu masalları İslami sitelerde ki saftiriklere anlatın.. Orada en azında Al İlah razı olsun derler…

  66. 17ekim said

    roboroc 2008 cevap
    sevgili kardeşim istediğin kadar topla, böl, çıkart, çarp nasılsa sonuçta birşeylerin sonucuna tekabül eder.sana kolay gelsin.ayrıca doğa da cinsel organlara benzeyen ağaç kökleri,taşlar meyveler vb.var ki bunlardan anlam çıkarmak ne kadar yanlış ise senin de şurda burda arapça allah yazıyor bismillah yazıyor, o ona benzedi bu buna benziyor gibi tanımlamalarınız yanlış.nedense allah hiç türkçe kullanmıyor.yazım kurallarına uygun duru bir türkçe ile mesaj verse ne harika olurdu değil mi.onur duyardık.arapça harfleri benzetmek kolay oluyor.tekrar kolay gelsin…

  67. roboroc2008 said

    1-klonlanan bir canlının bedeni madden aynıdır ama ruh değişir,ayet ne diyor allahın yarattığını değiştirecekler,allah bir bedene bir ruh vermiştir,sen ne yapıyorsun bir bedene iki ruh verilmesine neden oluyorsun,allahın bir bedene bir ruh düzenini bozuyorsun.
    2-lat menat uzzadan banane,yaratıcı o ayette bana 2000 yılında olacak bir şeye işaretler gönderiyor,sana ne diyecekti allah ayetinde,dolly i alıp kulağından hücreyle klonlayacaklarmı diyecekti,ms.650 yılında kim ne anlardı bu ayetten,demekki kuranda her yıla göre birşeyler var ama mecazi,anlayana veya anlamak isteyene!!!arapların develerin kulaklarını yarmaları nasıl bir tesadüfki dollyde kulaktan alınan bir hücreyle klonlandı,neden araplar devenin başka bir tarafını yarmamışlar tesadüfe bak!!!
    3-allah sana cennette yaş belirtmek için ne diyecekti yeni adet gören kadınlarmı diyecekti,ya cennette adet görmek yoksa,ki yok,uzun saçlımı diyecekti,deseydi vaad ettiği kadının yaşını sana nasıl anlatacaktı,saç uzunluğundanmı anlayacaktın,işte bu ayetten anlayacaktın,kadını yaratan senmisinki,onun koyduğu kriterleri kabullenmiyorsunda,insanların koyduğu 18 yaş kriterlerini savunuyorsun,islamda bir kadın adet görmeye başladığıda çocuk sahibi olabilir,madem olamaz dersen neden 12 yaşında adeti başlar ve yumurtlama dönemine girer?allahmı daha iyi biliyor yoksa sen ve senin gibi sübyancı kelimesini icat edenlermi???islamda sübyancı adet görmeyen kadına denir…
    nebe suresi 33 ayet;
    33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış eşler,
    allah burada vaad ettiği eş yaşını işaret etmek için böyle bir tabir kullanmıştır,anlayana!!!
    4-hüseyin üzmez islamın referansımıdırki sürekli ismi geçiyor bize ne ondan,adam 70 inde azmışsa azmış,bizene,bizim referanslarımız başka insanlar,sait nursi,harun yahya neden evlenmemişler,kendilerini islam yolunda bir sürü sıkıntı çekmeyi göze alıp cezaevlerinden çıkmamışlar,nedir bu hırs,uçkur sefası neresinde bu insanların,tek akıllı senmisin,peygamberimize sayğılı ol,bak 1.5 milyar inanan var,bu kadar insan inanıyor ve ben sürekli araştırma yaparak okuyarak inanan birisiyim,bu yolda cahil müslüman bulamazsın, allah bizlere ilk ayetinde oku demiş bizler ilk emri es geçmeyiz,müslümanlar okudukça doğruyu görüyorlar,gitte arıları araştır bakalım kim yaptırıyor ona o mühendisliği…

  68. 17ekim said

    Ben bir kanun koyucu olsaydım bir bayan olarak kendi çıkarlarımı gözetirdim..Miras ta iki pay ben alırdım..Benim nefsim yok mu dört erkekle ben evlenirdim..Arasıra canım sıkılınca onları hafifçe döverdim..Uslanmazlarsa yataklarında yalnız bırakır diğer erkeklere giderdim..Çarşaf giydirip eve kapatırdım..Belki diğer kadınlar aklını çeler onlara kaptırırım diye korkardım..Eğitim hakkı tanımazdım..Benden öne geçer söz sahibi olurlar diye düşünürdüm..ÖTEKİ DÜNYA da iyi amellerine karşılık genç erkekleri hemcislerime ben sunardım..NE O? ÇOK MU ZORUNUZA GİTTİ???Ne çok saçmaladı diyorsunuz..Saçmalayan ben değilim sizin kanun koyucunuz..Kendime uyarladım sadece..AYRICA ben bunları yapacak kadar da şahsiyetsiz biri de değilim..Aklınızı kullanın diye irdeliyorum..En basite indirgenmiş şekli ile anlatımı böyle.. Verecek cevabınız uyduracak kılıfınız bulunur elbet… Sekiz dokuz yaşlarındaki bir çocuğa dahi anlatsan anlar..Siz anlamak istemiyorsunuz çünkü işinize gelmiyor..İSLAMİ KOMEDİNİN OYUNCULARI olmayın..Kendiniz kandırmayın diyorum..YETER…

  69. roboroc2008 said

    ANLAŞILDI,SEN DOĞRULARINDAN VAZĞEÇMEZSİN BEN DOĞRULARIMDAN VAZGEÇMEM,ÖLDÜKTEN SONRA GÖRÜŞÜRÜZ ONUN KATINDA,BAKALIM KİMİN DOĞRULARI DOĞRUYMUŞ,BEN BEKLİYORUM SENDE BEKLE…

  70. islamiyetgercekleri said

    Tek tesellinizde bu zaten…
    Size sapık Araplarla beraber cennette mutluluklar..
    Tabi Araplardan size Huri kallırsa..

    • mokorti said

      Peygamberime Allah’ıma küfretmesen, senin dinin sana bizim dinimiz bize kalsa olmaz mı?? Bana “kardeş bunlar yanlış gel yapma, doğrusu da budur.” üslubunu kullansan daha güzel değil mi? Neyi ispatlayacaksın ki inanmıyorsan inanmayabilirsin. Senin inanmaman ya da benim inanmam birbirimizi etkilemez. Arzu ettiğin gibi yaşa. Engel olmam sana. Yeter ki Peygamberimi Allah’ımı bana bırak. Varsın cahiller olalım, yobazlar olalım, sen ne dersen o olalım. Bu muhabbetin sonu gelmez. Sana göre toprak oluruz; element, enerji vs. oluruz. Varsın olalım. Ben tercihimi yaptım. Sana göre değersiz de olsa; bırak o benim olsun. Bana istediğini diyebilirsin. Amma ve lakin inandığım kitaba, peygambere ve Allah’a lütfen küfretme. Hernekadar sana göre benim ki yanlış, saçma sapan da olsa inançlarımıza saygılı olalım.

    • mokorti said

      Bu arada ben senin hristiyan ya da yahudi olduğunu düşünüyorum. Neden bilmiyorum. Bir insan ateist olmak için bu kadar araştırma yapmaz gibi geliyor bana. Bir yerlerden ücret alıyorsun ki bu kadar uğraşıyosun. Açıkça belli. Allah hidayet versin hepimize. Allahaısmarladık diyeyim.

  71. islamiyetgercekleri said

    Roboco…
    Size ayetin gerçek anlamını yazdım.. Buyur gir İslami sitelerden bak o ayet ne diyor.. Önze kulak yarma klon diyip ayete mucize yarattın baktın olmuyor karşında ki İslam dinini biliyor ve ayetler ne diyor gayet farkında şimdi dansözlüğe başlamışsın..

    Klon un canlı bedeni ile aynı olduğunu kabul etmişsin bu büyük bir ilerleme.. Demek ki o verdiği ayete canlı beden olarak uymuyor bunuda kabullenmişsin.. Şimdi illa dediğim dedik olacak diye işin içine ruh sokuşturmuşsun.. Kuran da RUH diye bir kavram YOKTUR.. İnsan bildiğin etten kemikten oluşur.. Eğer vaar diyorsan bana ruhla ilgili ayetleri getir. Ama bak baştan söyleyeyim bu Ruh Cebrail ya da Vahiy anlamında olmasın..

    Lat Menat Uzza dan sana ne ama Muhammed onlara inananlardan çok çekmişti.. O ayet o Allah ın kızlarına adandığı için kulakları yarılan davarlardan bahseder.. Sen ayetin bir kısmını alıp getirmişsin.. Müslüman uyanıklığı.. ama suratına çarptık hala direniyorsun.. Aynı ayet bu işi yapanların ilahelere taptığınıda söylüyor.. Yani dolly nin kulağından parça alanlar(ki gerçeği hücre kulaktan alınmamıştır) ilaheler mi tapıyor?

    İşte Allah pedofili Arapların Allahı olduğu için daha memeleri yeni tomurcuklanmış sübyan kızlardan bahsetmiş.. İslama göre bu arada cinsel ilişki için adet görüp görmemesi önemli değil.. Bu yüzden Allah memeleri örnek vermiş..

    Sadece Hüseyin Üzmez değil ki. Bu arada Üzmeze helal olsun adam çıkıp ben dinimi yaşıyorum dedi. İşte sorun burada.. Üzmez gerçek İslamı yaşıyor.. Suudilere bak daha yeni 10 yaşında kızla evlenilir fetvası çıktı..

    Sizin yaşadığınız Türk kiltür ve Ahlak ı ile oluşmuş İslamdır. Hüseyin Üzmezin ki gerçek İslam.. Suudiler gibi yani.. Keşke sizde Üzmez gibi dobra olabilseniz.. O en azında işin üçkağıdına kaçıp sizler gibi burada göbek atıp kıvırtmıyor..

    • bybashbelasi said

      senın kulagını bı yararım aanandan dogduguna pişman olursun işine gelen mesajı yayınlama demı pislik yapmanın alemı yok defol ınanmıyorsan sen bı yahudisin hrıstıyanlar salaktır ama yahudıler şeytan gıbı kurnaz ama akıllı degıl 🙂 kurnazsın ondan sen bı yahudısın 🙂 ama akıllı degılsın mantık dıosun mantıkdan bı habersın ısıne gelmıo gelse mort olucaksın bılıosun kacıosun cunku kurnazsın 🙂

  72. arsamatoria said

    “islamiyetgercekleri”ne ve burada yazılanlardan dolayı şüpheye düşen arkadaşlara

    kuran sandığın gibi güncel bilime referans olabilecek veriler içermesi ve bu verilerle insanları
    allahın varlığına inandırması için gelmemiştir.
    kuran insanın gündelik standart realitesine saldırmak için vardır
    kafandaki sıkıntı bundan doğuyor
    insanın yüce kuran’ın muhteviyatını anlayabilmesi için önce nerede olduğunu neyin içinde olduğunu ve etrafında ne döndüğünü anlaması gerekir
    şimdi şöyle düşün bir et parçasının içinde taştan bir kürenin üstünde kainat denilen garip bir yerde dönüp durmaktasın
    burası öyle bir yer ki(kainat) dışında ne olduğunu kimse bilmiyor mutlak hiçlik mi ihtimaller denizi mi
    ya da hayal edemeyeceğimiz başka şeyler mi
    her taraf simsiyah
    varlık hediyesi (ki aslında var değilsin) bu kosakocaman yerde ne arıyor
    düşünsene sonsuz hiçlikte fizik kanunları nasıl olabilir sonsuz hiçlik öyle bir yer ki her şey ihtimal dahilinde
    mesela maddeler birbirini çekiyor
    ve ya ışık diye bir şey var
    sonsuzluğun ortasında şekillerin renklerin kokuların kedilerin kuşların su aygırlarının
    civ civ yavrularının ve kanunların olması enteresan di mi
    şimdi sana hiç bi şey kendiliğinden var olamaz dediğimi sanacaksın ama ole demiyorum
    bak iyi oku
    burası bulunduğun yer şu an içinde olduğun et sonsuzz (sonsuzu düşün sonsuz) bir yerde
    ve sen burayı görece real time kendi algına göre yaşıyorsun düşünsene
    sen bir etin içindesin renkler var kokular var ama bir de sonsuz diye bir şey var
    ee benim olmam da sonsuz ihtimallere dahil diyeceksin
    heh bunu dediğin an şunu düşün
    bu sonsuz sandığın yer var ya allahın katında sadece bir an
    kainatı ve tüm bu varlık yokluk formatına dahil her şeyi düşün
    bunların tamamı onun sadece bir anlık nazarından ibaret
    “biz bir şeyin olmasını istediğimizde ona ol deriz”
    bu ne demek biliyor musun
    bu şu demek
    daha yaratılmamış bir şeye ol diyebilir misin diyemezsin
    ama bu ayet diyor ki biz “ona” ol deriz
    yani o şey yaratılmak istenen şey muhatab olunabilecek düzeyde
    şimdi düşün alemlerin rabbi olan allah
    o allah ki senin sonsuz sandığın bildiğin ve bilemediğin her şey
    onun ufkunda bir kum tanesi kadar yer tutmaz
    iyi düşün bildiğin ve bilemediğin her şey
    onun katında cansız hiç bir şey yok onun ufkunda akılların zerresini kavrayamayacağı ihtimaller
    her an yaratılmaya hazır (yani rabbimin bir anlık nazarına)
    sen sadece var ve yok formatındaki ihtimaller sonsuzluğuna allahın tek bir nazarından ibaretsin
    ve rabbim diyor ki
    “o izin vermeden huzurunda şefaat etmek kimin haddine”
    o müsade etmeden varlık sahasına çıkmak kimin haddine
    şimdi kuran a dönücem iyi dinle kardeşim
    kuran ole bir kitap ki 5 duyuyla sonsuzluğu kavramaya çalışan ve bunun ismine bilim diyenler için kapalı senin bu sonsuzluktan veri aldığın sadece 5 duyun var
    düşünsene 5 duyu komik di mi
    ve bu 5 duyuyla bir takım kanunlar bir takım realiteler üretiyorsun
    sonsuzluğu senin algınla sonsuzluk diye düşünme algıda da sonsuz bu meret
    yani algılanabilecek veri formatında da sonsuz
    ama verdiğin hükümler kısır çünkü 5 duyu kaydına sabit
    bu yüzden bilim değişir daha çook değişecek
    ilkel dinler diyorsun ya ilkel olan algılar
    seni doğduğun günden beri bir takım adetler
    huylar düşünceler formatlar içine hapsettiler
    isyanın aslında bu yüzden
    bir çiçeği ilkkez kokladığını düşün kardeşim
    daha önce koku hakkında hiç bir şey bilmediğini düşün
    beyninde koku hakkında hiç bir şey yok
    ve bir gül kokluyorsun aklını kaybedersin
    aklın yerinde duramaz sanata meraklı mısın bilemiyorum
    ama düşünsene biri karşına gül diye bir şey icad ettim diye çıksa
    ve onu koklasan şekline renginin doğruluğuna baksan
    dağılırsın di mi bi de üstüne bunu toprağa ekerek icad ettim dese bir şok daha
    toprağa bir tohum attım
    sonra bu toprak dediğim yerde madde dönüştürücüsü
    dönüştürdüğü ve her canlının işleyebileceği hale getirdiği maddeleri bu çekirdeğin içine import ettim sonra gül oldu

    topraktan kırmızı gül çıkıyor kardeşim
    topraktan sarı gül de çıkıyor
    topraktan su da çıkıyor sonra o su göğe yükseliyor
    gökten yağıyor güneşe denk gelirse gökkuşağı oluyor
    düşünsene yedi ana renk
    hayatın kaynağı olan su hayatın kaynağı olan güneşle havada buluşunca
    ortaya çıkıveriyor
    bir de bu yedi renk hüzmesini birleştirince beyaz oluyor

    Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. (AL-İ İMRAN SURESİ / 190)

    bak burada zekiler için demiyor ya da çok okumuşlar ya da bilimde ileri gidenler
    temiz akıl sahipleri
    temiz her şeyden arınmış ona bu güne kadar öğretilen her şeyden kurtulmuş
    ve bu sayede yaratılışın her safhasındaki manaları güzellikleri görebilen diyor
    koku hakkında hiç bir şey bilmeden bir gülü koklayabilen diyor
    sen de bi baksana aya güneşe
    kürenin güzelliğini düşünsene şeklinin doğruluğunu
    beyaz küre
    sarı yanan küre
    mavi canlı küre
    kırmızı oksit küre rabbimin sanatına bak
    küreyi de düşün nasıl doğru bir şekil
    vel hasıl
    anlatacak söyleyecek çook söz var lakin
    kuran da bir cümlenin muhteviyatına karşılık gelmez
    ne olur kurtar kendini aklını bu delilikten kurtar
    şeytan uşağı bile olsan kurtar kendini kardeşim

    böyle yazılar ayetlerle biter ya hep ben hadisle bitireyim

    insanlar uykudadırlar
    ölünce uyanırlar

  73. bence1 said

    Allahin en büyük Mucizesinin Günes oldugu kanaatindeyim.Olusumu,Calisma sistemi ve sonsuz bir enerji kaynagi olmasi acisindan en azindan biz Insanlar icin düsünene iyi bir örnek..!
    ve Madem Muhammed SAV,Kurani kendisinin yazdigi yorumlaniyorsa, Peki neden böyle bir seye ihtiyac duymus olabilecegini düsündünüzmü?Öyleyse _Allah benim_ diye cikabilirdi ortaya bana iman ve itaat edin diyebilirdi..!!.hem neden kendinden büyük bir gücün var oldugunu Insanlara impatlama lüzumunu görmüs olabilirki? eger bir insan kendini yüceltecekse..ve kendini yaratici olarak göstermek isteyecekse,neden Allah var ve Ona iman edin desinki??

  74. fdlmania said

    Sitenizi yeni gördüm,gerçekten özenle hazırlanmış…Tebrik ederim sizi,kalkıştığınız işin çok zor olduğunu da hatırlatmak isterim..Ne derseniz diyin insanlar inanmak istediklerine yine inanıcaklardır..Ama 1 kişi de olsa,insanların gerçekleri görmesini sağlamak önemli..Ben de ateistim(en azından agnostik),fakat bu tür mitolojik hikaye kitaplarını çürütmek oldukça basit zaten..Ama hala toplumda bunu başarabilenler küçük bir azınlık durumunda…Pek etmek en basiti tabi..Yine de çabanızı takdir etmemek mümkün değil..Durmak yok çürütmeye devam..

  75. misli5 said

    Bir zamanlar sportif balık avcılığı yapardım,serbest dalış zıpkınla(pek birşeyde avladığım filan yoktu ama deniz dibinin güzelliği her şeyden daha önemliydi).akşam kıyıya döndüğümüzde köylü balıkçıların kasa kasa ahtapot yakaladıklarını(aynı bizim gibi zıpkınla) hayretle gözlerdim.Ben 4-5 saat denizde denizdibini gözlerdim ama hiç ahtapot görmezdim.Birgün tanıdığım bir denizciye birazda utanarak bu ahtapotları nasıl görüp yakaladıklarını sormuştum.Hiç unutmuyorum oda bana demiştiki,sen denizin altında görmek istediğin seyi arıyorsun eğer ahtapot avlamak isteseydin etrafında ne kadar çok ahtapot olduğunu görürdün.Bunun nasıl büyük bir felsefe olduğunu,hayatın bütün yönlerini kapsadığını hayatım boyunca hep gözlemlemişimdir.Niye müslüman olduk,hiristiyan veya musevi vede budist değil.Niye diye dürüstce kendinize sordununuzmu?.Sizi bilmem ama geçde olsa ben kendi kendime sordum,nedeni basit islamiyetin büyük yüce bir din olduğundan filan değil,nedeni sadece müslüman bir aile ve toplumdan gelmiş olmamız.Çünkü bize kurgulanan,bize öğretilen bizim kabullenmemizi istenilen rol bu idi,hem aile hemde toplum tarafından.Çocukluğumda kendi kendime hiç anlamadığım arapça duaları neden türkçe okuyamadığımızı sorguladığımda bile büyük bir utanç ve eziklik duymuştum.Gençlik yıllarıma kadar bana islamiette ne kadar ters gelen şey olsada ben ben müslümandım ve bu terslikler benim anlama yetersizliğinden kaynaklanıyor düşüncesindeydim.Mesleğim gereği ve kuranın türkçe çevirisini okumaya başlamamla birlikte islamiyetin vede kuranın bize anlatıldığından ne kadar farklı olduğunu hiçbir mistik yanının olmadığını anlamaya başladım.Daha sonra eski ahit ve incilide incelediğimde hepsinin hiçbir mantıklı yazılımlar olmadığı kanaatine vardım.İnsan niye müslüman,hiristiyan veya budist olur şimdi biliyorum,çünkü özellikle çocukluk döneminde ,kişilik gelişmenin tamamlanmadığı dönemde size verilen rolleri sorgulamadan kabul etmek zorundasınız,aksini düşünemezsiniz bile,sorgulayamazsınız,size ne kadar ters olsada kabullenmek zorundasınızdır.Niye ısrarla ufacık çocukların kuran kurslarına gönderilmek istendiğini artık anlıyorsunuz.Çocukken kurguladığınız o beyin artık bedelini kendi içinde ve toplum içinde fazlasıyla ödemedikçe zincirlerini kıramaz.Onun için hiristiyan toplumunda müslman olma şansınızın olmayacağı gibi müslüman toplumundada hiristiyan veya dinsiz olma şansınız hiç yoktur(büyük bir bedel ödemedikçe).Bu nedenle hiçbir ateistin ben çocukluğunda ateıst olduğuna veya ateist doğduğuna inanmıyorum.Olmuşlarsa dürüstlükle sorgulamalarından,çok okuyup incelemelerinden vede bu geçişin bedelini az veya çok ödemiş olduklarındandır.Onun için ben artık ahtapotları görmeye başladım vede rahatladım.
    Bu arada bütün siteyi hemen hemen okudum,ahzab suresi 37. ve 50.ayetler hakkında müslüman arkadaşların objektif yorumlarını göremedim.cevap verirlerse sevinirim(tabiki devamıda var).

  76. gallenblase said

    Bir üniversitede imtan olarak, su soru gelmis, cehennimi hesaplayin kac insan icine girebilir diye, bir kisi haricinde kimse hesapliyamamis, Oglanin cevabi cok uzun ve Almanca oldugu icin tercüme edemiyecegim, cocuk mathematikle cehennemi güzelci hesaplamis, ve tüm insanlarin inanislara göre cehennemi girecegini fakat cehenneminde bu kadar cok insan icinde oldugundan, sonunda cehennemin sönücegini, ve soguyacagini aciklamis, keske türkcesi olsada size buraya yazsam, ölürsünüz gülmekten.
    Demek istedigim inanisa göre hepimiz cehenneme gidecegiz, 2,4 Milyon hiristiyanlar müslümanliga göre zaten hepsi cehennemlik, müslümanlardan daha iyi olanlar oldugu halde, 900 bin hindistanlilar hepsi cehennemlik, eee Türkiyede 100de 80 tam müslüman degil bence, bunlarda cehennemlik, o üniversitelin hesabina göre cehennem okadar insani icine alamiyacak, ve soguayacak, demekki burdada bir yanlislik yapmis Allahiniz. Sizler ugrasin biz yanicaz diye bizi korkutmaya, sizin bizim bilmedigimiz ne var elinizde, kim simdiye kadar allahlan konustu, kim gittide geri geldi, sadece elinizde bir kitap ve bu perfekt dediginiz kitap hicde perfekt yazilmamis, o kadar hatalar yapilmiski, allahin yerinde ben olmus olsam böyle kitap yassam, allahligimdan utanirdim, bu kadar hata, bu kadar sacmaligi bir araya getiren perfekt olan allah, insanin nasil yaratildigini bile biyolojiyle anlatamayip, camurdan yarattigini söylüyor, o kadar cocuklar dogup hastalanip hemen ölüyor, bilim, ilimin sayesinde ilaclarla cogumuz bu yasa geldik, eger bu ilaclar olmasaydi, belki insanlarin yarisindan cogu yasamiyacakti, neden allah böyle bir hata yapmis. Su inandiginiz kitabi düzgünce acip okuyun, allah korkusuyla degil, acaba gercekten allah mi yazdig diye okuyunki, eger allaha gercekten inaniyorsaniz bu kitabi allahiniza yakistirmaniz bile aslinda cok büyük bir hata, ben olsam ilk önce sizi cehenneme atardim.

  77. gallenblase said

    Milyon yazdim yanlislikla 2,4 Milyar demek istemistim

  78. thegsally said

    eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu

    siz inanmayanlar ki,öldüğünüzde çok pişman olacaksınız,siz ki Allahın varlığını birliğini onun ayetlerini yalanlayanlar,dünyada yiyin için eğlenin insanların haklarını gözetmeden adeta asalak leş kargaları gibi yaşayın,inançsız ölenler için ebedi cehennem azabı var,orda sadece irin içeceksiniz…

    Allah inşallah size yardım eder

    • misli5 said

      sen inanıyorsun cenete gideceksin,orada seni ne bekliyor, memeleri tomurcuk huriler sarap akan ırmaklar,meyve bahçeleri falan filan.Azıcık beynin olsaydıda onu çalıştırmayı deneseydin ne olduğunu anlardın.Ama inanç sezin beyninizi uyuşturmuş,en bariz çelişkileri bile göremez hale gelmişsiniz.Sayın müslüman biraz düşünsene senin ruhun gidecek o tarafa,bedenin değil ne yapacak senin ruhun bedeni zevkleri,hurileri şarapları.Cehennemmiş kime yutturuyorsun bu masalları,anlaşılan iyice beynin uyuşturumuş cenet cenennem hikayeleri ile.

  79. kuzeyruzgar said

    Çanakkale zaferi ile ilgili bir yazınızda şunları yazmışsınız…
    ulu önder Atatüek ve silah arkadaşları olmasaydı ülkemezin parçalanacağıdan ve dolayısıyla Türk lerin bağımsızlığını kaybedeceğinden bu nedenla Atatürk e ve silah arkadaşlarını çok şey borçlu olduğumuzdan bahsediyorsunuz ^size soruyorum o insanlar vatanlarını ne için savundular nasıl savundular hangi dine mensupdular kim için savaştılar vatan millet kavramı din kavramı onlar için ne ifade ediyordu. size soruyorum bu sitede yazdıklarınızı onlar okuyabilselerdi dürüst olrak cvp verin dalga geçmden ciddi bir şekilde….

    • islamiyetgercekleri said

      Şimdi kuzay rüzgarı.. Duygusal mantıkla sora sora ancak böyle bir soru sorardınız.. Sizdende başka bir şey beklenmezdi.. Ne de olsa Arap ın Allah ısizlere cennet, huriler vaadediyor..

      Önceliklse size bende başka bir soru sorayım.. Balkan savaşı sırasında insanlar vatanlarını ne için savundular ve hangi dine mensuptular? Çanakkale savaşına katılanlar için sorduğunuz soruların cevapları ikisindede aynıdır.. Ama Bakhan savaşlarında ne oldu? Tam bir hezimet..

      Balkan savaşlarına gidilirken dini devlet törenleri düzenlenmiş, savaşa gideceklere ayetler okunmuş, ceennet yalanları ile dolduruşa getirilmiştir.. Yani kısaca insanlar cennetle aldatılmışlardır ve din adına savaşa koşturulmuşlardır.

      Oysa Atatürk hiç bir zaman insanlara hayal satmamıştır.. Bahsettiği şey oldukça yalındır.. Önce VATAN.. Sizler aradaki bu ince çizgiyi kavramayabilirsiniz.. İnsanların inançlarını kullanmamış, inançları insan ile Tanrı arasında bırakmıştır.. Sizler erdem denen o yüce duyguyu bilemezsiniz.. İşte Atamız insanlara erdem yolunda savaşmayı göstermiştir..
      Bir Japon a şehit kavramını anlattığınızda adam dumur olur, şaşırır.. Ona göre bu erdemsizliktir.. Bir ödül karşılığında harekete geçmek Japon a anlamsız gelecektir.. Vatanı savunacaksın, karşılığında cennet, huriler alacaksın.. Elbette bu Japonda vatanı için savaşacaktır ama erdemi ile.. Erdem ona neden savaştığı gerçeğini gösterecektir.. Japon annesi, babası, ailes, vatanı için savaşa gidecek ölse bile ona ne cennet ne de huri vaadedilecektir, Japon un kazancı erdemini hissetmek gerçekler yolunda vatanına hizmet etmektir.

      Size daha iyi bir örnek.. Memleketimizde hızlı tren faciası yaşandı 27 kişi öldü.. Sorumlular takdiri ilahi dedi geçti.. Bunun yerine erdemli birisini koyalım.. Kobe de deprem oldu her yer yerle bir.. Belediye başkanı 3. günü intihar etti.. Sebebi ne mi?3 gün geçti ama ben hala şehre su sağlayamadım, bu utançla nasıl halkın yüzüne bakarım?

      Bu iki örnekte hangisi sizce daha iyi bir davranışsa kendi sorduğunuz sorunuzun cevabını bu örneğe vermiş olduğunuz cevapla tamamlayabilirsiniz..

  80. eternaljustice said

    hiçten geldin… hiçe döneceksin ..
    yani hiç varolmamışçasına yok olacaksın
    bu kaçınılmaz tek gerçek….
    sonsuzdan beri varmıydınki..?.. sonsuza kadar yaşamayı cenneti hurilere istiyorsun…
    aslında ne terbiyesizlik….
    hiçten gelen bir maddenin , sonsuza kadar varolmak için, ayılmaları, bayılmaları, güya inanmaları..!! saçma sapan ipe sapa gelmiz safsataların peşinden koşmaları, hayal alemleride yaşamaları.. ne terbiyesizlik..!! …eeee herşey sonsuz tatlı hurili oğlanlı ebedi hayat için.. heh hee..
    hz.führer efendimiz (s.a.v) talan katliam vurgun ve şehveti için sonsuz hayatı vaadetti… yüzbinlerin kanına girdi, hitler cengizhan stalin tüm diğer şerefsizler gibi…

    ama şuda var
    her millet , layık olduğu hayatı yaşamalıdır… asıl temel gerçek bu…..
    felluce camilerinde katledilen andavallar , akıllı olsalardı şimdi kendileri ve ülkeleri isviçreden daha güzeldi….
    yoksa mamut.. naapsın mahmut (200 adet cariyesi olan bir padişahın lafı) yeeesss

  81. freeneet said

    Admine Not: Hayret, o kadar inançlara küfreden yorumları yayınlamışsın benimkini yayınlamamışsın. Sizin objektifliğiniz de buraya kadar, yani yumuşak noktanıza bastık mı, orada asıl yüzünüzü görüyoruz.

    Dine laf atan adam, sana sesleniyorum! Bu toprağın bu kültürün adamı olmadığın belli. Şimdi iyi dinle, Bu toprakta hıristiyanlık doğmuştur. Bu coğrafyada da Hz. İbrahim’in torunları yaşamıştır. Bu coğrafyada, İnsanlık adına hep ilkler gerçekleşmiştir. Şimdi o stonehenge gibi kamyonla taşıma taşlara dayanan “uygarımsı”ya mensup kardeşlerine söyle, onlar mağarada tamtam dansı yaparken buranın insanları sizin bugün bile ulaşamayacağınız uygarlık olgunluğuna erişmişti, Hıristiyanlık da bizim eserimizdir, Müslümanlık da, Yahudilik de çünkü hepside stonehenge taş yığınından değil ortadoğudan çıkmıştır! Eleştirmen gereken illaki bir husus varsa git “İsa muhammedi öldürdü” diye ıraklıları tahrik edip, sonra buna itiraz eden ıraklıları öldüren stonehenge askerlerini eleştir. İsa adına 50 milyon kızılderililiyi katledenleri,vietnamlıları helikopterlerden aşşağı atan sarı makatları eleştir. hiroşima/nagazakiye bomba atanları, İstanbulu haçlı seferleri sırasında yağmalayanları -ki bunlara değinmediğinden güzel bir stonehenge tamtamcısı olduğun belli zaten.
    Ayrıca müslümanlar şunu yapmış bunu yapmış demeden önce Batının bugün geldiği noktada DİNDAR Müslüman bilim adamlarının kendi eserleri ve onların bugüne sağlam gelmesini sağladıkları Grek-Mısır-Anadolu(evet tesadüfe(!) bak ki bunlarda stonehenge’li değil) eserlerinin yazmaları sayesinde olduğunu, Unutma… İslamiyetin çok eşli sistemini eleştirmeden önce, çok eşliliğin önce “ilk eşin izini”ne tabi olduğunu öğren, sonra git çok övdüğün o Çağdaş Avrupa’nın krallarının saraylarında metreslerinin heykellerini diktirdiğini. Bir krallarınında(henry) sırf Daha fazla metresle birlikte olabilmek için, Yeni bir MEZHEP(anglikan) fırtlattığını oku!

    Stonehenge Barabarı’nın açılımı= Avrupaya gelmeden önce çadırlarda yaşayan,hukuku,örfü,ahlakı olmayan, kuzey avrupaya sonradan gelmiş,Roma’yı yıkan, ardından boşluktan yararlanıp avrupaya yerleşmiş, İçindeki barbarist şiddeti yöneltecek bir uygarlık aramış, bu yüzden Papaların İslam DÜnyasına Haçlı seferlerini düzenlemesine yol açmış(o şebek benzeri Bush da “Haçlı” sözcüğünü kullanmıştı değil mi) azgın ve İNSANLIK İÇİN KARANTİNAYA ALINMASI GEREKEN bir ırktır.

    Barbarın kendi ağzından:
    “Barbarlık, onur dolu bir sıfattır. Bu nedenle, tam anlamıyla barbar olmak istiyoruz.” Adolf Hitler

    Size söylüyorum Önce ROMA’yı yıkan ardından doğu’ya barbarca seferler düzenleyenleri. ALLAHU EKBER diyerek MÜSLÜMAN TÜRKLER sırtlarında at koşturdu… İçinizdeki şiddet arzusu yüzünden 600 yıl boyunca İslam’ın sizi dize getirmesini izlediniz!(evet martin luther bundan biraz bahsedebilmişti) aynı azgınlığı birinci kez böyle karşıladık, ikinci kez nasıl olabilir “Tarihi düşünme” yeteneğiniz varsa(sanmam) düşünün!

    Bu arada Allah’a şükür bu zırvalara karnımız tok. şimdi Allahın huzurunda yemin ediyorum, hiç beş vakit namaz kılmayan ben, Sabah namazı olmak üzere, beş vakit namaz kılmaya başlıyorum. ve günde 30 dakikası TEK MUHARREF OLMAYAN İLAHİ KİTAP, KURAN olmak üzere, ortalama 2 saat de kitap okumaya kendimi geliştirmeye yemin ediyorum. Çünkü bizi ayakta tutan sizin gibi barbarların bu dünyada olması ve bu yüzden dinimize sıkı sıkıya sarılıp medeniyetimizi ve insanlığı koruma içgüdüsü!

    Çünkü sizin bu yanlış hesaplarınız sayesinde imanımız aksine daha da artıyor!

    BU YAZIYI OKUYAN VE BANA KATILAN HERKES
    Rehaveti ve Ataletli olmayı bırakıp günde 2 saat ilmi kitap, hadis ve kuran okusun. ibadetini yapsın…

  82. freeneet said

    .Admine Not: Hayret, o kadar inançlara küfreden yorumları yayınlamışsın benimkini yayınlamamışsın. Sizin objektifliğiniz de buraya kadar, yani yumuşak noktanıza bastık mı, orada asıl yüzünüzü görüyoruz.

    Dine laf atan adam, sana sesleniyorum! Bu toprağın bu kültürün adamı olmadığın belli. Şimdi iyi dinle, Bu toprakta hıristiyanlık doğmuştur. Bu coğrafyada da Hz. İbrahim’in torunları yaşamıştır. Bu coğrafyada, İnsanlık adına hep ilkler gerçekleşmiştir. Şimdi o stonehenge gibi kamyonla taşıma taşlara dayanan “uygarımsı”ya mensup kardeşlerine söyle, onlar mağarada tamtam dansı yaparken buranın insanları sizin bugün bile ulaşamayacağınız uygarlık olgunluğuna erişmişti, Hıristiyanlık da bizim eserimizdir, Müslümanlık da, Yahudilik de çünkü hepside stonehenge taş yığınından değil ortadoğudan çıkmıştır! Eleştirmen gereken illaki bir husus varsa git “İsa muhammedi öldürdü” diye ıraklıları tahrik edip, sonra buna itiraz eden ıraklıları öldüren stonehenge askerlerini eleştir. İsa adına 50 milyon kızılderililiyi katledenleri,vietnamlıları helikopterlerden aşşağı atan sarı makatları eleştir. hiroşima/nagazakiye bomba atanları, İstanbulu haçlı seferleri sırasında yağmalayanları -ki bunlara değinmediğinden güzel bir stonehenge tamtamcısı olduğun belli zaten.
    Ayrıca müslümanlar şunu yapmış bunu yapmış demeden önce Batının bugün geldiği noktada DİNDAR Müslüman bilim adamlarının kendi eserleri ve onların bugüne sağlam gelmesini sağladıkları Grek-Mısır-Anadolu(evet tesadüfe(!) bak ki bunlarda stonehenge’li değil) eserlerinin yazmaları sayesinde olduğunu, Unutma… İslamiyetin çok eşli sistemini eleştirmeden önce, çok eşliliğin önce “ilk eşin izini”ne tabi olduğunu öğren, sonra git çok övdüğün o Çağdaş Avrupa’nın krallarının saraylarında metreslerinin heykellerini diktirdiğini. Bir krallarınında(henry) sırf Daha fazla metresle birlikte olabilmek için, Yeni bir MEZHEP(anglikan) fırtlattığını oku!

    Stonehenge Barabarı’nın açılımı= Avrupaya gelmeden önce çadırlarda yaşayan,hukuku,örfü,ahlakı olmayan, kuzey avrupaya sonradan gelmiş,Roma’yı yıkan, ardından boşluktan yararlanıp avrupaya yerleşmiş, İçindeki barbarist şiddeti yöneltecek bir uygarlık aramış, bu yüzden Papaların İslam DÜnyasına Haçlı seferlerini düzenlemesine yol açmış(o şebek benzeri Bush da “Haçlı” sözcüğünü kullanmıştı değil mi) azgın ve İNSANLIK İÇİN KARANTİNAYA ALINMASI GEREKEN bir ırktır.

    Barbarın kendi ağzından:
    “Barbarlık, onur dolu bir sıfattır. Bu nedenle, tam anlamıyla barbar olmak istiyoruz.” Adolf Hitler

    Size söylüyorum Önce ROMA’yı yıkan ardından doğu’ya barbarca seferler düzenleyenleri. ALLAHU EKBER diyerek MÜSLÜMAN TÜRKLER sırtlarında at koşturdu… İçinizdeki şiddet arzusu yüzünden 600 yıl boyunca İslam’ın sizi dize getirmesini izlediniz!(evet martin luther bundan biraz bahsedebilmişti) aynı azgınlığı birinci kez böyle karşıladık, ikinci kez nasıl olabilir “Tarihi düşünme” yeteneğiniz varsa(sanmam) düşünün!

    Bu arada Allah’a şükür bu zırvalara karnımız tok. şimdi Allahın huzurunda yemin ediyorum, hiç beş vakit namaz kılmayan ben, Sabah namazı olmak üzere, beş vakit namaz kılmaya başlıyorum. ve günde 30 dakikası TEK MUHARREF OLMAYAN İLAHİ KİTAP, KURAN olmak üzere, ortalama 2 saat de kitap okumaya kendimi geliştirmeye yemin ediyorum. Çünkü bizi ayakta tutan sizin gibi barbarların bu dünyada olması ve bu yüzden dinimize sıkı sıkıya sarılıp medeniyetimizi ve insanlığı koruma içgüdüsü!

    Çünkü sizin bu yanlış hesaplarınız sayesinde imanımız aksine daha da artıyor!

    BU YAZIYI OKUYAN VE BANA KATILAN HERKES
    Rehaveti ve Ataletli olmayı bırakıp günde 2 saat ilmi kitap, hadis ve kuran okusun. ibadetini yapsın…

    • freeneet said

      Ayrıca şunu ekliyeyim, En çok Ataist’de bu bahsettiğim Kuzey Barbarı, Alman,Rus ve Baltık memleketlerinde bulunur…

      • freeneet said

        “Ateizm en parlak dönemini 19-20.yy da Feuerbach, Marx, Engels, Lenin ve diğer bütün diyalektik maddeci filozoflar ile yaşamıştır.” (kaynak:wikitr)

        Tesadüfe bak, bunların çoğu daha 600-700 yıl önce yamyam olan, kuzey barbarları!

  83. freeneet said

    Hah şunu itiraf et işte, “hayvan gibi her güdümü doyuma ulaştırana kadar yapacağım” de. “Bunun önünde engel tüm inançları beni lanetlediği için bende onları lanetleyeceğim” de! hadi bakalım, senin vaden ömrünün sonu, “Onların” vadesi dünyanın sonu. Biz biliyoruz kimin kazanacağını ama, sen yinede bekle, belki o zaman kadar evrim de geçirirsin, ikinci bir mide ve uzuv da çıkar yan tarafında!

  84. islamiyetgercekleri said

    Freenet acaip komiksin be kardeşim.. İslam demek ki insanı bu kadar akıldan eksik bırakıp komik duruma sokmaktadır.. En çok ateist kuzay ülkelerinde diyip 600 önce kuzeylilerin barbar olduğunu söylemişsin.. Ne alaka? Sen 21 yy a bakıver.. Eğitimde adamlar bir numaralar.. Sosyal devlet desen alası onlarda.. Sağlık sistemleri mükemmel..

    Şimdi 21 yüzyılın barbarlarına bakıversen..

    Mesela her nedense bunlar İslam ülkeleri.. Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Etiyopya, Sudan, Somali……

    Bak şu İslam ın acizliğine… 21 yy da bu barbarlık..
    CIK CIK CIK

    • freeneet said

      Bununla neredeyse felsefe kadar eski bir ilim dalını,Tarih Bilimini reddetmiş oluyorsun.
      Tarih kâinâtın vicdanıdır. Ömer Hayyam http://www.tariharastirmalari.com/tarihleilgilisozler.html

      Klasik İttihat ve batakçılar gibi Arap düşmanlığı kokuyorsunuz, size şunu söyleyebilirim, Salt Arap hayranı filan değilim, hatta Osmanlıya isyan ettiği için Suudları da sevmem. Fakat bu, dünyada yaklaşık 4 milyar mensubu bulunan İbrahimi dinlerin Samilere gönderildiğini ve Samilerin %95’inin de müslüman arap olduğu gerçeğini değiştirmez. Hatta bundan aslen sami olmayan hazarlı yahudileri çıkarırsanız oran daha da büyür. Bunu birinci hatanızla birleştirirsek: Hz. İbraihim’in doğduğu yer Irak’tır , Ama yine, tıpkı 600 yıl önceki roma dışı barbar ataları gibi, Irak’ı talan eden de yine o barbarların torunlarıdır. Bugün Alman derin devletinin bizzat tasmasını elinde tuttuğu dazlaklara Türk evlerini kundaklattırması, yine Rusya’da yılda binlerce dazlak/Irkçı saldırının Asyalılara/Müslümanlara karşı gerçekleşmesi… içinde yaşayan On binlerce bebek, çocuk, kadının bulunduğu hiroşima ve nagazaki’ye nükleer bombaların atılması (evet burada atalarını da aştılar)…

      Tarih milletlerin yapabileceklerinin ve görecekleri muamelelerin sınırlarını belirler! barbarların tarih bilinci olması zaten beklenemez. Uygarı barbardan ayıran en önemli husus, talih bilincidir. Yoksa bina ve heykel dikip, uygarlık tarihini kendine mal eden eğitim kitapları okutması değil!

      İslam Uygar olmayı emreder, diğer ilahi kitaplar da islam gibi emreder fakat mesele dini de aşmıştır burada mesele dindar uygarla, dindar olmayan(yani kural tanımayan) barbarın savaşıdır! Dinler Uygarlık için gönderilmiştir, Şeytan da barbarlar için!

  85. eternaljustice said

    gördüğüm en büyük terbiyesizlik….!!
    hiçten yoktan, gelen bir canlının sonsuza kadar varolabilmek , sonsuz hayat yaşayabilmek için çırpınışları, safsatalara hayal alemlerine inanmaya çalışmaları, ayılmaları, bayılmaları, tapınmaları….!!!!
    aynı canlı işine çıkarına gelince, teknolojiyi aklı mantığı uygarlığı medeniyeti kullanır inanır..
    ama yine işene çıkarına geldiği için salya sümük ağlar zırlar tapınır dua eder falan……
    eee… herşey tatlı şehvetli sonsuuuz hayat için…..
    şunu asla unutma…..
    hiçten geldin
    hiçe döneceksin…… istediğin kadar ağla zırla tapın dua et….!!!

    felluce camilerindeki zavallılarda bu akıldaydıda… gördüler…….)))
    libyada afganistanda filistinde pakistanda hep aynı andavallar…
    sarışın dev adam olmasaydı, yunan ermenide gösterecektide neyse… (başka bahara)

    ama bunlar olmalı….
    yoksa en aşşağılık işleri kimler yapacak alamanyada tuvaletleri kim temizleyecek…))
    medeniyet uygarlık insanlık çağdaşlık varken, … karanlıklar zavallılar

    seni versinler ellere
    beni vursunlar
    sana şeriatın moklu yolları
    bana uygarlıklar

    • bybashbelasi said

      madem hıcsın ne dıye uyandırmaya calısıonuz sen hıcsen bende hıcsem neyı tartısıon ?? sacmalıosunuz hıc bı belge dayanak yok 🙂 zuhaha mıort edıyorum senı

    • spyro34 said

      puhahah bos konusmusun laa guldurttun resmen 🙂

  86. eternaljustice said

    Bütün dinler gerçeklerden ve akıldan mantıktan uzak saçmalıktır, aslında bilimsel açıdan konuşmaya dahi değmezler. Eski çağların ilkel insanının arayışları fosilleri falandır yani
    amaa… bir din varki (arapların hristiyanlıktan ve musevilikten çalıpdıkları kopyaladıkları din) etkileri günümüzde dahi çok korkunç olarak devam etmektedir…
    …. Hiç merak ettinizmi, çocuk dolu bir ilkokula bir israil tankçısı topunu nasıl ateşler…bu müthiş nefret nerden kaynaklanır.. veya bosnada yüzbinlerce arap dinine mensup suçsuzu nasıl acımasızca katliam yaparlar.. o sırp askerlerinin cocukları eşleri anneleri yokmudur… böylesine korkunç bir nefreti sırpa museviye veren nedir.. yunan anadoluda türkleri evlere doldurup neden canlı canlı yakarlar… böylesine korkunç nefretin sebebi ne… ? neden…???
    …. nedeni, o arapın (hz.führer) yüzyıllar önce yaptığı katliamlar, ırza geçmeler.. canlı canlı ateşte yakmalar, sonrada gözünün önünde kafasını kılıçla kestirdiği adamın karısını kızını birkaç saat sonra şerefsizce ırzına geçmeler.. ve asırlarca insanlara korku dehşet katliam tecavüz talan sunmaları..yüzbinlerce masum insanı katletmeleri karısını kızını halletmeleri mallarına el koymaları
    kan vahşet dehşet.. canlı canlı ateşte yakmalar… varmı daha ötesi….
    ..rooswelt ne demişti… rüzgar ektin sayın hitler… fırtına biçeceksin…
    ey arabın dinine mensub meczublar…
    sonsuz hayatı kaparmısınız.? piyango çıkarmı sizlere onu bilmem ama
    topunuzu bekleyen çook fırtınalar var…… ilk fırsatta …
    şimdi anladınızmı israil tançısının topunu ilkokula ateşlemesinin nedenini….
    senin atalarının kafasını, karının kızınını önünde kesseler… birkaç saat sonrada karısının kızının ırzına geçseler cariye yapsalar , mallarını talan etseler… canlı canlı ateşte yaksalar……………..

    o tankın topunu bende basardım sende basardın…
    yaşasın adalet
    hemde sonzusunudan….. ETERNAL JUSTİCE…

  87. karl43 said

    bakın ayette ne diyor rüzgarı Hz.Süleymanın emrine verdik diyor rüzgarla hareket eden bir arac olduğunu düşünün neden petrole ihtiyac duysun rüzgarla kendini hafifçe yere bıraktırabilecekken neden piste ihtiyac duysun rüzgarı istediği hızda yönlendirebiliyorken neden demirden yapsın ve ayrıca Hz.süleyman babası hz.davuttur ve demiri şekillendirmeyi bulan o dur.Kulenin yapılmasının nedeni hava trafiğini kontrol etmektir havada bir arac varken neden kuleye ihtiyac duyulsun buyrun cevap verin!!!

  88. perr123 said

    Merhaba İslamiyetgerçekleri.
    Sitenizi ve tartışmaları zevkle takip ediyorum.
    Şunu söylemek isterim ki, tartışılan konularda, teist ve ateistlerin sağlam argümanlar sunamadıklarını düşünüyorum.
    Bir yerde okumuştum, “ya sağlam bir teist olacaksın, ya da sağlam bir ateist”.
    Yani inancın her neyse, çok sağlam gerekçelerin olacak.
    Eğer iki kamptan birindeysen ve sağlam gerekçelerin yoksa inancında (veya inkarında) her an kırılma yaşayabilirsin.
    Muhtemeldir ki, sağlam bir inanç temeli ve bilgisi olmayan bir Müslüman (ki çoğu öyle) bu siteyi inceledikten sonra çok rahatlıkla inanmamayı tercih edebilir.
    Kanımca, aynı durum bir ateist için de geçerli. Sağlam bir inançsızlığı olmayan ateist, içinde bulunduğu uçağın hava boşluğuna düşmesi anında kelimei şehadet getirse şaşırmamalıyız diye düşünüyorum.
    Yani sözün özü, inancın da inançsızlığın da çok sağlam temellere dayanması gerekiyor.
    Öncelikle inançlı bir Müslüman olduğumu söyleyerek söze başlamak istiyorum.
    İnanış ve inanç kavramlarının farklı olduğunu düşünüyorum. Sağdan soldan alınan temel din eğitiminin inanış olduğu kesin. Bence inanış, taklide dayalı bir kurum ve her an çökmeye mahkum gibi. İnanç ise daha sağlam, çökmesi daha zor bir inanma biçimi. Tekrar etmek istiyorum, teizm veya ateizme ait inanma biçimi inanıştan ibaretse bir yerde kırılması muhtemeldir.
    Sevgili İslamiyetgerçekleri, sizin inanmama biçiminizin de sağlam temellere dayalı olduğunu görüyor ve bundan mutluluk duyuyorum, ateizmi seçen ama bu seçiminin hangi temellere dayalı olduğunu bilmeyen pek çok inançsızdan iyi durumda olduğunuzu, ancak yine de önyargılara dayalı bir inkar modelini seçtiğinizi düşünüyorum.
    Sözü çok uzatmak istemiyorum, inançlı bir Müslüman olduğumu söylemiştim. Sizin Kur’an’dan yaptığınız çıkarımlara katılmıyor ve herhangi bir ayeti sizden farklı olarak İslami inancım doğrultusunda yorumluyorum.
    Bu arada yukarda bahsi geçen erkeklerde meme ucu konusunun fena halde “evrim teorisi” koktuğunu düşünmekteyim, erkeklerde meme uçlarının en ateşli evrimciler tarafından dahi evrim kanıtı sayılmadığının bilinmesini isterim.
    Şimdilik sitenizde yayınlamasını istediğim ilk yorum yazım bu kadar. Kuran, inanç, evrim ve kainat hakkında konuşup fikir alışverişi yapabileceğim ve birbirimize tezlerimizi anlatabileceğimiz arkadaşlarım msn adresimi eklerse memnun olurum. Forumxyz@hotmail.com
    Çalışmalarınızda başarılar diliyorum, sağlıcakla kalın, selam ve saygılar…

  89. velvet7 said

    Sayın islamiyetgerçekleri, kendinizi bunlara laf anlatmak için yormayın çünkü anlamıyacaklar, onların ağızları laf yapar ama soylediklerini toplasak sizin bir cümleniz kadar değeri yoktur. Ne derlerse desinler seviyenizi koruyun bazen en güzel cevap susmaktır..

  90. blast2 said

    islamigerçekler sana katılıyorum dostum

    kuran a inanlar savunduğunuz kitabın ne içerdiği hakkında en ufak bi fikriniz varsa zaten islamigerçekler arkadaşımın haklı olduğuna inanmanız gerekir onun için fazla yoruma gerek yog
    e mailimde sizde çıkıyor sanırım lütfen benimle iletişime geçiniz..

  91. eternaljustice said

    sevgili arapdini gerçekleri
    yazılarını zevkle şehvetle takip ediyorum ve sizi kutluyorum inançlarınızı çok sağlam temelleri dayandırdığınız için sizi seviyorum dermişim…)))
    şunu görüyorumki ateistler sağlam argümanlar sunmuyorlar ama siz bir başkasınız, sizi kutluyorum bir arapdini mensubu olarak…)) dermişim…
    biryerlerde okumuştum ya sağlam deist olacaksın ya sağlam deyyus olacaksınmıydı neydi..??
    yani inancın herneyse çok sağlam olacak…!!!!!
    ben meselam hinduyum.. inançlarım çok sağlam animallah maşallah, inekler benim için kutsaldır
    şimdilik sizi bi daha tebrik ediyorum,

    asla fetoşçuların ve kenar mahallenin hamdolsuncularının seviyesine düşmeyin.. saygıyla…..))

  92. eternaljustice said

    BE HEY DÜRZÜ

    ne ararsin tanri ile aramda!…
    sen kimsin ki orucumu sorarsin?
    hakikaten gözün yoksa haramda
    basi açiga niye türban sorarsin?

    raki, sarap içiyorsam sana ne.
    yoksa sana bir zararim, içerim.
    ikimiz de gelsek kildan köprüye,
    ben dürüstsem sarhosken de geçerim

    esir iken mümkün müdür ibadet?
    yatip kalkip atatürk’e dua et.
    senin gibi dürzülerin yüzünden,
    dininden de soguyacak bu millet

    isgaldeki hali sakin unutma.
    atatürk’e dil uzatma sebepsiz.
    sen anandan yine çikardin amma
    baban kimdi bilemezdin serefsiz.

    Neyzen Tevfİk

  93. Şüpheli Kanı said

    Site sahibine teşekkürler! Çok güzel bir site kurmuşunuz.

    Herkesi buraya bekliyoruz: http://suphelikani.wordpress.com/

  94. eternaljustice said

    tüm yazdığım yorumları silmek istiyorum.. yardımcı olursanız sevinirim

  95. altinbeyin said

    Bu zirvalar yigininin kapkaranlik Dünyasini insanliga ,o Aydinlik dolu bilginizle sergilediyiniz icin sizlere gercekden kalpden sonsuz tesekkürler,tabiki diger aydinlik savascilarinada tesekkürler.sonsuz denecek saygilar.

  96. […] aksuselcuk@mynet.com mailini kullanan kişiye: […]

  97. serversev said

    Orda burda arapça allah yazıyormuş. Allah böylece kendini kanıtlıyor, gösteriyormuş. Yahu sen nesin ki Allah sana kendini kanıtlayacak. Altı üstü koca evrende nereyse bir hiçsin. Ne burnu büyük egosantrik hayata bakış bu böyle. Ayrıca elinle nah işareti yap sonra parmakların birleştiği yerlere bakarsan orada da Allah yazıyor. Allah kendini nahla mı kanıtladı şimdi. Ya da orda burda Allah yazısıyla dine inancı artan gerilere nah yapıyordur.

  98. bybashbelasi said

    o meme ucları senın gıbılerın uclarını sıkmak ıcın var geri anladınmı hala geriye gidiosunu devir teknolojı devrı cagdas modern olmaya davet edıyorum hala 1400 yıldır kuranın yuce kıtap oldugunu anlıyamadınız 🙂 yaw bı kıtabı anlamak bu kadar zormu ya beynınıze gırmıo bı turlu hala kuran oncesı cahılıye devrındesınız haha 🙂 21. yy da hala kuranın yucelıgını anlamayan bı avuc zavalı cok yazıkkkkk cokkkkkkkkkk :)) vah vah 🙂

  99. islamiyetgercekleri said

    bybashbelasi iyi ama sizin puta tapıyor dediğiniz Hindularla sizlerle aynı cevabı veriyor. Siz onlarla yok inek yok taş etrafında dönüyor derken sizlerde Muhammedin sakalı, Muhammedin hırkası, Kabe gibi putların etrafında hürmettesiniz… Hele o hacerül esvet denilen kara taşa saygı ona dokunmak tamamen putperest..

  100. gercekleraci said

    Artık uyanma zamanı dostlarım. Dünyayı şekillendirenler hayatın her döneminde bizi kandırdı. Bizi görülmeyen şeylere inandırıp korku saldılar ve hoşgörü dediler! Ve öyle bir hal aldı ki, insanlar, kendilerine anlatılan o çok merhametli Tanrıyı öfkesi burnunda bir cezalandırıcı olarak görmeye başladı. Onun adını ağızlarına almaya korkar oldular.

    Nihayetinde insanların iradeleri ellerinden alındı. İnandığı için değil, korktuğu için inanan insanlar ortaya çıktı ve bu şekilde cenneti hak edeceklerini sandılar!

    Ne kadar garip değil mi?

bybashbelasi için bir cevap yazın Cevabı iptal et